Politik iktidar Almanya ve Hollanda ile yaşanan krizi, AB'nin yapısal örgütlenmesinden ayrı bir biçimde ele almaktadır. İktidar Batı'ya köklü bir tavır al(a)mamaktadır. Çünkü Türkiye son 70 yıldır Avrupa ve ABD'ye ekonomik, siyasi, askeri temellerde bağlıdır.

Türkiye'nin bu tek yanlı bağımlılığa son vermesi kısa vadeli taktik politikalarla mümkün değildir. Daha farklı bir ifadeyle, yanlış olarak belirlenen strateji, doğru taktik politikayla düzeltilemez. Türkiye'nin AB ve ABD'ye tek yanlı bağımlı hale getirilmesi stratejik olarak yanlış politik hedef belirlemek sonucu ortaya çıkan bir durumdur.
Yani sorun Almanya, Hollanda gibi bir kısım Batılı devletle yaşanan istisnai bir sorun değildir. Sorun yapısal bir sorundur. Dolayısıyla ıslahatçı politikayla mevcut yapısal sorun çözülemez. Bu noktada belirtmekte fayda var ki, adı geçen devletler hiçbir zaman Türk dostu olmadığı gibi, Türkiye'deki milli kuvvetler tarafından da her daim emperyalist - gerici devletler oldukları ifade edilmiştir. Bu noktada bizim cephemizden bir kafa karışıklığı veya çelişki bulunmamaktadır.
İktidar odağında bulunan kuvvet(ler) gerçekten samimi ve milliyetçi / vatansever kaygılarla hareket edecek olsa şunları yapması gerekir:
1 - Suriye'nin kuzeyinde PYD / YPG ile ittifak kuran, bölücü terör örgütünü zırhlı araçlarla ve ağır silahlarla donatan ABD ile ilişkilerin süresiz olarak dondurulmasıyla beraber İncirlik üssünde konuşlanan ABD'nin askeri faaliyetlerine son verilmelidir.
2 - Kendi ülkesinde bölücü terör örgütü ve cemaat örgütlenmesinin örgütlenmesine zemin hazırlayan Almanya'nın da İncirlik Üssü'ndeki askeri faaliyetlerine son verilmelidir.
3 - Gerekçeli karar ile İncirlik Üssü'ne TSK adına el koyulmalı, İncirlik Üssü dahil ABD, Almanya ve Hollanda'nın askeri faaliyet sürdürdüğü NATO üslerine el koyulmalıdır.
4 - Türkiye'de Batı adına faaliyet sürdüren STK, Vakıf, Dernek gibi teşkilatlanmaların faaliyetleri kesin olarak durdurulmalı bu teşkilatlar süresiz olarak kapatılmalıdır.
5 - Ortadoğu'da ABD'nin bir dönem finanse ettiği ÖSO gibi terör örgütleri ile değil; bölgede meşru olarak varlığını devam ettiren devlet ve bu devletlerin orduları ile işbirliğine gidilmelidir.
6 - Ortadoğu'dan Türkiye'ye yönelik planlı göç dalgası, bölge devletleri ile de mutabakata vararak durdurulmalı, mevcut göçmenler planlı bir şekilde ülkelerine gönderilmelidir.
Ancak mevcut sistem içerisinde bu mümkün olmadığı gibi, yukarıda sayılan maddelerin uygulanması ise Müdafaa-i Hukuk ekseninde kurulacak bir milli hükümet ile mümkündür.
Mithat Akar / İzmir
https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226