
Ay yıldızın ışığı ihaneti unutturmaya yeter mi?
Teslimiyetçi iktidar partisinin attığı ‘açılım’ tohumları, çoktan ‘filiz’ verdi, hatta ‘çiçek açmaya’ bile başladı.
İmralı’da çizilen ‘yol haritası’ doğrultusunda ‘mevziye’ çekilen hainler, örgütün ‘kuruluş’ yıldönümünü fırsat bilerek, yeniden sahaya indiler.
Hainler, bir taraftan 40 bin kişinin ölümünden sorumlu olan örgütün kuruluş yıldönümünü, Meclis’teki uzantıları ile birlikte ‘kurulduğu binada’ kutlayarak devlete meydan okurken, diğer taraftan senaryosu okyanus ötesinde yazılan ‘yıkım’ projesini ‘Milli Birlik ve Bütünlük Projesi’ diye millete hazmettirmeye çalışan iktidar sahiplerine de “Alın size açılım” diyerek gerekli cevabı verdiler.
Ülkenin dört bir yanını adeta ‘savaş alanına’ çeviren, sokaklara ’barikatlar’kurup, otobüsleri, minibüsleri, otomobilleri ateşe veren, suçsuz günahsız insanların ‘diri diri’ yanmasına neden olan hainler, ‘yukarıdan’ aldıkları talimat doğrultusunda, kendilerini ’müdahale’ etmek yerine, sadece ‘izlemekle’ yetinen güvenlik güçlerine taşlarla, baltalarla, sopalarla saldırıp, sınırdaki ‘karakolları’ kurşun yağmuruna tuttular.
Kandil’den inen sözde ‘barış’ gönüllüleri ise, örgüte ait ‘çaputlar’ eşliğinde, il il dolaşıp halkı devlet otoritesine karşı ‘topyekûn isyana’ çağırdılar.
* * *
Teröristler, terörün ‘en şiddetli’dönemlerinde bile kabul ettiremedikleri taleplerini, şimdi ‘barış ve kardeşlik’ortamını oluşturma bahanesi ile oturdukları ‘müzakere masasında’ birer birer dikte ettiriyorlar.
“Evlatlar ölmesin, analar ağlamasın” sloganı ile dayatılan süreç, ‘daha fazla’ ananın ağlamasına neden olması muhtemel ‘etnik husumeti’ körükleyen bir ’katalizör’ vazifesi görüyor.
Olay, artık sıradan bir ‘terör’ olayı olmaktan çıkıp, ’’sıradan’ insanları bile birbirlerine karşı ‘ebedi düşman’ haline getirecek bir noktaya doğru sürükleniyor.
Bugüne kadar örgüte soğuk bakan geniş halk kitleleri, devleti idare edenlerin ‘teslim bayrağını’ çekip, teröristleri ’muhatap’ aldığını görünce, ’ganimetten’ pay kapabilmek için taraf değiştirip ’ihanet kervanında’ yerlerini alıyor.
‘Çözüm’ adına verilen her taviz, yapılan her değişiklik, teröre ‘hukuki’ ve ’siyasi’ meşruiyet kazandırıyor.
Anlaşılan o ki, ‘hazmettirme’ süreci, ülkeyi ‘Sivas’ın doğusu / Sivas’ın batısı’ diye iki parçaya ayırıncaya kadar devam edecek.
* * *
Kamuoyu yoklamaları, açılımın teslimiyetçi iktidar partisine ‘büyük oranda’ oy kaybettirmeye başladığını gösteriyor.
Başına gelecekleri anlayan iktidarın başı Tayyip Erdoğan, bir taraftan ‘ağızları laf yapan’ kurmaylarını, ’ihanet’ projesine karşı çıkan bölgelere salarak, teşkilatları ’ikna etmeye’ çalışırken, diğer taraftan kurban bayramını fırsat bilip ‘Türk bayrağının’gölgesinden medet ummaya çalışıyor.
Kentlerin en işlek caddelerindeki reklam panolarına kocaman bir bayrak, kenarına kendi resmini yerleştiren Erdoğan, üzerine de büyük harflerle şu cümleyi yazdırdı:
- “Ay yıldızın ışığı hepimize yeter.”
Ay yıldızın ışığı tabii ki herkese yeter.
Emme velakin, ‘bölünme’ endişesi duyan yazarları ‘barış, millet ve devlet düşmanları’olarak ilan eden Bay Erdoğan’ın unuttuğu bir nokta var:
‘Ay yıldızın’ ışığı, ülkenin kararmaya yüz tutan semalarını yeniden aydınlatmaya başladığında, ‘uzaktan kumanda’ ile idare edilen ampuller, topyekûn ‘siyaset hurdalığında’ yerlerini almış olacaklar.
Sonrası mı?
Allah Kerim.
İsrafil K.KUMBASAR
03.12.2009
Yeniçağ
[img]http://www.msndelisi.com/yenii/tayyip-erdogan/tayyip-erdogan%288%29.jpg[/img]