Hedef Ayasofya
Son yıllarda hız verilen İslam’ı özünden uzaklaştırma projesi İzmir’de farklı bir yüzle karşımıza çıktı… bu zihniyet hedefine ulaşırsa; İstanbul, fethin mührünü kaybedecek...
Son yıllarda hız verilen İslam’ı özünden uzaklaştırma projesi İzmir’de farklı bir yüzle karşımıza çıktı… bu zihniyet hedefine ulaşırsa; İstanbul, fethin mührünü kaybedecek...
Son yıllarda çok garip girişimlere şahitlik ediyoruz. Hoşgörü, dinlerarası diyalog, turizm adı altında camilerimize büyük bir saldırı var. Önce dinler bahçesi safsatasıyla pilot illerde camilerimiz kilise ve havrayla iç içe inşa edildi. Amaç İslam’ı Hıristiyanlık ve Yahudilikle benzeştirmeye çalışmaktı. Sonra kilise ve cami avlularını birleştirilerek Müslümanların zihnindeki cami algısı zedelendi. Müslümanlar ikonlar altında namaz kılmaya alıştırıldı. Akabinde camiler ikiye bölünerek yarısı kilise yapıldı. Şimdi sıra Ayasofya’da. Amaç Ayasofya’yı ibadete açma bahanesiyle Hıristiyanlara tahsis etmek. Tıpkı İzmir’de yapıldığı gibi.
Ayasofya’yı hıristiyanlara açacaklar...
Bütün bu yapılanlar maksatlı bir projenin parçası. Amaç belli; büyük hedef Ayasofya. İstanbul’un fethinin mührü olan Ayasofya Camii, uzun yıllardan beri müze olarak kullanılıyor ve Müslümanların talebine rağmen aslına uygun olarak kullanılmıyor. İzmir’deki cami-kilise projesinin asıl amacı Ayasofya’nın kilise ve cami olarak ortak ibadete açılmasına zemin hazırlamak. Haftada bir gün kiliseye giden Hıristiyanlar için bunun hiçbir mahsuru yok, onlar kiliselerine yeniden kavuşmuş olacak. Ayasofya Camii ikiye bölündüğünde camii olma vasfını yitirecek. Böylelikle Müslümanların Anadolu’daki varlıklarını temsil eden camileri kâh restorasyon, kâh turizm, kâh hoşgörü adı altında ikiye bölünüp kiliseye dönüştürülecek.
Ayasofya cami olarak ibadete açılsın! Halkımızın inancı dejenere edilmek isteniyor
Ayasofya’nın camii olarak ibadete açılması için 10 milyon imza toplayan Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkanı Salih Turhan, “Ayasofya’nın müzeye çevrilmiş olması bu topraklarda var olmamıza sebep olan anlayışın çok uzağındadır ve kabul edilemez bir durumdur. Derneğimizin düzenlendiği imzanla zincirleri kır kampanyasına halkımızın gösterdiği ilgi bu konudaki milli iradeyi ayan beyan ortaya koymaktadır. Burada dinler arası diyalog ve medeniyetler ittifakı projeleri kapsamında halkımızın inancını dejenere etme durumu söz konusudur” değerlendirmesinde bulundu.
İnanç turizmi adı altında ortak kullanım...
Ayasofya Camii’nin ortak kullanıma açılması için 2013’ten itibaren yoğun bir propaganda faaliyeti başlatılacağını daha önce gazetemize belirten Aytunç Altındal yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Altındal: “Türkiye olarak önümüze getirmek istedikleri bir husus var: ‘Ayasofya aslında Ortodoksların malıdır’ diyorlar. ‘Orası kiliseydi tekrar açılmalı, çağımız dinlerarası diyalog çağıdır senede iki defa gelsin ibadetlerini yapsınlar’ diyerek bu olup bitenleri, uygulamak istedikleri planları normalleştirmeye çalışacaklar. Bunu da halkımıza ‘turist geliyor’ diye anlatacaklar. Türkiye böyle bir jest yapmaya zorlanacak ve bu durum insanlara yutturulacak. 2013’ten itibaren bu tür girişimler başlayacak demiştim hatırlıyorsanız, başladı işte” ifadelerini kullandı.
Son yıllarda hız verilen İslam’ı özünden uzaklaştırma projesi İzmir’de farklı bir yüzle karşımıza çıktı…
Bu zihniyet hedefine ulaşırsa; istanbul, fethin mührünü kaybedecek...
Türkiye son yıllarda çok garip girişimlere tanıklık ediyor. Hoşgörü, dinlerarası diyalog, turizm adı altında camilerimize büyük bir saldırı var. Önce dinler bahçesi safsatasıyla pilot illerde camilerimiz kilise ve havrayla iç içe inşa edildi. Amaç İslam’ı Hıristiyanlık ve Yahudilikle benzeştirmeye çalışmaktı. Sonra kilise ve cami avlularını birleştirilerek Müslümanların zihnindeki cami algısı zedelendi. Ardından Müslümanlar ikon ve freskler altında namaz kılmaya alıştırıldı. Akabinde camiler ikiye bölünerek yarısı kilise yapıldı. Adım adım işleyen bu projeyle Türkiye İslam tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir sapıklığa mahkum edildi. Şimdi sıra Ayasofya’da. Amaç Ayasofya’yı ibadete açma bahanesiyle Hıristiyanlara tahsis etmek. Zaten büyük resmin tamamında da bu var.
Amaç Ayasofya’yı Hıristiyanların İbadetine Açmak
Bütün bu yapılanlar maksatlı bir projenin parçası. Amaç belli büyük hedef Ayasofya . Ayasofya Camii uzun yıllardan beri müze olarak kullanılıyor. Müslümanların İstanbul’u fethinin mührü olan bu camii Müslümanlardan gelen talep ve tekliflere rağmen aslını uygun olarak kullanılmıyor. Müslümanların taleplerini dikkate almayan Hükümet AB uğruna kulağına fısıldanan ifsad projelerini bir bir hayata geçiriyor. Yarı cami yarı kilise projesinin asıl amacı Ayasofya’nın kilise olarak ibadete açılmasına zemin hazırlamak. Amaç Ayasofya’yı ikiye bölerek hem Müslümanların hem de Hıristiyanların kullanımına açmak. Zaten haftada bir gün kiliseye giden Hıristiyanlar için bunun hiçbir mahsuru yok, onlar kiliselerine yeniden kavuşmuş olacak. Müslümanlar ise İstanbul’un mührünü kaybedecek. Ayasofya camii ikiye bölündüğünde camii olma vasfını yitirecek. Böylelikle Müslümanların Anadolu’daki varlıklarını temsil eden camileri kâh restorasyon kâh turizm kâh hoşgörü altında ikiye bölünüp kiliseye dönüştürülecek.
İnanç Turizmi Adı Altında Halak Ayasofya’yı Ortak Kullanıma Açacaklar
Daha önce gazetemize yaptığı açıklamada Ayasofya Camii’nin ortak kullanıma açılması için 2013’ten itibaren yoğun bir propaganda faaliyeti başlatılacağını belirten Aytunç Altındal yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Altındal: “Türkiye olarak önümüze getirmek istedikleri bir husus var: “Ayasofya aslında Ortodoksların malıdır” diyorlar. “Orası kiliseydi tekrar açılmalı, çağımız dinlerarası diyalog çağıdır senede iki defa gelsin ibadetlerini yapsınlar” diyerek bu olup bitenleri, uygulamak istedikleri planları normalleştirmeye çalışacaklar. Bunu da halkımıza ‘turist geliyor’ diye anlatacaklar. Türkiye böyle bir jest yapmaya zorlanacak ve bu durum insanlara yutturulacak. Ayasofya’nın kilise olarak açılmasını engellemeden cami olarak kullanamazsın Dinlerarası diyalog ve İbrahim’i dinler diyerek yaptıkları propaganda da bu konuda çok etkilidir. İnanç turizmi yapılıyor kazandığımız para şu kadar diyerek halka yutturmaya çalışacaklar. Tekrar ediyorum; ibadethane statüsü verilerse cami olarak kullanılmayacak. ‘Ayasofya’yı Hıristiyanlara veriyorum’ dersen, Türkiye’de kıyamet kopardı. Zamana yayıyorlar. Burada bazı kesimlerin yapacakları propaganda çok önemli. Türkiye’nin İnanç turizminden kazanacağı para, Türkiye bir ilki gerçekleştiriyor denilerek halka, Ayasofya’nın ortak kullanılması gibi, bunu yutturmaya çalışacaklar. 2013’ten itibaren bu tür girişimler başlayacak demiştim hatırlıyorsanız, başladı işte.” ifadelerini kullandı.
Halkımızın İnancı Dejenere Edilmek İsteniyor
Ayasofya’nın camii olarak ibadete açılması için 10 milyon imza toplayan Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkanı Salih Turhan da: “Gerek İstanbul’daki gerekse Trabzon’daki Ayasofya camileri fetih sembolü mabetlerdir. Her iki Ayasofya’nın da müzeye çevrilmiş olması bu topraklarda var olmamıza sebep olan anlayışın çok uzağındadır ve kabul edilemez bir durumdur. Derneğimizin düzenlendiği imzanla zincirleri kır kampanyasına halkımızın gösterdiği ilgi bu konudaki milli iradeyi ayan beyan ortaya koymaktadır. Hal böyleyken Trabzon’daki Ayasofya’nın yarısının müze yarısının cami olması Fütuhatın anlamını bilen bir neslin yapacağı bir iş değildir. Burada dinler arası diyalog ve medeniyetler ittifakı projeleri kapsamında halkımızın inancını dejenere etme durumu söz konusudur. Efendimiz (S.A.V.)’den önceki her bir peygamberin varlığını kabul eden Müslümanların putlaştırılmış İsa figürlerinin yanında âlemlerin rabbine yönelmesi Allah’ında razı olacağı bir durum değildir. Her iki Ayasofya da her bir taşıyla kıbleye yönelmelidir. Bu şekilde yapılan dejenere girişimleri ancak toplumu içi boşaltılmış bir İslam’a hazırlama adımlarıdır. Bu işin müsebbiplerinin bir an evvel bu sevdadan vazgeçmeleri gerekmektedir. Bu insanlara sesleniyoruz bu millet İslam’a sancaktarlık yapmış bir millettir. Bu milleti aslından uzaklaştırmaya kimsenin gücü yetmez. Er ya da geç bu mabetler vakfiyelerinin gereği olan cami olarak ibadete açılacaktır.” değerlendirmesinde bulundu
İslam’ı Sulandırmak İstiyorlar
Yaşananları değerlendiren Saadet Partisi Trabzon İl Başkanı Mahmut Çizmecioğlu da “Restorasyon için Ayasofya’yı kapattılar, sonra camii olacağını söylemişlerdi. Ancak tamamlanan restorasyonun ardından acı gerçek ortaya çıktı. Camimizin yarısını kiliseye çevirdiler. Zeytinburnu’nda gökdelenlere izin verip daha sonra da küsmek gibi. İşte bunların hassasiyeti böyle. Osmanlı’yı savunduğunu belirten mevcut hükümetin Abdülhamit Han’ın Müslim ve gayri Müslümler için yaptırdığı Dar’ul Aceze ile Fatih Sultan Mehmed’in vakfiyesi olan Ayasofya’yı birbirine karıştırıyor. Dinlerarası diyalog kılıfıyla İslam’ı sulandırmak istiyorlar. Caminin ortasına perde çekip cami ile kiliseyi birleştiriyorlar. İstanbul’daki Ayasofya’nın durumu ne ise Trabzon’daki Ayasofya’nın durumu da aynı. İkisi de camii olarak yeniden açılmayı bekliyor.” dedi