Aydın (!) ihaneti, din bezirganlığı gibi sermayesiz kazanca dönüşmüştür…İhanet edenlerin ekonomik durumlarında gözle görünür bir değişim olması, diğer aydınların da (!) ihanetini tetiklemektedir…En çok nemalananlar da ” Mevzubahis olan vatansa,gerisi teferruattır” diyen ve yaşamı boyunca Tanrı’nın önünde bile bir kez eğilmemiş olan ve dimdik yaşayarak, bizlere onurlu yaşamanın en somut örneklerini gösteren Mustafa Kemal Atatürk’e saldıranlar olmuştur…Bu tür alçaklıkların, ihanetlerin ve soysuzlukların bedelini birgün ödeyeceklerine olan umutlarımız hiç eksilmemiştir…

Ancak, bu arada CHP ye fazla yüklenildiği görüşünü de taşımaktayım…Zira CHP, tam otuz yıldır Mustafa Kemal’in kurduğu parti olmanın onurunu taşıyamaz olmuştur…Yani, Kılıçdaroğlu ile gelinen durum, yeni değildir ve 12 Eylül’den sonra ki CHP yönetiminin yaptığı hataların ve tutarsızlıkların bir sonucudur…

Bugün Kılıçdaroğlu’na yüklenilmesi ve ondan antiemperyalist bir tavır beklenilmesi, işin kolayına kaçmaktır…Bu ülke ve emekçi halkı sanki deneme tahtasıymış gibi,1994 de ki Yerel Seçimlerde, kendi güçlerini ölçme adına ve vatanımızın geleceği adına hiç bir kaygı duymadan bir avuç oy için üç sosyaldemokrat parti yarışarak, aradan , CIA ile gizli görüşmelerini sürdürerek,parti kurma çalışmaları içine giren bir dincinin çıkarılması ve koskoca metropolün başına getirilmesi, ihanet değildi ve Atatürk’ün partisine uygun düşüyordu da, bugün kü CHP mi, bu ilkelerden ödün vermeye başlayarak ihanet çemberine girmişti…

Tüm bu olumsuzluklara karşın, dinci faşizme karşı verilecek olan savaşımda eğer CHP ye sırtını dönecekler varsa,onlara sormak gerekir….”Siz, dinci faşizmden kurtulmak istemiyor musunuz?”

Faşizm, tek yumruk olunduğunda ancak ezilebilir…Yoksa, seçimlerden önceki tarihsel stratejik hataları yineleyerek değil….!!!