Robin Ramsay adlı İskoç yazar "Komplo ve Teori" adlı kitabında bu konuları nesnel olarak ele almaya çalışmış. Yazar, Anglo-Amerikan sağı tek ve büyük ancak bir o kadar da gülünç, ipe sapa gelmez uydurmalarla veya çarpıtılmış bilgilerle (ABD-Uzaylı işbirliği, Sürüngen İnsansılar ve Şeytânîler, kovboy dansı öğrenen uzaylılar gibi) ilgilenirken, Anglo-Amerikan solunun da bunları öne sürerek (Bilderberg, Üçlü Komisyon, CFR gibi) gerçek komploları görmezden geldiğini, bu komplolarla ilgilenenlere burun kıvırarak "gizli planı olan", "komplo teorisyenleri" gibi nitelemelerle küçümsediklerini yazmaktadır.
Geçmişte Anglo-Amerikan sağının genellikle daha küresel ve devletlerine karşı olan kuramları ele aldığını belirtirken, Anglo-Amerikan solunun ise daha çok devletin yaptığı komplolarla ilgilenmeye eğilimli olduğunu yazar. Günümüzde böyle bir ayrımı kesin olarak yapamadığını da belirtir.
Ancak şu görüntüye göre bu ayrım ülkemizde geçerli olabilir.
Belgelere ve izlere dayananlar, bilimsel yöntemle açığa vurulmaya çalışılanlar sav olmaktan çıkar, kurama dönüşür. Kuram "kuram" iken incelenmezse, ilgi görmezse ne zaman ve kim bunu yapcak ki?
Bir yanda uçuk kaçık savlar, öte yanda gerçekleri içinde barındıran kuramlar veya olduğu gibi gerçek komplolar.
Bilderberg, Üçlü Komisyon, CFR, vb. gibi yarı gizli örgütleri görmezden gelenler, Robin Ramsay'in aktardığına bakarsak, Anglo-Amerikan solculuğu yapmış olmaktadırlar. Bunları görmezden gelmek demek, adı sanı bilinen veya gizli olan istihbarat örgütlerini yönetip yönlendirenleri görmezden gelmek demektir.
Oysa "komplo teorisi" diyerek geçiştirdikleri komplolar, o çok adını yineledikleri "emperyalizm"in üretimidir. Örneğin "
Sivil Örümcek Ağı" da komplo teorisi midir?
Soğuk Savaş'ın kuramcısı, "Peygamber Diplomat" takma adlı William Bullitt de dünyanın bölgesel federasyonlara (Avrupa Federasyonu, Ortadoğu Federasyonu, Asya Federasyonu gibi) bölünmesi gerektiğini ve daha sonra da bunların birleştirilip Federal Dünya Hükümeti kurulmasının zorunluluğunu, insanlar "boş kuramlarla" uğraşsın diye yazmış olamaz değil mi?
Dünyayı yönetmeye çalışan ve yönlendiren kümeler içinde önemli yeri olan a, b, c örgütlerinin üst düzey üyelerinin mason olması "her bir şeyi masonlar" yapıyor demek değildir. Öyleyse masonluğun hiç etkisi yok demenin anlamı nedir? Örneğin "P2 Mason Locası ve gücü masaldır" demek gerçeği yansıtır mı?
Ama kimileri nedense her olayda sürekli "Eşbaşkanlık, ABD, Gladyo" dediklerini unutarak burun kıvırıyorlar. Bu da yetmiyormuş gibi "Arap Baharı" denilen kışkırtmalara nedense hemen "halk devrimi" deyivermekte sakınca görmediler. "Her bir şeyi Yahudiler, Amerikalılar, Masonlar, vb." yapmıyor belki; ancak, "her bir şey bayağıdır" demek de konuları bayağılaştırıp üç maymunu oynamaktan öte var olanı gizlemektir. Peki bunun nedeni ne ola ki? Özenircesine ve benzemek istercesine Anglo-Amerikan solculuğu mu; yoksa...?
İşlerine geldiğinde "BOP, Eşbaşkanlık, Gladyo" diyenlerin, "Pekakayı MİT Kudu" diye ortaya atılanların, işlerine gelmediğinde ise "bunlar komplo teorisidir" demesi üzerinde durulması gereken bir durumdur.
ModaTV ve onların parlattıkları kurtulduktan sonra soluğu nerede almıştı? Bunu da anımsatmak gerekir.