'Ayrıcalıklı imar' savaşları
Belediyenin iki kat yapı izni verdiği bir araziye 12 kat çıkılmışsa, aradaki 10 kat ayrıcalıklı imardır. Rantın bir çeşidi olan imar rantını buna benzer işlemler doğurur.
Fazladan çıkılan 10 kat, oradan sağlanacak servetin birileri arasında pay edildiği anlamına gelir. Bazen para, bazen daire, bazen de başka “kamusal” menfaatlerle.
Kamusal menfaatler, bazen kreş, okul gibi sempatik görünümlerde ortaya çıkar. Bunlar seçmenden puan toplamaya yarar. Altını çizmek gerekir ki, taraflardan birinin siyaset kurumu olması nedeniyle rantın partisi tek değildir.
* * *
Ayrıcalıklı imar planı kent suçlarına yol açan işlemlerden biri. Kent suçu bazen herkesin hakkı olan gökyüzünün, yeşilin, kara parçasının, sırf siyasetçiyle çıkar ilişkisinde olduğu için az sayıda insana ayrıcalık diye tanınmasıdır. Bazen de kentin kimliğini oluşturan, ortak hafızanın parçası değerlerin rant uğruna yıkılıp betona gömülmesi.
Kentin işlek yerinde eskiden gayet rahat yürüdüğünüz bir sokakta, sonradan zuhur etmiş büfe ve dükkanlardan dolayı yürüyemiyorsanız, tam o sıkışık yerde de kent suçu vardır.
Ankara'da imar adıyla, altına imza atılmış kent suçlarının gözle görünür kanıtı, Gökçek döneminde ufkumuzun çirkin, demir beton bloklarla dolmasıysa, siyasi kanıtı da AKP kurucusu, TBMM başkanlığı ve Başbakan Yardımcılığı yapmış Bülent Arınç'ın “Parsel parsel sattılar” sözüdür.
BUZDAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ
Ankara Mimarlar Odası uzun süredir başkentteki ayrıcalıklı imar planları ve bu planları ihlal eden yapılar, işlemlerle ilgili mücadele yürütüyor.
Oda'nın Eskişehir yolundaki TOGO kuleleri yanındaki (Çevre Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü binasının olduğu) alana dair imar planı değişiklikleri için açtığı yürütmenin durdurulması davası, kamuoyunda en çok tartışılan davalardan biri oldu.
İdare Mahkemesi, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek, dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden yürütülmesinin durdurulmasına karar vermişti. Bu karar dolaylı da olsa rant ilişkisine işaret ettiği için önemliydi. Normal bir hukuk devletinde o yapıların yıkılması gerekiyordu. Yapılar yıkılmadı ancak mühürlü.
Yıllarca Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanlığı'nı yaptıktan sonra bir dönem de CHP milletvekilliği yapan iş insanı Sinan Aygün, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan hakkında, bağlandığı bir canlı yayındaki sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Hakaret ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlemekle suçlanan Candan, bu hafta ifade verecek. Candan, kamu yararını savunduklarını vurgulayarak şöyle diyor: “TOGO ikiz kuleleri davasında ortaya çıkan girift ilişkiler buzdağının görünen yüzüdür.”
BÜYÜK BANKA KREDİYİ KAPATTI
Bu suç duyurusu vesilesiyle öğrendik ki Aygün'ün o sahadaki 12 gayrimenkul satışı iptal edilmiş. Satılan bir gayrimenkul iade edilerek parası ödenmiş. Bir büyük banka da CEO'sunun büyük patrona gönderdiği bilgilendirme mektubuyla Aygün'ün kredi limitlerini kapatmış.
Suç duyurusu metnini okuyunca insanın aklına şu soru geliyor. Hukuksuzluğu yargı kararıyla ortaya çıkmış binadan daire alanlar ne yapacaktı?
Göz göre göre hukuksuz bir gayrimenkule milyonlar mı verecekti?
Çiğdem TOKER, 29 Haziran 2020