B. Felek ile N. Nadi'den iktidara uyarı
Durun durun, hemen telaşlanmayın; henüz kafayı yemedim. Burhan Felek’in 37 yıl, Nadir Nadi’nin de 28 yıl önce aramızdan ayrıldığını bilmez değilim. Ama kafayı yemedim dediysem yemeyeceğim anlamına gelmez elbette. Hele de İstanbul seçimi ile ilgili YSK’nin birbirini tekzip eden kararlarını görünce hepiniz gibi benim de oynatmama az kaldı.
Yahu İstanbul seçimi niye iptal edilmişti? Sandık kurulları kamu görevlilerinden oluşmadığı için. Peki, bu kararı alan YSK’nin 23 Haziran’da yenilenecek seçimde de aynı sandık kurullarına görev vermesine ne diyeceğiz? Ne diyelim hoppala paşam Malkara, Keşan...
Peki, seçimden birkez daha İmamoğlu çıkarsa AKP aynı gerekçeyle yine seçimin iptalini istemeyecek mi? Anlaşılan AKP kazanıncaya kadar seçime devam. Aynı 1950 Malatya belediye seçimleri gibi. Hadi gelin 1950’ye doğru bir zaman yolculuğuna çıkalım birlikte. O yıllara gidelim.
Efendim 1950 yılında tek başına iktidara gelen DP, yerel seçimlerde de CHP’ye büyük bir üstünlük sağlamıştır ama çok istediği halde İnönü’nün memleketi Malatya’da seçimi kazanamamıştır. O hınçla başlar Malatya Belediye Başkanı Muzaffer Açıkalın ve belediye meclisine tazyike. Dönemin Malatya valisi, CHP’li Belediye Başkanı Muzaffer Açıkalın’dan odasında asılı olan eski Cumhurbaşkanı İnönü’nün resmini indirmesini ister. Belediye Başkanı Açıkalın da, valinin buna yetkisi olmadığını ve ayrıca resmi asılı olan kişinin herhangi biri değil Cumhurbaşkanlığı’na kadar yükselmiş bir hemşeriye ait bulunduğunu belirten bir yazıyla valiye yanıt verir. Valinin şikâyeti üzerine Belediye Başkanı Açıkalın görevden alınır. O yıllarda belediye başkanlarının arkasında yargı güvencesi yoktu. Başkan Açıkalın, karara itiraz eder ve Danıştay Genel Kurulu da bu itirazı yerinde bulur. Hükümet mahkeme kararına uymadığı gibi, başkanlığa da meclisten seçimle birini getirmek yerine ilin sağlık müdürünü atar. Bununla da yetinmez İnönü’nün resminin başkanlık makamına asılması yönünde karar alan belediye meclisini de fesheder. Seçim yapılır ve seçimi yine CHP kazanır. İktidar seçimlere usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle itiraz eder. Seçim iptal olur. Malatyalılar ikinci kez sandık başına gider ve seçimi CHP yine ezici farkla kazanır. Daha seçim sonuçları kesinleşmeden devletin resmi ajansı AA, abonelerine “CHP’li belediye memurlarının seçmen listelerinde tahrifat yapmaları sayesinde CHP Malatya’da seçimi kazandı” başlığıyla haber geçer.
Gülmeyin, aynen böyle. Ne kadar da bugüne benziyor değil mi? Seçmen kütüklerini sanki belediye meclisi hazırlıyormuş gibi Anadolu Ajansı, seçmen kütüklerinde tahrifat yapıldığını söylüyor. DP’liler de bu gerekçeye sarılıyor ve seçim kuruluna itiraz ediyorlar. Seçim kurulu itirazları ciddi bulmuyor ve eksik yazılan seçmenlerin seçim sonucunu etkileyecek sayıda olmadığı gerekçesiyle itirazı reddediyor. İşte Burhan Felek ve 1946 seçimlerinde DP listesinden bağımsız milletvekili seçilen Nadir Nadi, bu itiraz üzerine kalemi ele alıp iktidar partisine şu uyarılarda bulunuyorlar.
Önce Şeyh’ül Muharririn Burhan Felek’e kulak verelim:
“Malatya Belediye seçimini CHP’nin kazanması, DP’yi hayli sarsmış ve seçimlere fesat karıştırıldığını ifade ederek ikinci kez fesih yoluna gitmeye sevketmiştir.
Her sandık başına konmuş müşahitler, seçim kurulundaki mümessiller ve DP hesabına gayret sarfeden bazı devlet memurları ve bizzat seçmenler bunun farkına varmamış ve seçim bittikten sonra bu fesat anlaşılmıştır. Buna inanmak güç. Ve eğer CHP Malatya’da bunu yapacak kudrette ise o seçimleri her zaman kazanır. Bu ne büyük teşkilattır ki; Malatya’da DP’ye rey vereceklerin her mahallede isimlerini tespit edip hiç kimse haber almadan bunları gizlice silmeye muvaffak olmuştur.
Kaldı ki; aradaki fark o kadar bariz ki ismi silinen kişi varsa -ki buna vaktiyle itiraz gerekirdi- bunların birkaç yüz kişiye ulaşmasına ihtimal verilmez. Birkaç bin dahi olsa gene CHP ekseriyeti elinde tutmaktır. Onun için DP yüksek erkânına düşen, ağırbaşlı vazife, mahalli teşkilatın kabahati başkalarına atmak hususundaki gayretine boş verip hakikati kabul etmektir.
DP bir seçimi kazanır veya kaybedebilir. Müteessir olacağı şey, seçim kaybetmek değil, seçimlerin dürüst ve müdahalesiz yapılacağına olan itimadı kaybetmesidir.”
Nadi Nadi ise “Bu huyla olmaz” başlıklı yazısında şöyle uyarıyor iktidarı:
“Yurdun aynı köşesinde, kısa bir müddet içinde tekrarlanan iki seçime her defasında itiraz edilmesi demokrasiye güveni ortadan kaldırır. Merkeze işgüzar görünmek hevesiyle mahalli teşkilatlar her beğenmedikleri netice karşısında itiraza kalkarak seçimin yenilenmesini isterlerse, memlekette demokrasiyi nasıl kurar, nasıl yürütürüz?”
Miyase İLKNUR, 8 Haziran 2019