‘BAȘKAN’A ‘AÇIK MEKTUP’
Lübnanlı yazar Hassan Hamadé, Dr Recep’e bir ‘açık mektup’ yazmıș (*).
Yazarın ‘ideolojik yaklașımı’ bir yana, 40 milyon izleyiciye ulașan bir televizyon yayımcısı olduğu gözönüne alındığında, ‘görüș’lerini Türk okuyucusuyla paylașmanın yararlı olacağı da açıktır.
Kaldı ki, kendi payıma, ‘yeni bilgi’ler edinmedim değil.
Yazarın savlarından biri, Dr Recep’in danıșmanlarının ‘tarih bilgileri’nin kıtlığı..
Sözgelimi Suriye’deki Kürtler ile șu günlerde ‘Kürtlerin temsilcisi’ olduklarını ileri süren grup ya da kurulușları karıștırmamak gerekmektedir. Bu sonuncular, yani PKK’nın TBMM’deki temsilcilerinin ‘arkalarını verdikleri’ (sırtını dayamak da denilebilir) Kürtler ile Suriyeli Kürtler ‘aynı görüște’ değiller.
1958 yılı Șubat ayında Mısır lideri Abdul-Nasır’ın girișimiyle kurulan Birleșik Mısır-Suriye Cumhuriyeti’nin Suriye’deki lideri Șükrü El Kuvvetli de bir Kürt olup, aynı zamanda Arap dünyasının ‘1 numaralı yurttașı’dır.
Kaldı ki Türkiye’deki Genç-Türkler ile yașıt olup, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘temel görüșleri’ni paylașmaktadır.
Ve Orta-Doğu halkları için șöyle demektedir : « Bizleri ayıran sınırlar yok ama sadece yaralarımızın izleri vardır ». O yara izleri, bugün Suriye, Irak, Lübnan, Katar, Kuveyt, Yemen, Bahreyn, Birleșik Emirlik, Cibuti ve ilah.. arasında olduğu varsayılan ‘sınır’lardır.
O denli ilginçtir ki, Dr Recep de, bir ara Suriye ile Türkiye arasındaki ‘sınır’lar için benzer șeyler söylemiști.






Șam’daki Selahattin Eyyübî’nin heykeli

Sonra, bugün bile ‘Arap Milliyetçliği’nin önde gelen isimlerinden olan Sati El Husri de bir Kürt idi. Irak’taki 1nci Emir Faysal döneminde (1921-33), Millî Eğitim Bakanlığı bile yapmıș daha sonra Suriye’ye geçmiști.

Sati El Husri
Suriye’nin büyük yurtseverlerinden Yusuf El Azmi de Kürt kökenli idi. Suriye’de Savunma Bakanlığı da yapan bu askerin Fransız ordularına karșı nasıl mücadele ettiğini bilen bilir. Antepli Karayılan’a benzetilse abartma olmaz.


Șam’daki Yusuf El Azmi heykeli
Ya Kafkasya Kürtlerinden (Çerkez) Muhammed Kürt Ali ? Sanki Türkiye’deki Yusuf Akçura. O da Suriye’de Arap Dilleri Akademisini kurup ölümüne kadar bașkanlık etmiști (1953). Uzun yıllar da Milli Eğitim Bakanlığı yaptı.

Mohamed Kurd Ali
Bağımsızlık için ‘Millî Cephe’ partisini kuran Ibrahim Hananou da bir Kürt değil miydi ? Ünlü solcu lider Halid Bağdaș’a değin en önde yer alan iște bu Ibrahim Hananu idi.

Khaled Bagdache
Buraya kadar anılanlar, solcu ya da ulusalcıdır diye, sizce pek önemsenmiyor olabilir, sayın Bașkan diyor yazar. Peki ama Suriye’nin kırk yıldan fazla Cumhuriyet Müftülüğünü yapan Șeyh Mohamed Saïd Ramadân al-Boutî’ye ne diyeceksiniz?
Onu da ‘sizin desteklediğiniz’ El Nusra öldürmedi mi ?

Șeyh Mohamed Saïd Ramadân al-Boutî
21 Mart 2013 tarihinde IȘİD militanlarınca Șam Büyük Camii içinde öldürüldü.
Hassan Hamadé’nin mektubu uzun. Ancak șöyle bitiriyor ; sayın Tayyip Erdoğan size Osmanlı Tarihi anlatılıyor olabilir, ama tarihçileriniz ne bölgenin ve ne de Suriye’nin tarihini doğru-dürüst bilmiyorlar.
Sizin gibi bir ‘Devlet adamı’ eğer tarih bilmez ise kendi ‘Devlet’inin geleceğini de tehlikeye atmıș olur. Bizden anımsatması..
Hassan Hamadé, Dr Recep’e yazmıș mektubu.
Ben de, ‘mektup’ta Dr Apo ile ‘Bizim Selo’ için çok önemli ‘ders’ler var diyorum.
Bir de bizim, Apo kuyrukçusu ‘sözde solcu’lar ile, üniversitelerimizin ‘kimlikçi’ ukelâ profesörleri için ‘ders’ler.
Tarih’in, dönüp dolanıp, onlara ‘ders’I vereceğinden kușkum yok ama, ne yapayım ki “ba de harab ül basra”.

Habip Hamza Erdem
(*) Hassan Hamadé, « La division ethnique fait le jeu des puissances coloniales », Réseau Voltaire, 22 Août 2015