Bağımsız yargı!
Türkiye’de birtakım insanların suçsuz yere hapis yattığını hatırlatırsanız iktidar kanadından anında itiraz gelir:
- Efendim lütfen yargıyı rahat bırakalım… Yargıç ve savcılarımızın çalışmasına müdahale etmeyelim… Adalet er veya geç tecelli edecektir…
Ne güzel bir uyarı… Peki iktidar da yargıya aynı saygı içinde mi?
Bakalım…
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, irticai faaliyetlerinden dolayı İsmailağa Tarikatı hakkında soruşturma başlatıyor. 23 Şubat 2009 tarihinde soruşturma kapsamında 9 kişi gözaltına alınıyor. Kısa süre sonra kendisini Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek arıyor. Gerisini Savcı Cihaner şöyle anlatıyor:
“Cemil Çiçek özetle, ‘cezanın alt ve üst sınırını, cezaevlerinin doluluğunu ve genel seçimler öncesi kendilerini siyaseten çok zorda bırakacağını’ söyleyerek gözaltındaki şüphelileri salıvermemi istedi. Ben yasal gereğini yapacağımı söyleyerek konuşmayı sonlandırdım ve sorguya sevk ettiğim 9 kişi tutuklandı.”
Sonra ne mi oluyor? Dava bir imzasız mektupla Erzurum’un yetkisine sokuluyor ve tutuklular salıveriliyor. Savcı Cihaner hakkında 26 yıl hapis istemiyle dava açılıyor… Cihaner’in HSYK’ya gönderdiği savunma dilekçesinden birkaç satır daha aktaralım:
“…Telefonlarımın dinlendiğini öğrendim. Adliyemiz bilgi işlemcisine yaptırdığım incelemede bilgisayarıma ağırlığı Amerika ve İngiltere’de olan adreslerden girildiğini tespit ederek tutanağa bağlattım. Ankara’da bulunduğum bir sırada ‘teknik takip’ yapabilen bir araç tarafından izlendiğimi fark ettim.”
Adeta Nazi Almanyasında bir savcı gibi…
Pahalı yıldız!
Sabahattin Önkibar, Yeniçağ’da bir merakını dile getirmiş. Prof. Mehmet Altan’ın her devrin adamı oluduğunu belirterek, bir zamanlar sıkı Özal’cı olduğunu, sonraki koalisyon yönetiminde SHP’li Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın danışmanlığına geçtiğini, ANAP tekrar geldiğinde Mesut Yılmaz’a göz kırptığını, şimdi de AKP’yle bütünleştiğini anımsatıyor. Ve ekliyor:
“Tabii bu saf değiştirmeler esnasında da acayip paralar kazanıyor. Star gazetesi ve Mehtap TV gibi özel olanlara sözüm yok ama devlet kurumu olan TMSF’nin Altan’a program yaptırması neyin nesidir? Malum, Cine 5 TMSF’de ve Mehmet Altan orada uyduruk bir program yapıyor… Acaba karşılığında kaç lira alıyor? TMSF açıklamalıdır…”
Soru yerinde. Halkın kaç parasının nasıl harcandığını sormak herkesin hakkı…
F – 16 müjdesi!
Gazetelerde müjdeli bir haber! “F-16’nın ilk parçası ABD’den geldi”
ABD’den 30 adet F-16 Blok 50 savaş uçağı aldık.
Bunlara 1.8 milyar dolar ödüyoruz. Montajları Eskişehir’de yapılıyor.
Yakında F-35 uçakları da gelecek…
Onlara da 10 milyar dolar civarında para ödeyeceğiz.
Son 10 yılda özelleştirmelerden gelen tüm paralar bu tür silah alımlarına gitti.
Peki alınan bu uçakları kime karşı kullanacağız?
Yunanistan dahil NATO üyelerine karşı kullanamayız. Çünkü uçaklara milli yazılım takılmasına ABD izin vermiyor. Kuzey Irak’a harekât da ancak ABD izniyle yapılıyor. Başka ne kaldı?
Dağlıca veya Aktütün baskınından sonraydı. Bir yüksek komutan “Parasızlıktan sınır karakollarını yenileyemiyoruz” demişti.
Sınır karakoluna para yok… Süs niyetine alınan uçaklara var. Neden?
Çünkü Türkiye ulusal ihtiyaçlarına göre değil, ABD silah fabrikalarının ihtiyaçlarına göre silah alımı yapıyor da ondan.
Bir de Atina’dan haber:
“Yunanistan’da mali krize askeri harcamaların sebep olduğu bildiriliyor. Yunanistan 2000 – 2008 yılları arasında 76 milyar dolar askeri harcama yaptı. Başbakan Papandreu askeri harcamaları azaltacaklarını açıkladı.”
Aynı sürede Türkiye ne kadar silah harcaması yapmış: “120 milyar dolar”
Türkiye’yi batıran ve halkın fakirlik içinde kıvranmasına yol açan sebeplerin başında hesapsız silah harcamaları gelir.
Bu konuya el atamazsak iki yakamız katiyen bir araya gelmez.
Melih Aşık
26 Aralık 2009
Kaynak