BAKÜ-KARS-LEFKOŞA
Graham Fullerin Yeni Türkiye Cumhuriyetini okurken eş zamanlı olarak Kerkükte bombalar patlıyor, İstanbulun orta yeri Güngörende bombalar patlıyor.
Güngörende gece geç saatlerde arka arkaya meydana gelen iki patlamada 18 kişi ölüyor, 200e yakın kişi yaralanıyor. İlk patlamanın küçük çapta olduğu, olayı merak eden vatandaşların patlamanın olduğu yere gittiği sırada ikinci patlamanın gerçekleştiği ve çoğu kişinin bu sırada hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Kerkükte Kürtlerin düzenlediği mitingde meydana gelen patlama ardından göstericiler Türkmen kurumlarına ait binalara saldırıyor. Kürt göstericiler Türkmeneli TV binası, ardından Irak Türkmen Cephesi (ITC) başkanlık binası ve Türkmeneli Partisi binası ile Türkmen Siyasi Tutuklular ve Şehit Aileleri Derneği binasına saldırıyor. Irak Türkmen Cephesi (ITC) Ankara Temsilcisi Ahmet Muratlı Kerkükteki yürüyüş sırasında düzenlenen intihar saldırısının ardından göstericilerin ITC bürosuna ve Türkmeneli televizyonuna saldırdığını belirterek, ITC bürosunu ateşe vermişler ve 5 kişi de kaçırılmış diyor. Günahsız şehitlere Allahtan rahmet diliyoruz.
Lefkoşadaki sanal bomba ise gönüllerde-yüreklerde patlıyor. KKTCden vaz geçiliyor, Ruma entegre/asimile olunarak Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluyor. Resulzâdenin Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez sözü havada; KKTCnin al ay-yıldızlı ak bayrağı boşlukta kalıyor.
Graham Fuller acaba böyle bir Türkiye Cumhuriyeti mi istiyor?
İçeride bertaraf, çevrede bigâne?
Yahut tam tersi; içeriye bigâne, çevrede bertaraf..
15 yıl önce Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı anlaşması imzalandığı zaman şöyle yazmışız; (4 Nisan 1993, ORTADOĞU Gazetesi), Ah, bir petrolümüz olsa diyorduk, artık var..
Batılı petrol dev(let)lerinin bütün engellemelerine rağmen Azerbaycanın, petrolünü ihraç etmek için Bakü-Ceyhan güzergâhını tercih etmiş olması bu şansın neticesidir. Azerbaycanın tercihi, Türkmenistan ve Kazakistanın tercihlerine de etki edecek önemdedir.
Bir millet-iki devlettik ya, petrol bulduğumuzu düşünmüştük.
Yıllar geçti, zor oldu, zorluklar-engellemeler aşıldı; umduğumuz kazancı elde edemesek de Hazarın petrolü Ceyhana ulaştı.
Ceyhanı kontrol eden Kıbrısın, ünlü stratejistlere inat jeopolitik değerine değer katıldı.
Şimdi Kars bağlantılı yeni bir, hâttâ iki ufkun daha hayata geçirilmek üzere olduğunu öğreniyoruz.
1. BAKÜ-KARS uçak seferleri;
2. KARS-TİFLİS-BAKÜ demiryolu inşaatı.
Karsta en az on yıldır, kapalı olan Ermenistan sınırının açılmasıyla Karsın makûs talihinin yenileceği, göçün durarak Kars ekonomisinin patlama yapacağını ileri süren bir cereyan vardır.
Kendi aç ve himmete muhtaç, diasporanın yardımları ile ancak ayakta duran üç buçuk kişilik fakir, sersefil Ermenistan Karsa oluk oluk para akıtacak, Karsı zengin edecekmiş.
Azeri özel şirketi TURAN AİRin ilk seferi ile Karsa gelen Azeri milletvekili Ganire Paşaeva;
Karsta bizim insanımız, çoğunluk hiçbir zaman Ermenistan kapıları açılsın diyemez. Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde 20sini işgal altında tutuyor. Türkiyenin toprak bütünlüğünü tanımıyor. Türkiyeye karşı bir çok talep ileri sürüyor. Sınır kapılarının açılmasına hayır adı altında bir kampanya düzenlemiştik. Karslılar da destek oldu ve Ermenistan, Azerbaycan topraklarından çekilmediği sürece bu kapıların açılmayacağını söylediler. Bir kısım insanlar, kapı açılırsa ekonomik, ticari ilişkiler düzelir diye bir kısım bilgisiz insanları kandırmışlardı. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyevin projelerini, bugün Cumhurbaşkanı İlham Aliyev hayata geçirdi. Uçakla bir saatte Baküden Karsa geldik. Tren hattı açılacak. Karstan Baküye Asyaya kadar gidilecek. Yani Karsın ticari ve iktisadi gelişmesi de sağlanır. Ermenistan sınır kapılarının açılmasıyla iktisadi ve ticari ilişkilerin artacağını söyleyen provokatörlerin argümanları tam bitti. Biz Karslıların önceden belirledikleri pozisyonu devam ettirmelerini umuyoruz demiş.
Düz demiş.
Öyle bir lâf söylemiş ki herkes kendi meşrebine göre kullansın..
Ne yaparsa yapsın..
Azerbaycan deyince burnumun direği sızlar. Bakünün küleği, Resulzadenin öz köyü Novhanıdaki heykelinin önünde Sabir Mellim ile çektirdiğimiz fotoğraf, Şamahıdaki şehit fotoğrafı kazınmış susuz bulak; Hazarın Nargini gelir çöker yüreğime..
Beşte biri Ermeni işgali altındaki Azerbaycanın bir milyonu aşkın kaçkınının Bakü ve İran sınırındaki kampları hâlâ dururken Türkiyede Ermeni sınırı açılsın da cebimiz para dolsun avazelerini hiç anlamam.
Ermenistanın, Türkiyenin toprak bütünlüğünü tanımadığını öğrenmek için ille de Ganire hanımın Baküden Karsa gelmesi mi beklemeliydik?
Doğrudur, Ermenistan, Türkiyenin doğu sınırını belirleyen 1921 Kars Anlaşmasını tanımaz; Doğu Anadoludan Batı Ermenistan diye söz eder, Ağrı Dağını ulusal sembol kabul eder.
Ama sözde esnaf para kazansın aldatmacası, aslında üç kişinin cebi dolsun safsatası ile sınırın ille de açılmasını isterler.
Ama bu kapı açılsın lâfını siz bir yerlerden hatırlıyor musunuz?
Ben hatırlıyorum..
Lokmacı..
Hani iki dünya bir araya gelmişti de Lokmacı açılmıştı da, Lefkoşanın Arasta esnafı paraya para demeyecekti ya..
CTPnin yayın organı Yeni Düzendeki istatistiklere göre ilk 28 gün boyunca 104 Bin 457 kişinin geçiş için tercih ettiği Lokmacı Barikatı, Mayıs ayına geldiğinde toplam 86 Bin 751 kişinin geçiş için kullandığı bir kontrol yeri olmuş. Haziran ayında ise bu rakam daha da düşerek, 37 Bin 488e gerilemiş.
Neredeyse üçte bir.
Haziranda ancak 16 bin turist bu kapıdan kuzeye gelirken, birleşilecek Rumların kapıyı kullanma sayısı sadece 9 binde kalmış.
Güneye ise gelen Rumlardan daha fazlası, 11 bin Kıbrıs Türkü gitmiş.
Yani Arastadan mal alacak potansiyel Türk müşteri, gelen Rumdan daha fazla güneye geçerek oradan alış veriş yapmış.
Ermenistan sınırı açılsın da Kars zengin olsun diyenlere duyurulur.
Kaldı ki devletin politikası, bu problem ilk başladığında, 1991de doğru konulmuş.
Ali Sirmen, 25 Temmuz 2008 günü emekli büyükelçi Candan Azerin bir mektubuna yer verdi;
İkili ilişkiler çerçevesinde, Ermenistan tarafının başlangıçta öncelik ve önem verdiği konu ekonomik/ticari ilişkiler olmuştur. 1991 yılının sonbaharında Ermenistanla istikşafi görüşmeler yapması için Büyükelçi İsmet Birsel başkanlığında Erivana gönderdiğimiz heyetle yaptıkları görüşmelerden başlayarak Ermeniler hep ticari ilişkiler üzerinde durdular. Bundaki amaçları, ticari ilişki kurup, Türkiyeden sağlayacakları olanaklarla yaşamlarını iyileştirmek ve dünyanın gözüne biraz daha girdikten sonra sözde soykırım safsatası söylemlerini daha da güçlendirmiş olarak sürdürmek ve sonunda Türkiyeden tazminat koparmaktı. Toprak konusunu da canlı tutmak ve buna bir altyapı hazırlamaktı. Biz o zaman bu oyunu gördük ve her şeyden önce siyasal ilişkilerin kurulması gerektiğini izah ettik. Sonunda Ermenileri kendi yaklaşımımıza çektik. Diplomatik ilişkiler kurulması görüşmelerini ben yürüttüm. Protokol metni üzerinde yüzde 95 mutabakat sağlandı. (Bu görüşmeler hakkında ayrıntılı bilgiyi yakında tamamlamayı umduğum kitaba yazdım.) Anlaşamadığımız konu Kars Antlaşmasının teyidi konusu idi. Bu atfı (göndermeyi), Canım BM Anlaşmasına, AGİT belgelerine atıf yapıyoruz, toprak bütünlüğüne saygıdan söz ediyoruz diyerek kabul etmediler. Bunun üzerine O zaman, iki ülke arasında daha önce imzalanmış olan antlaşmaları teyit edelim dedim. Buna yanaştılar; ancak, Erivandan yetki almamız gerekiyor dediler. Ve bu görüşmeden kısa bir süre sonra Ermenistan, Azerbaycanın Kelbeçer bölgesini de işgal edince, görüşmeler kesildi ve ondan sonra da öze inen bir görüşme yapılamadı.
İşte ısrarla açılması istenilen Kars Doğu kapı ve Lefkoşa Lokmacının ardındaki ticaret-siyaset ilişkileri.
Para'nın kirli yüzü..
Kars-Bakü arasında haftada iki gün uçak seferi düzenlenmesi çok iyidir. Tren yolu, üç beş sene sonra hizmete girecek olmasına rağmen çok çok iyidir. Baküden, böylelikle başka yer beni ilgilendirmeden, engellemeden, karşılık beklemeden doğrudan Karsa, ilerde belki Trabzon, Erzurum, Samsuna gidilip gelinmesi çok, çok, çok iyidir. Ticaretse ticaret.. Paraysa para.. Alın size uçak, alın size tren..
Sınırlarımızı tanımayan, Azerbaycan topraklarını işgal altında bulunduran, beş kişilik, üç kuruşa muhtaç Ermenistanın dostluğuna ihtiyacımız yoktur. Onun bize, Azerbaycana, Gürcistana ihtiyacı vardır nefes alabilmek için. İzole edilmişlikten kurtulabilmesi için..Dünyaya açılabilmesi için..
Bakü-Kars demiryolunun temelinin atılması ne kadar iyiyse, TTK Başkanı Prof. Halaçoğlunun görevden alınması da o kadar yanlıştır.
Fuller Cumhuriyete numara koymamış ama Yeni sıfatını münasip görmüş.
1923de kurulan..eskimiş mi?
57İNCİ ALAY HERYERDE..
HEPİMİZ 57İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ.
Kaynak