Barzani'ye bu kadar yüz verirsen...
Kerkük Kent Meclisi'nin, Kürdistan paçavrasının Kerkük'te resmi binalara asılmasına yönelik kararı, Türkiye'nin son yıllarda dış politika ve güvenlik konularında yürüttüğü hatalı davranışlarının sonucudur.
Kerkük'ün statüsü adım adım değiştiriliyor
ABD'nin Irak'ı işgal etmesiyle, Kerkük'te çoğunlukta bulunan Türkmenler göçe zorlanmış, bunları Araplar takip etmiş ve şehre Kürtler getirilerek çoğunluğun Kürt olması sağlanmıştır. Nüfus kayıtlarının yok edilerek, mezarlıkların dahi tahrip edilerek Türkmen geçmişinin silinmeye çalışıldığı hatırlardadır.
Kentin IŞİD tarafından işgal edilmesine göz yumulmuş, sonra da kahraman edasıyla, peşmerge tarafından kurtarılma senaryosu uygulanmıştır. Kerkük, Irak yönetimine bağlıyken, Barzani yönetimi tarafından fiilen Kuzey Irak yerel yönetimi idari sınırları içinde kabullenilmeye başlanmıştır. Böylece, Irak anayasasının 140. maddesinde Kerkük'ün, öncekiler de dahil, göçlerin geri döndürülerek nüfus sayımı ve sonrasında da statü için referandum yapılmasına yönelik kararının uygulanması imkânı ortadan kaldırılmıştır.
Kürt hâkimiyetinin sağlandığı Kerkük'te, şimdi de Kürdistan paçavrası kararı çıkarılmıştır. Ayrıca resmi yazışmalarda Kürtçenin de kullanılması kararı alınmıştır. Bu durum, Kerkük'ün statüsünün göz göre göre değiştirilerek Barzani yönetimine bağlanmakta olduğunu göstermektedir.
Konuya Türkiye'nin tepkisi yetersiz
Konuya, Dışişleri Bakanlığı tepki göstermiş ve özetle, IKBY bayrağının asılmasına ilişkin kararın endişeyle karşılandığı, Irak anayasasına aykırı olduğu, Kerkük'ün statüsüyle ilgili tek taraflı adımlarda ısrarcı olunmasının, diyalog ve anayasal süreçlere bağlılık kavramlarına zarar verdiği, bu gibi yaklaşımların ülkede kalıcı güvenlik ve istikrar çabalarını da olumsuz etkileyeceği, ilgili tüm tarafların sağduyu, sorumluluk ve itidal içinde hareket etmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Türkmen konusunda bugüne kadar yeterli duyarlılığı göstermeyen, Türkmenlerin sadece sorun olmaması yönünde bir politika izleyen yönetimin, bu konudaki tepkisi de tatmin edici görülmemektedir.
Irak merkezi yönetimin tepkisi bile daha güçlü olmuştur. Bunun kargaşaya yol açacağı, ulusal birliği zedeleyeceği, kabul edilemeyeceği belirtilerek, yaptırım olarak da Kerkük'teki memur maaşlarının kesileceği kararının verildiği açıklanmıştır.
Barzani şımarıyor ve fırsatlardan faydalanıyor
Türkiye, Orta Doğu ülkelerinin çoğuyla, Avrupa ve AB'yle sorunludur. ABD ve Rusya'yla da esasen PYD ve Kürt konusunda bir çatışma içinde olmasına rağmen, bu kadar kavga içinde, şimdilik onlarla da açıktan bir çatışma içine girmek istememektedir.
Bilindiği üzere ABD, PYD'yi müttefik olarak görmekte, desteklemekte, onlarla birlikte hareket etmektedir. Rusya da, onlarla birlikte bayrak göstermekte, Moskova'da büro açmasına izin vermekte, konferans düzenlemektedir. Ayrıca tarım ürünleri ticaretinde de sıkıntı vardır.
Bu konuda Türkiye, zamanında uyguladığı yanlış politikaların zararını görmekte, güney sınırlarımızda oluşan ve bize tehdit teşkil edecek Kürdistan yapılarına gereken müdahaleyi yapamamaktadır.
Üstelik Barzani'yi devlet başkanı statüsüyle karşılayarak, şimdi tepki gösterdiği Kürdistan bezini, Atatürk ve Esenboğa havaalanlarına çekerek ve görüşmelerde bulundurarak Barzani ve yönetimini şımartmıştır.
Barzani Türkiye'nin dış politikada ortaya çıkan sıkıntısından ve kendisine gösterilen haksız, gereksiz ve hukuksuz itibarın yarattığı fırsatlardan istifade etmektedir.
Kendimize çeki düzen vermeliyiz
Türkmenlerin tek güvencesi Türkiye'dir. Türkiye'nin güvenliği ve bütünlüğünün Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinden geçtiği unutulmamalıdır. Bu nedenle bu bölgelerdeki Türk varlığının korunması hem insani, hem de ulusal bir görevdir.
Değerli yalnızlık politikası, artık değerini kaybetmiştir. Dış politika ve güvenlik alanında daha gerçekçi politika ve stratejilere duyulan ihtiyaç gittikçe artmıştır. Kendimize yeniden bir çeki düzen verme zamanı gelmiş, hatta geçmiştir. Yanılmaktan bıktık.
Armağan KULOĞLU, 1 Nisan 2017
oakuloglu@gmail.com