Başbakanın Öfke Sanatı

Başbakanın Öfke Sanatı

İletigönderen Efe » Cmt Şub 16, 2008 0:14

Başbakan Tayyip Erdoğan hafta başından itibaren üslubunu arazi vitesine attı. Sert konuşmalar yapıyor. Bundan da ziyadesiyle hoşnut!

Kendisini şöyle “takdir” ediyor:

-Öfke hitabet sanatıdır!

Bu “sanat dalı” ülkemizin cadde ve sokaklarında günün her saatinde özgürce icra ediliyor:

-Önüne baksana ulan!

-Yürü git ulan keriz, senden mi öğreneceğiz?

Sözlü başlayan bu “öfke sanatı” değişik biçimlere bürünerek devam ediyor.

Karşılıklı ana-avrat selamlanın ardından, tornavidalar, lövyeler çekilip kafa göz Allah ne verdiyse gidiliyor.

Bu sanatı daha “nitelikli” biçimde icra edenler, bıçak ve tabancayı da gösteriye dahil ederek, öfke sanatını zenginleştiriyorlar.

Böylesi durumlarda sanatçılardan biri imama, öbürü polise doğru savruluyor. Oyunun son perdesi cezaevi ve mezarlıkta bitiyor.

Başbakanımız Kasımpaşalı olduğundan onun öfkeyi hitabet sanatı içinde değerlendirmesini normal karşılamak gerekiyor.

Ama işin aslı öyle mi?

Bildiğimiz kadarıyla Erdoğan şeker hastası.

Şeker çok tatlı bir hastalıktır!

İnsanı bedenine karşı disipline eder. Ölçülü yemek yemeyi öğretir. Sağlıklı beslenmeyi mecburi hale getirir. Hasta düzenli beslenmenin ödülü alır. Göbekten muaf hale gelir. İncelir, gençlik günlerindeki kilolarına döner.

Bu mutlu çizgi doktor sözü dinleyen akıllı, tedaviye uyumlu hastalar için geçerlidir.

Şeker hastalığının dengesi, Türkiye"nin politik istikrarına benzer. En ufak bir yalpalamada her şey alt üst olabilir.

Vücuttaki şeker oranın çok hızlı biçimde yükselmesi yani hiperglisemi için tıp sitelerinde şunlar yazıyor:

“Hiperglisemi aklı başında bir insanı bir anda deliye çevirebilir. Gösterdiği tepkileri kavramakta güçlük çekersiniz, tanınmaz hale gelir.”

Böyle bir şeye gıda beslenmesi de sebep olabilir ama en fazla psikolojik faktörler rol oynar. Stres şekeri tetikliyor.

Öfke durumlarında vücut kortizon salgılıyor. Kortizonun da tamamı şekere yazılıyor!

Artık şeker hastasının kendisini zaptetmesi mümkün olamıyor.

Atasözümüz ne diyor?

Öfke baldan tatlıdır!

Çünkü öfkenin içi kortizonla doluyor.

Peki Erdoğan gibi ülkenin sükunet içinde yönetilmesinden birinci derece sorumlu olan şeker hastaları ne yapmalı?

Günün 15 saatini şeker hastalarının iyileştirmeye ayıran Uzman Dr. Neslihan Aydın, kendi hastalarına anti-depresan ilaç vererek onların lüzumsuz öfkelenmelerini önlüyor. Böylece öfke ile kortizon arasındaki bağları kesiyor. Şeker de yükselemiyor. Hastaları da ağzına geldiği gibi konuştuktan sonra kendini şöyle takdir etmiyorlar:

-Öfke hitabet sanatıdır!

Başbakan İstanbul"a geldiğinde Dr. Neslihan Hanım"a kendini gösterirse, hem şekeri düşer hem de ülkenin siyasi tansiyonu…

Öfke bir sanat değil, doğrudan hastalık belirtisidir!

Nazım ALPMAN

damnant quod non intelligunt...
Kullanıcı küçük betizi
Efe
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 1508
Kayıt: Cmt Şub 17, 2007 22:58

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Şub 16, 2008 0:25

EfE, cok tesekkürler :)

Öfke bir sanat değil, doğrudan hastalık belirtisidir!

Bu konuda ayni görüsü savunan bir uzman daha var:
:arrow: “Bi'at ve öfke - Tayyip Erdoğan’ın psikobiyografisi”
(Dr. Cemal Dindar’ın değerlendirmesiyle Tayyip Erdoğan’ın ruh hali…)





ve tabii ki Yalcin Hoca :)

Tayyip Bey rahatsız bir insandır, teknik olarak hasta bir insandır

Yalçın Küçük: "Tayyip Bey'in bir kaç bilinci var!"

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen kuva-yi milliye » Cmt Şub 16, 2008 0:36

Gerçek Gündem sitesinde 13 Şubat 2008 tarihli Dr.Cemal Dindar ile yapılan -bu konuyu da içine alan- bir mülakat yayınlanmıştı..

Tayyip Erdoğan neden öfkeli?

Dr. Dindar, “biat eden öfkelidir” diyor. Gerçekten de Erdoğan’ın hayatını bu iki kelime çok güzel özetliyor.

Önce ayakkabılarını öpme derecesinde babaya, sonra Erbakan’a ve tarikat şeyhlerine ve en sonunda da ABD’ye biat. Ve sonuç, sıklıkla yoksullara, işçiye, köylüye, esnafa patlayan bir öfke. İşte inceleyip kitabını yazan Dr. Cemal Dindar’ın değerlendirmesiyle Tayyip Erdoğan’ın ruh hali…

Gayet kapsamlı,derinlemesine analizler ve tespitler içeriyor..KM
Kullanıcı küçük betizi
kuva-yi milliye
Üye
Üye
 
İletiler: 46
Kayıt: Çrş Oca 09, 2008 4:53

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Şub 16, 2008 0:38

kuva-yi milliye, yukarida verdigim link bahsettigin kapsamli röportaji iceriyor :)
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen kuva-yi milliye » Cmt Şub 16, 2008 1:16

kuva-yi milliye, yukarida verdigim link bahsettigin kapsamli röportaji iceriyor


evet,ben yazana kadar siz bağlantıyı eklemişsiniz:)
az önce,çıkarken ikisini de silerim diye de söylemiştim;fakat her nedense silinmiyor,ilk yazdığım..(Adı üstünde "acemi üye" ..)
Kullanıcı küçük betizi
kuva-yi milliye
Üye
Üye
 
İletiler: 46
Kayıt: Çrş Oca 09, 2008 4:53

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Şub 16, 2008 1:20

kuva-yi milliye, silinmesine gerek yok :r hem konuya dikkat cekmis olduk :)
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen kuva-yi milliye » Cmt Şub 16, 2008 1:47

Türk-Kan,tamam. [ Silinmemesiyle ilgili mesajımıza bir müdahale oldu herhalde;) ]

Tayyip Bey rahatsız bir insandır, teknik olarak hasta bir insandır



Yalçın Küçük: "Tayyip Bey'in bir kaç bilinci var!"


Calıgula kitabında çok daha ilerilere götürmüştü YK bu durumu... ( Rte'nin epilepsi -sara- hastası olduğunu söyleyerek )

Bir programında da GK başkanının güven hastenesine gittiğinde Abd-ullah Gül ü dinlemeyerek direk odaya girdiğini ve Rte nin " o halini " gördüğünü iddia etmişti..
Kullanıcı küçük betizi
kuva-yi milliye
Üye
Üye
 
İletiler: 46
Kayıt: Çrş Oca 09, 2008 4:53

İletigönderen Ram » Cmt Şub 16, 2008 6:53

Bahsi geçen yazı Aydınlık dergisinde çıkmış, Perinçek Manşet programında bundan söz etmiştir. Oldukça gülünçtür. Ben de yeni bir deyim kazandırıyorum: Hasta kurbanlık, her günü bayram sanır.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 7 konuk

x