Başbuğ'u Tutuklatan Hukuk, Zaman Gazetesi Hukuku'dur

Emekli Jandarma Albay - Yazar

Başbuğ'u Tutuklatan Hukuk, Zaman Gazetesi Hukuku'dur

İletigönderen Başkomutan » Pzr Oca 08, 2012 3:02

BAŞBUĞ’U TUTUKLAYAN HUKUK, ZAMAN GAZETESİ HUKUKU’DUR…

SAKIN ADALETİN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZ DEMEYİN, ÇÜNKÜ BAŞIMIZA GELENLER ADALET DEĞİL!

Türk Ordusu’nun Başkomutanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ tutuklandı, hem de “terör örgütü lideri” denilerek tutuklandı. Bunun anlamı çok derindir, en sade ifadeyle Başkomutan terör örgütü lideri ise eğer, “Türk Ordusu da terör örgütü oluyor” demektir ki bunu kabul etmek, içimize sindirmek mümkün değildir.

54 bin canın katili PKK terör örgütünün siyasi başları ve kıçları, Gazi Paşa’nın Meclisi’nde sözde vekil olarak oturur ve bizim yetim ve Kul Hakkı paradan maaş alır ve de devlete ve Türk Milleti’ne kafa tutarken, Türk Ordusu’nun Başkumandanı’nın terörist diye hapse atılması açık bir akıl tutulmasıdır, diyeceğim ama o da değil. Akıl tutulması değil, çünkü bunlar bilinçli, kasıtlı yapılan işler, bir senaryoya dayalı işler, hukuk katledilerek yapılan işler…

Mesele belli; bu AKP siyaseti Türk Ordusu istemiyor, zaten izledikleri siyasetle Türk ve Cumhuriyet düşmanı olduklarını açık açık sergiliyor bunlar. “Kurtuluş Savaşı şehitlikleri düzmece” diyen bir zihniyettir bu… “Kahraman bildiklerimiz hainmiş meğer”, diyen bir zihniyettir bu… “Ne Mutlu Türk’üm demek ilkelliktir” diyebilecek kadar alçak bir zihniyettir bu… Atatürkçü olmayı hakaret sayarım, diyebilecek kadar çakal bir zihniyettir bu…

İşin adiliği ise hukuku siyasete alet etmekte yatıyor çünkü hukuk demek, çağdaş ve evrensel hukuk, adalet demektir, hepimize gerek bir olan sistemdir… Zaten adilik de burada çünkü vicdanlar ve evrensel kurallar, bizim olmayan bir siyasete alet ediliyor, hukuk denilerek cinayet işleniyor. . Edenler kim? Bazı hâkim ve savcılar…

Bu bazı hâkim ve savcılara pek bir şey demek bile içimden gelmiyor çünkü bu bazılarını adam yerine koymuş olmak bile ağır bir yük gibi omzuma çöküyor… Siyasete vicdanını satan hâkim olsa ne yazar, savcı olsa ne yazar… Satılık mal gibi, satılık dükkân gibi, satılık Montofon gibi, satılık tezek gibi, hâlbuki fani bu dünyada satın alınamayacak bir şey varsa eğer, o da bir insanın onurudur, vicdanıdır, namusudur… Bu değerler bunlarda yok, bu nedenle fazla söze de gerek yok…

İlker Başbuğ’u tutuklayan hukukun zihniyetini kavramak isterseniz lütfen aşağıdaki belgeyi okuyunuz:

Resim

ZAMAN GAZETESİ manşet atmış bizim için, PKK ile uyuşturucu işi yapıyor demiş… Hukuk bu ya, gittik başvurduk hukuka, aşağı ve yukarıda okuduğunuz TEKZİP KARARI’nı bağımsız mahkemeden aldık.

Resim

Bakın lütfen bakın, ZAMAN GAZETESİ bu karara üç kez itiraz etti, üçünde de itirazı reddedildi ve okuduğunuz bu karar kesinleşti. Mahkeme ne diyor: BU TEKZİP KARARI’NI BİR HAFTA SÜREYLE YAYINLAYACAK VE BU YANLIŞ HABERİ DÜZELTECEKSİNİZ” diyor.

ZAMAN GAZETESİ BU TEKZİBİ YAYINLAMIYOR, evet bu gazete bağımsız mahkeme kararına bile kafa tutuyor ve bu tekzip metnini yayınlamıyor.

Tekrar gittik mahkemeye ve dedik ki bu gazete kesin mahkeme kararını yayınlamıyor, diyerek şikâyet ettik.

Savcı, şikâyetimizi anlamamış olacak ki, dosyayı hemen kapattı, yani şikâyetimize karşın TAKİPSİZLİK KARARI verdi, yani bu gazetenin bu kararı yayınlamasına gerek yokmuş….

Hemen tekrar mahkemeye koştuk ve itiraz ettik… Şimdi bakın şu Zaman Gazetesi hukukukun kararına, işte belgesi:

Resim

Şu hukuka bakın; Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi diyor ki; bu “Zaman gazetesi haberi yalandır, insan hakkı ihlalidir, derhal düzeltin bu haberi ve tekzip kararımızı bir hafta süreyle yayınlayın” diyor…

İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi de diyor ki, “bu kararı aman ha yayınlamayın”, hukuka bak hukuka…

Dedim ya İlker Paşayı tutuklayan Zaman Gazetesi hukukudur bu diye, işte bu hukuk, işte belgeleri…

Onun için bu hukuk AKP hukukudur, siyasidir, vicdanla adaletle bir ilgisi yoktur, sakın “adaletin kestiği parmak acımaz” demeyin, çünkü bu adalet değildir!


Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek tahliye edildiği zaman Bülent Arınç televizyonlara çıkıp ne dedi, hatırlayınız; ”Bak Özbek, tahliyenin sevincini çıkar, sakın konuşma, konuşursan içeri atarlar seni, Mustafa Balbay örneğine iyi bak demişti”…

Hal böyle iken MHP’nin şimdi ortaya çıkıp da “işi hukuka bırakalım” demesi boş ve anlamsızdır…

CHP’nin ortaya çıkıp “siyaset karar verdi, mahkeme tutukladı” demesi de boş ve anlamsızdır…

Katlediliyor, hukuk katlediliyor, insanların onuru katlediliyor, insanlık hak ve hukuku katlediliyor, halk güvenip oy vermiş size, muhalefette de olsanız, halkın desteği var ardınızda, çıkın, çıkın meydanlara çıkın, nefes alamaz hale geldik, boğuluyoruz artık çıkın meydanlara, çıkın da bu haksız ve hukuksuz Silivri katliamını durdurun!


Yoksa halkımız, sizin de bu ihanetin içinde olduğunuzu düşünmeye başlayacak, değilseniz çıkın meydana ve bu Silivri katliamını durdurun!

Erdal SARIZEYBEK, 7 Ocak 2012
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Yanıt

İletigönderen acrokrim » Pzr Oca 08, 2012 14:51

Ben artık ya bu işin içindeler, ya da tehdit ediliyorlar diye düşünüyorum.
Yaşanan bu son acıklı olay ABD'nin "Sizi bağımsız bir ülke olarak tanımıyoruz" demek için içimize soktuğu özel yetkili ünvanlıları kullanarak bize, yani Türk ulusuna, meydan okumasıdır.
Kullanıcı küçük betizi
acrokrim
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Cum Ara 16, 2011 0:46
Konum: Türkiye

Re: Başbuğ'u Tutuklatan Hukuk, Zaman Gazetesi Hukuku'dur

İletigönderen Deli Haydar » Pzr Oca 08, 2012 18:02

acrokrim yazdı:Yaşanan bu son acıklı olay ABD'nin "Sizi bağımsız bir ülke olarak tanımıyoruz" demek için içimize soktuğu özel yetkili ünvanlıları kullanarak bize, yani Türk ulusuna, meydan okumasıdır.


Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni resmen ve ancak 1927 yılında tanıyabilmiştir.

1923 öncesinde kurulmaması için emsali görülmemiş bir çaba harcayan Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni resmen tanıdıktan sonra da -kuruluşunun amacı gereği- türlü fitne-kaos-terör eylemlerine diğer kafir-gerçeği gizleyen "haç bayraklı" dostları ile zemin hazırlamış ve sonucunda 1938'de Gazi'nin zehirlenerek şehit edilmesini sağlamıştır.

Kaderin cilvesi ki Şehit Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1927 yılında mecliste büyük söylevini seslendirir ve geleceğin Türk çocuğuna seslenir iken, Gazi'nin locasında, Amerika Birleşik Devletleri'nin göreve yeni başlayan Ankara büyükelçisi oturmakta idi. O Yaradan ne büyük ki, bugün Gazi'nin 1927'deki sözleri gerçek olmuş ve iktidardaki yerli dinciler yabancı dinsizlerle giriştikleri işbirliğini gizleme gereği dahi duymadan "tevhid tokmağı" ile kurulmuş bu hak devleti Amerika Birleşik Devletleri'nin yönlendirmeleri doğrultusunda meclis eli ile yıkmaya çalışmakta ve ceplerini dünya malları ile doldurdukça doldurmaktadır.

Son sözü "aleykümselam" olan o Şehit Gazi'nin hatrına, şu karmaşık günlerde kaosu-terörü men edip, düzeni öğütleyen o yüce Kuran'a kulak verelim...
İsra Suresi, 16 yazdı:Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz.

Gazi ne bir kötülük etmiş, ne de kibirlenip şımarmıştır.
Bugün kibirlerinin girdabına saplanıp iyiliği unutanların Allah müstahakını versin.
Allah doğru yolundan ayırmasın. Amin...
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Başbuğ'u Tutuklatan Hukuk, Zaman Gazetesi Hukuku'dur

İletigönderen acrokrim » Pzr Oca 08, 2012 21:09

İnşallah Allah bizleri doğru yoldan ayırmasın.
Bunları tüm ulus algılayamamakta şu anda. Umarım o günleri görmeyiz ama herkesin bunları algılayabileceği büyük olaylar başlarsa Türk ulusunun aynı kurtuluş yanıtını yine vermeye hazır olacağına inanıyorum. Binlerce yıldır özgürce yaşayan bir toplum bundan bir çırpıda vazgeçmeyecektir. İnsanları bağımsızlık duygusundan, kısa süreli toplum belleğini kullanan tüketim ekiniyle vazgeçirebileceklerini düşünmek aptallıktır. Toplumsal devinimlere göre baskıya karşı bir kurtuluş vardır. Önemli olan o durumda doğru davranabilmemizdir. Gerçekleri görebilenlerin göremeyenleri uyarmaları, bilgilendirmeleri ve herkesin tam dayanışma içinde olması gerekiyor. Hem şimdi, hem sonra.
Dipnot: Kur'an-ı Kerim i anladıkları dilde okumaları için herkese sürekli salık vermek de geleceğimize en büyük yatırımlardan biri olacaktır. Ama bu olanağı da elimizden almaya çalışıyorlar. 1+4+4+4 denilen yeni yöntemle körpe beyinleri yönlendirilmiş bilgilerle doldurmaya çalışacaklardır. Son yıllarımız mı acaba?
Kullanıcı küçük betizi
acrokrim
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Cum Ara 16, 2011 0:46
Konum: Türkiye

Re: Başbuğ'u Tutuklatan Hukuk, Zaman Gazetesi Hukuku'dur

İletigönderen Deli Haydar » Pzr Oca 08, 2012 22:48

Malumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk "ha" deyince Allah'ın izniyle dağları yürütebilecek inanca sahip bu ulusun gücünü tek bir noktaya yönlendirmiş ve anlamca "gelin canlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti için çalışalım; bireycilikten, üçkağıtçılıktan, kula kulluktan uzak duralım" demiş bir güzel fanidir. Ancak onun bu yönlendirmesi elbette Kabilsoylu kafir katiller için hiç de iyi olmamıştır. Onların derdi, zulüm üzerine kurdukları batıl düzenin her ne pahasına olursa olsun yıkılmaması; aksine bu düzenin, adı eşitlik-adalet-gerçek olan Yaradan'ın kutsal bir yazgı gereği inananlar için sözünü verdiği o güne kadar kan, yalan ve fitne ile sürdürülmesidir.

Bilip de susanın dilsiz şeytan olduğu gerçeğini asla akıllardan çıkarmadan, dilin döndüğü, nefesin yettiği, kalbin attığı sürece Hakk'tan-hakikatten ayrılmamak ve özellikle içinden geçtiğimiz şu zor ve son günlerde hala daha bilerek, isteyerek ve anlayarak "Türk'üm" demekten inatla mutluluk duymak inananlar için en güzel bir boyun borcudur. Bu boyun borcunu yüklenmek isteyenler, bu yükün bedelini göz önüne alarak yüklenir. Kimseye zorla yükleyemeyiz, malum. Ancak gerçeğe hakkı ile şahit olanlar şehadet şerbetinden içmeyi dileyebilir.

O yüzden lütfen merak etmeyelim; "Kelime-i Şehadet"i dilleri ile söyleyip kalpleri ile onaylayanlar, elbet bir gün "evlad-ı şüheda" olduklarını anımsayacaktır.
Niceliğin önemi yok. Rabbimin görünmeyen orduları, ıslahat yolunda inanan kulların yanındadır.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21


Şu dizine dön: Erdal SARIZEYBEK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x