“Alternatif”te iktidar ile medya ilişkileri masaya yatırıldı. Stüdyo konuklarından Hür Parti lideri Yaşar Okuyan, AKP iktidarının basına yaklaşımını Hitler dönemine benzetti.

AKP medyayı sindirdi

Alternatif programında hükümet-medya ilişkileri ele alındı. Stüdyo konukları ile programa telefonla bağlanan Mehmet Metiner arasında sert diyaloglar yaşandı

Yeniçağ Ankara Temsilcisi Sabahattin Önkibar’ın hazırlayıp sunduğu “Alternatif” programında AKP hükümeti ile medya ilişkileri masaya yatırıldı. Programın stüdyo konukları Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan ve Gazeteci-Yazar Emin Çölaşan, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Programa telefonla bağlanan Bugün Gazetesi Yazarı Mehmet Metiner ile konuklar arasında zaman zaman sert diyaloglar yaşandı. Hür Parti Genel Başkanı Okuyan, “Kadrolaşmanın ötesinde Türkiye’de bugün, adeta bir Baas Partisi rejimine benzer bir zihniyet iktidar. Devletin tüm katmanlarını tasallutu altına alıyor” dedi.

Hitler’in yaptıkları

En önemlisinin kamuoyuna sızdırılan Anayasa değişikliği olduğunu bu hali ile getirilmesi durumunda Türkiye’nin durumunun daha da kötüye gideceğini savunan Okuyan, “Aklıma otomatikman 1930-1934’lü yıllarda Hitler’in yaptıkları geliyor. Türkiye’deki gidişatın o yıllardaki Hitler dönemine çok benzediğini görüyorum” ifadesini kullandı. Yaşar Okuyan, sözlerini şöyle sürdürdü: “1950’den sonra gelen bütün iktidarları göz önünüze getirin. Bunların yaptığı bir olayda bile sokağa çıkılmaz duruma gelinirdi. Bugün, her gün en az 10-20 tane Türkiye’yi birbirine katacak hırsızlık, yolsuzluk var. Ama yansıtılmıyor. Medyanın bir kısmı zihniyet olarak işbirlikçi. Bir kısmı gerçekten korktuğu için yazamıyor.”

İstibdat değil mi

AKP destekçisi basının, akreditasyon uygulaması nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı’na yüklendiğini ileri süren Okuyan “Başbakanlıkta gazeteciler fişleniyor. Yayın gruplarına göre yazarlar, ayrıca sınıflandırılmış. Bizden yana olanlar, bize karşı olanlar diye. Bu faşizm değil mi, istibdat değil mi? Başbakan olsan ne yazar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na bağlı olmak gerekir. Sen hangi hakla Başbakanlık toplantılarına gazetecileri almıyorsun? Ben şahit oldum, Bilkent Otel’de Avrasya Televizyonu’nun muhabirlerini dışarı attılar, lobide bile oturtmadılar” diye konuştu. Gazeteci Yazar Emin Çölaşan ise, “AKP döneminde Türk medyası sindirilmiştir, korkutulmuştur” dedi. Medya patronlarının büyük işadamları olduğunu ifade eden gazeteci yazar Emin Çölaşan, şunları savundu:

Korkuttular
“Bunların bankaları, holdingleri, milyarlarca dolarlık alışverişleri var. Patronların tamamını bunlar korkuttular. Aydın Doğan grubunun 7 gazetesi pazarın yüzde 36’sına sahip. Sabah Grubu yüzde 13’üne sahip. Zaman, Star, Yeni Şafak, Bugün, Vakit. Bunların toplamı da yüzde 29. AKP Hükümetine destek vermeyen Cumhuriyet, Sözcü, Yeniçağ, Milli Gazete, Tercüman sadece yüzde 6. Spor gazetelerini saymazsak yaklaşık yüzde 80’i korkunç bir AKP destekçiliği içinde. Böyle bir medya dünyanın hiçbir ülkesinde olmaz.”


Metiner: Takdir yetkisi Başbakan’da

Programa telefonla bağlanan Bugün gazetesi yazarı Mehmet Metiner de, hükümeti savunarak, “Akreditasyon varsa, ayrımcılık varsa bu doğru değil ama Sayın Başbakan’nın da uçağına kimi alıp almayacağı konusunda bir takdir yetkisi var” ifadesini kullandı. “AKP’nin istibdatı getirdiği” yönündeki eleştirilere katılmadığını belirten Metiner, “Sistem içinde istibdatı yaratanların sistemi değiştiği için AKP’ye karşı bir direnç var. AKP’ye istibdatçı deniyor. Halbuki AKP bu istibdatı kırmaya çalışıyor. Başbakan’la yıllarca çalıştım. Özgürlükçü ve demokrattır. Parti yönetirken karizmatik, otoriter, disiplinli bir özelliği vardır. O yüzden bu tür eleştirilere katılmıyorum” diye konuştu.