Makale Silinmiştir...

Makale Silinmiştir...

İletigönderen Kuvayi Milliyeci » Çrş Eyl 29, 2010 4:05

...
En son Kuvayi Milliyeci tarafından Cum Nis 17, 2015 22:00 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir. Mustafa Kemal Atatürk
Kullanıcı küçük betizi
Kuvayi Milliyeci
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 200
Kayıt: Pzt Haz 21, 2010 2:20

Re: Başkaldırmak Nasıl Olur?

İletigönderen Sarıgelin » Pzr Eki 17, 2010 4:23

Cihad etmek/tüm gücünle çabalamak-gayret etmek dendiğinde, akla gelen başka bir husus da SABIR kavramı oluyor.

Genelde sabretmek dendiğinde ilk akla gelen, başa gelenin geçmesi için beklemek oluyor. Sabır arapça bir kelime, dilimize geçerken de her yabancı kelime gibi anlamını kaybediyor, halkta bulduğu yeni anlamla Kuran ayetlerine bakılınca da iş karışıyor biraz.

Bir de sabırla, salâtla [eğitimle, öğretimle, sosyal destek kurumlarıyla] yardım isteyin. Şüphesiz bu [salât ve sabırla yardım isteme], saygılı olanlardan; gerçekten Rabb'lerine kavuşacaklarına ve gerçekten kendilerinin O'na dönücü olduklarına inanan kimselerden başkasına çok ağır gelir. (Bakara/45-46)

Ey iman etmiş kimseler! Sabır ve salâtla yardım isteyin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. (Bakara/153)


Sabırla yardım istemek dendiğinde akla gelen, yılmadan dua etmek/yakarmak oluyor. Bu da pasifliği beraberinde getiriyor. Sabırla beraber anılan salat kavramı da namaza indirgendiğinde, tam bir pasiflik hali hasıl oluyor.

Genelde ‘’İslam Dünyasında’’ hakim olan uygulama ve görüş nedir?

-Başımıza gelene sabredelim.Yani? Zalim zulmederken, sıkıntılar içerisindeyken bunlara karşı bekleyelim, beklemek sabırdır, geçer nasılsa.

-Beklerken de namaz kılalım,dua edelim.

Böylesi bir bekleyiş ve eylemsiz bir yakarış herhalde en çok zalim kişilerin hoşuna gidecektir.Çünkü bunun sonu, uyuşmuş,reflekslerini kaybetmiş, Allah’ın (haşa)gelip kendilerini kurtarmasını,onlar yerine ne gerekiyorsa yapmasını bekleyen,bekleyen ve bekleyen bir topluluktur. Kurandaki inanan insan tipi ise görebildiğimiz kadarıyla bu değildir.

Ayetlerde ilk dikkati çeken, sabır ve salatla yardım istemenin çok ağır gelmesi hususudur.
Bir köşeye sinmek ve uyuşmak neden çok ağır gelir ki insana?
Ancak salatla ve Kurani bir sabırla yardım istenirse, elbette ağır gelen bu olacaktır.

Sabır; başımıza gelenlere boyun büküp pasif olarak beklemek değildir.

Sabır; başa gelen sıkıntılara karşı göğüs germek,mücadele etmek ve bu mücadeleyi yılmadan ümitsizliğe kapılmadan sürdürmek demektir. Yani beklemek değildir sürmesi gereken, mücadele sürekli olacak ki, sabır sabır olsun.

Nice peygamberler de vardı ki, kendileriyle beraber birçok Allah erleri savaştılar; Allah yolunda kendilerine isâbet eden şeylerden gevşemediler, zaafa düşmediler ve boyun eğmediler. Ve Allah, sabredenleri sever. (Âl-i İmrân/146)

Gevşememek, zaafa düşmemek, boyun eğmemek... Sabredenlerin özellikleri bunlar.

Bilgilenmek, bilgiyle yol almak, çabalamak, gevşemeden zaafa düşmeden boyun eğmeden mücadele etmek, bu yolda destekleşmek,yardımlaşmak...

Bunların sonucu zaferdir ve en yakınımızdaki örneği de Kurtuluş Savaşımız ve Cumhuriyet Devrimlerimizdir.
Kullanıcı küçük betizi
Sarıgelin
Üye
Üye
 
İletiler: 16
Kayıt: Sal Eyl 14, 2010 23:25


Şu dizine dön: Kuvayi Milliyeci

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x