
Yaklaşık bir aydır Doğu Yakası denen ve bir çok Türk gazeteci, analist, akademisyenin ABDyi analiz ederken tek veri olarak aldığı New York, Washington DC, Massachusets dışında derin ABD sayılabilecek Tennessee, Missisipi, Coloradao, Oklahoma, Seattle gibi şehirlerde German Marshall Fund of USin Marshall Memorial Fellowship programı ile ABD seçimlerini izleme fırsatım oldu.
Obamaya henüz Demokrat Partinin başkan adayı olması kesinleşmeden sanırım ilk teması kuran Türk kuruluşu ARI Hareketi oldu. Yaptırdığımız Türkiyede ABD Karşıtlığı Araştırmasındaki bulguları gönderdik. En önemli danışmanlarından Phil Gordon ve Anthony Lake (büyük ihtimal önemli görevler alacaklar) bu mektubu ve araştırmayı Obamaya sunduklarını ve değerlendirdiğini söylediler.
Türkiye ile Şaşırtan Benzerlikler
ABDde özellikle Güney Eyaletlerinde alışveriş merkezlerindeki kitap reyonlarında dahi muhafazakarlaşmayı görebiliyorsunuz. Safeway veya K-mart gibi bir Amerikan Mağazasının Missisipi eyaletindeki bir şubesindeki kitap reyonunda neredeyse bütün kitaplar İncil ve ilgili kitaplar. Türkiyede de yapılan araştırmalarda muhafazakarlaşmanın gitgide yükseldiğini, bir değerler sisteminin yaşam biçimini etkileyecek şekilde oluştuğunu gözlemleyebiliyoruz.
Montesquieunın 18. Yüzyıl düşüncesine ışık tutan iklim ve coğrafyanın siyaset hayatına etkisini burada da gördük. Doğu ve Batı yakası seçim haritasında masmaviydi. Türkiyede Akdeniz, Ege ve metropol varoşlarının dışındaki kıyı bölgelerinin renginin belli olması gibi*. Limanların, deniz kıyılarının ticaret, göç alma gibi faktörlere en kozmopolit yerler olması, kültürlerarası etkileşimin fazla olması, toleransın artmasına ve muhafazakar düşünceye sekte vurulmasına yol açıyor. Orta ve Doğu anadolu gibi ABDnin iç kısmında kalan eyaletler ise genelde olduğu gibi (birkaç önemli istisna dışında) kırmızı, yani Cumhuriyetçi idi.
- *Pes ediyorum, çüş diyorum, kelimeler kifâyetsiz kalıyor. Böyle bir süsleme de ilk defa görüyorum.
Bir başka benzerlik iki toplumun da kozmopolit yapısı. ABDde Asyalı-Amerikalılar, Hispanik-Amerikalılar, Afrikalı-Amerikalılar, Gay Amerikalılar Obama için tişörtleri, yakalıkları yok satıyordu. Pasifik kıyısındaki Seattle Japonya, Çin ve diğer Asyaya yakınlığı nedeniyle çok büyük bir Asya nüfusu barındırıyor. Doğu yakasında ise nüfusun neredeyse %15i siyahi. %94ü Obamaya oy vermek için sandıklara koşan (anketlere göre) siyahiler.
ABDde küçük kentler ve bu kentlerin periferileri siyasete bizde olduğu gibi çok ilgili. Tennessee güney vurgusuna sahip, oldukça muhafazakar bir eyalet. Orada taşrada da bulunma fırsatımız oldu. Klasik Amerikan evlerinin önüne pankartlar konuyor, o evin hangi başkan adayını desteklediğini şeffaf biçimde öğrenebiliyorsun. Cumhuriyetçi bir eyalet vurgusuna rağmen Obama-Biden pankartları hiç az değiildi.
Farklılığımız: Tahammül ve Tolerans
Oliver Stoneun W. Filmi vizyona çıkar çıkmaz gitme fırsatım oldu. Bu filmde Bush, Irak Savaşı ve sair konularla ilgili gerçek-kurgu arası detaylar var. ABDde özgürlük algılaması çok çok geniş. Mevcut başkan ile ilgili çok ağır dalga geçme veya eleştiri yapmak ifade özgürlüğü içinde değerlendiriliyor. Avrupa ve Türkiyede böyle bir politik toleransın olduğunu söylemek güç. Fransızlar, Almanlar ve İngilizler devlet adamlarıyla bu kadar ağır dalga geçemiyorlar. 2003te İngiliz MTVsi George Michaelin Irak Savaşı ile ilgili Başbakan Tony Blairi hicvettiği klibi devletten gelen uyarıyla yasaklamıştı. Bizde ise durum zaten belli. Özal, Demirel ve Çillere bu ülkede medya, karikatür ve mizah dergileri yapmadıklarını bırakmamışlardı. Mevcut iktidar döneminde ise mahkemeler siyasilerin hakaret davaları ile uğraşıyorlar. ABDnin klasik tv programı Saturday Night Live Showa McCainin sürpriz başkan yardımcısı adayı Palinin kendisi ile onunla dalga geçen taklidi yanyana çıkıyor. McCain kendisi ile dahi dalga geçmeyi bilen bir lider. Obama ve ekibinde ise humor düzeyi yüksek. Bence bu yüksek özgüvenden kaynaklanıyor.
Seçkinlerin Kampanyası, Mazlumların Görüntüsü
Obama kampanyası için kesinlikle bir establishment kampanyası diyebiliriz. Wall Street, Medya, Yahudi-Ermeni Lobileri Obamayı desteklediler demek isabetli bir genelleme olur. Fakat görüntü hep yoksul, etnik azınlıkların, toplumdaki egemenlerin karşısında ezilmişlerin kampanyası idi. Bu aslında yaratılmış bir algı. Evet doğru; toplumdaki büyük değişim isteği, Obamanın söylemleri, cilt rengi ve sembolize ettiği değerler ile örtüşüyordu. Ama hem taban siyaseti/grassroots hem de seçkinler/sermaye kesimini bir potada eritmeyi başaran tarihi bir kampanya oldu. Seçimlere katılım rekor düzeydeydi ve seçim günü Virginiada oy kullanma kuyruklarını görmeye gittiğimde kilometrelerce dizilmiş genç gördüm. Önceki seçimlerde asla sandığa gitmeyen ve siyaseti yaşlıların uğraşısı olarak gören kozmopolti Amerikan gençliği
Obama ile Dünya ve ABD
Obamanın ilk birkaç ayı sanırım bekle/gör politikası ile geçecek. Ahmedinejad, Hugo Chavez, Kim İl Song, Evo Morales; bütün bu liderler ABD seçimleri sırasında sıcak mesajlar alıp vermekten sonra reelpolitik ile karşı karşıya gelebilirler. Onlar Obamayı ve ABD Dış Politikasındaki değişimin sınırlarını zorlayabilirler. Obama burada Türkiyeye benzer biçimde oy anlamında değil ama güç odakları anlamında iç meşruiyet kazanmanın gerekliliğini veya zorunluluğunu hissedebilir. Bu nedenle kendi elinde olmayan faktörlere göre şekillenecek bir dış politika gündemi var önünde. ABDde vergilerin nereye harcanacağı, sağlık politikaları, azınlıklar ve göçmen sorunları ve gençlik politikaları hakkında vaatleri var. Bunları gerçekleştirmesinin önünde ekonomik krizin getirdiği mali yükler dışında bir engel yok çünkü ABD siyasetinin temeli üç kaleyi de açık farkla fethetmiş durumda. Yani tam anlamıyla karar alıcı.
Gençlik, Dip Dalga, Türk Solu ve Obama
Türkiyede, gerçek anlamda bir siyasi restorasyon, yani siyasetin tabandan tavana örgütlenmesi, parti içi demokrasi, siyasi partiler ve seçim yasasının değiştirilmesi, hazine yardımı konularının düzenlenmesi, devletin katılımcı demokrasi ile yönetilmesi için gerekli yönetişim reformlarını yapacak siyasi kadrolar ön planda değildir. Mevcut kadrolar (TBMMdeki ve dışındaki partilerin çoğu) kendilerine muhtelif defa ve alanlarda (yerel siyaset, koalisyon ortaklıkları vs) toplum tarafından verilen şansı kullanamamış, demokratik siyasetin temeli olan belli başlı reformları yapmamışlardır.
Obama tüm Türkiye siyaseti ve özelde de solu açısından bir çıta ortaya koymuştur. Gençleri mobilize eden, interneti ve teknolojiyi kullanan, dünyayı ve yenilikleri kavramış, bildiğimiz anlamdaki taban siyasetine yatkın ama aynı zamanda çok iyi eğitimli, yani hem Dikiliye, Horasana hem Çayeliye Yüksekovaya hitap edecek hem de İMKB, Londra piyasaları dilinden konuşabilecek bir siyasi kuşağa ihtiyaç var. Bu kuşak Türkiyede Anadolu kent burjuvazisinin iyi yetişmiş çocukları ile birlikte İstanbul, Ankara İzmirde yetişmiş yeter, artık değişim zamanı diye haykıran gençler olmalıdır.
Ural AKÜZÜM
Arı Hareketi Yönetim Kurulu Başkanı
Kaynak:
- İm (Kod): Tümünü seç
http://www.ari.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=291&Itemid=0