BASKIN ORAN ve YETİŞTİRMELERİ
DEVLET-ULUS’LARIN HAK VE ÖDEVLERİ (IV)
“Ulus-devlet’i insanların şimdiye kadar altında örgütlenmiş oldukları diğer yapılanmalardan ayıran şey, onun günümüzdeki en yaygın ve en genel kabul gören siyasi yapı olmasıdır.” diyor Ozan Erözden (1).
Sonra nasıl devam ediyor Ozan Erözden? “Ulus-devlet'in bir bütün olarak kendisini meşrulaştırmada kullandığı kavram ulustur. Başka bir ifadeyle, ulus-devlet erkini ulus adına kullandığını iddia eden ve yarattığı zorlamayı "kuvvet kullanma yetkisi- bu gerekçeyle haklı gösteren bir iktidar türünün hem kavramsal, hem de aygıtsal görünümüdür. Ulus, modern kurumsallaşmış iktidara meşruluk kaynağı olma işlevini yerine getirebilmek için, türdeş bir bütün olarak kurgulanmak zorundadır. Bu zorunluluk, iktidarın meşru kaynağı olarak ulusun tek bir iradesinin bulunması gerekliliğinden kaynaklanır. Ne var ki, bu kurgusal zorunluluğun olgularda somut bir karşılığı yoktur. Ulus-devletlerin hiçbirisi kendisine hazır bir temel olarak türdeş bireyler topluluğu bulamamıştır şimdiye kadar. O nedenle, ulus-devlet aynı zamanda türdeş olmayan bireyleri türdeş olduklarına inandırmak çabasına da girişmelidir. Aslında türdeş olmayan insanlar topluluğunu türdeş olduğuna, ya da başka bir deyişle "halk"ı "ulus" olduğuna inandırmak aşamasında ise milliyetçilik devreye girer,..(..). Bu ilişkiler çerçevesinde ulus-devlet, içerikleri milliyetçilik akımı tarafından kutsanan ulus, vatan ve egemenlik kavramlarının matrisi olarak karşımıza çıkar.”
Aslında ‘matris’ olarak karşımıza çıkan Baskın Oran ve ‘yetiştirmeleri’ninden başkası değilidir.
Neden denirse, bu öncüllerden hareket edildiğinde, ‘Ulus’ da neymiş, ‘vatan’ de ne ki, ‘egemenlik’ de bir palavradır sonucuna varılacaktır da ondan..
Zaten az ileride ‘ulus’un bir ‘icat’ olduğu söylenecektir.
‘İcat’ ama, insanlığın hizmetinde bir ‘buluş’ olarak değil, tersine boş tartışmaları sürdürmeye yarayan ve şimdi bu ‘icat’ın yeri ve zamanı mı diye küçümsenen ‘icat’..
Şimdi bu ‘icatcıların içcatlarından birine gözatalım:
Ulus ve Etnik Grup
Bu ‘icatçı’ araştırmacılardan ikisi şöyle bir ‘icat’ icat etmişler (2):
“Aşağdaki icat diyolar, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Rusça gibi Hint-Avrupa dilleriyle Arapça ve Çince dillerinden oluşan 12 dildeki sözlük tanımlarına dayanılarak hazırlanan bu çalışma Connor’u desteklemektedir.”
Aslında Baskın Oran ve Ozan Erzözden’i desteklemektedir deseler daha doğru söylemiş olacaklardı.
ETNİK GRUP ULUS
Soya dayanır Soya dayanır
Genellikle görünüşten ayırt edilebilir Genellikle görünüşten ayırt edilebilir
Kültürel özellikleri paylaşır
(dil, dış görünüm vs.) Kültürel özellikleri paylaşır
(dil, dış görünüm vs.)
Doğuştan kazanıldığı söylenir Doğuştan kazanıldığı söylenir
Kader birliği ve bir tür siyasi örgütlenme oluşturur Devlet temelinde kader birliği yatar
Bu tabloda olduğu gibi, ‘Ulus’un ‘soya dayandığı’nı ileri sürebilmek için, ya bu konuda Baskın Oran ya da benzerlerinin yazdıklarının dışında hiç okumamış olmak ya da yeni ‘icat’lar peşinde koşmaktan başka bir şey yapmamış olmak gerekiyor.
Hele ‘etnik grup’ ile ‘ulus’un her ikisinin de ‘doğuştan kazanıldığı’nı ileri sürmek için, bu ‘çocuk’ların analarından ‘icatçı’ olarak doğmuş olmaları gerekir.
Bu okumakla olabilecek bir ‘icat’ olamaz, ancak ‘Tanrı vergisi’ olabilir.
Bir kez ‘ulus’ böyle yanlış tanımlanınca, ‘çocuk’ların dediği gibi “ulus-devletin tanımı (da) ulusun algılanış biçimine göre farklılık göster(c)ektedir.”
Ulusu nasıl ‘algılıyorsanız’ ‘ulus-devleti’ de, bu ‘algı’ya göre tanımlayacaksınız demektir.
Oysa az yukarıda, bu çocukların ‘hoca’ları ne diyordu; “ulus, türdeş bir bütün olarak kurgulanmak zorundadır”.
Böylece ‘algı’dan ‘kurgu”ya ve oradan da ‘ulus’a, ‘ulus-devlet’e Baskın Oran’ın ‘Ulusal Devlet’ine gidilebilmektedir.
‘İcat üzerine icat’ da denilebilir.
Ve işte, Tanrı’ya şükürler olsun ki bütün üniversitelerimizde, hatim indirdikten sonra verilen ‘Dr’ ünvanlarının yanısıra, böylesine ‘bilimsel’ çalışmalar yapan ‘icatçı’ akademisyenlerimiz de var.
Al birini vur ötekine demek belki daha uygun olabilir.
Bunlar ‘Osmanlı Bankası’ gibiler.
Yok biribirlerinden farkları.
Bu ‘sahte solcu’lar, şu ‘demokratik bilmem neci’lerin ipliklerini pazara çıkarmaya devam edeceğiz.
Daha ne ‘icat’lar göreceğiz kimbilir.
(Sürecek)
Habip Hamza Erdem
(1) Ozan Erözden, Ulus-Devlet, On iki levha yayıncılık, 2013
(2) Tahir Ezgi-Necmettin Işık, “Ulus, Ulus-Devlet, Ulusal-Devlet”, http://www.yenimakale.com; 19 Ekim 2013