Banknot: Varolan bir değeri (altın veya gümüş gibi değerli madenlerin ederini) temsil eden, dolaşım kolaylığı açısından kağıttan yapılmış bir ödeme aracıdır. Şu an dünyada ve Türkiye’de dolaşan banknotların tamamı sahtedir. Çünkü altın gümüş gibi karşılıkları yoktur. Bu banknotların gerçek değeri kağıt, mürekkep ve basım masrafından ibarettir.
Kaydi Para: Bankalar tarafından elektronik ortamda yaratılan paradır. Bu para krediler ve kredi kartları yoluyla halka borç olarak kullandırılır. Ve bankalar ellerinde fiilen mevcut paranın 10 katına kadar kaydi para yaratma yetkisine sahiptir. Bu para sadece tuşlara dokunularak yaratılır. Hiçbir karşılığı yoktur.
Piyasadaki banknot da kaydi para da sahte ve gerçek değerleri sıfır liradır. Bu sahte paranın sıfır lira olan gerçek değeri esas alındığında ortaya çıkan sonucu şöyle açıklayabiliriz:
Ürünler tarladan sıfır liraya alınmakta, sıfır liraya alınan bu ürün fabrikada çalışan işçilere sıfır liraya işletilmekte ve daha sonra halka sıfır liraya satılmaktadır. Yine sıfır lira halka borç olarak verilmekte ve halktan faiz ile değeri sıfır lira olan daha çok para alınmaktadır. Böyle bakıldığında bu sıfır liraların neye hizmet ettiği anlaşılmamaktadır. O halde bu sistemi kuranların kimler olduğuna bir bakalım:
Bu sistem uluslararası kalpazanlık çetesi tarafından organize edilmektedir. Bu sistemin başında Rakıfelır ve Rotşilds gibi sayıları onu geçmeyen ve kendisine elit diyen bir aileler grubu vardır. CFR, Bilderberg ve Trilatarel gibi oluşumlar bu üç beş ailenin önderliğinde kurulmuştur. Bu oluşumlar sayesinde Merkez bankaları (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası özel hukuk statüsünde bir Anonim Şirkettir) ve bankalar eliyle dünya ekonomisini elde tutup, tek elden yönetilen tek bir dünya devleti oluşturmaya çalışmaktadırlar.
Kurdukları bu kalpazanlık sistemi ile halka hiçbir şey vermemekte buna karşılık ellerinde tuttukları karşılığı olmayan sahte paralar ile altın, toprak ve ülkeler satın almaktadırlar. Yani sahte para ile gerçek değerler elde etmektedirler. Yapmak istedikleri şey, sıfır lirayı halkın arasında dolandırmak; sonrasında bu sıfır lirayı dahi kimseye vermeyerek bankalarında istiflemek; istifledikleri bu paranın gücü ile ülkeleri satın almak ya da ülkeleri zorla ele geçirmek. Bu sayede tek elden yönetilen tek dünya devleti amacına ulaşmak istemektedirler.
Şimdi de gerçekle hiçbir ilişkisi olmayan bu batıl/boş ve geçersiz düzenin halka yansıyan kısmına bakalım:
Türkiye’de şu an piyasada 53,7 katrilyon lira banknot mevcut. Krediler ve kredi kartları vasıtasıyla halka borç olarak verilen para 400 katrilyon liraya ulaşmıştır (bu miktar çok hızlı bir şekilde artmaya devam etmektedir). Halkın elektronik para kazanmak gibi bir durumu yok. O halde halk kağıt para kazanacak sonra da gidip bankalardan aldığı elektronik para borçlarını ödeyecek.
O halde soru şu : 53,7 katrilyonluk kağıt para ile 400 katrilyonluk elektronik borç nasıl ödenir?
Cevap : Kesinlikle ödenemez.
Hiçbir değeri ve karşılığı olmayan bu paralar ile halk köleleşmiş durumdadır.
Ve de ki: “Hak/Gerçek geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl yok olup gider.” (İsra, 81)
Tam tersi Biz hakkı/gerçeği batılın başına çarparız da onun beynini parçalar. Bir de bakarsın o [batıl], yok olup gitmiştir. Ve Allah'a yakıştırdığınız vasıflardan dolayı size yazıklar olsun! (Enbiya, 18)
Dünyanın ve Türkiye’nin üzerine batılla/boş ve geçersiz olanla çöreklenenleri geldikleri deliğe geri gönderecek güç ve kararlılığa sahibiz.