Beka sorunu ve 'gönül işi'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP, önümüzdeki ay gerçekleşecek yerel seçimler öncesinde, seçimleri kazanabilmek için olası bütün kurguları kullanmaya başladı. Halkı aldatma uzmanları yeniden devreye girdiler, olguları kurgu, kurguları olgu olarak halka anlatmaya başladılar.
Bu çerçevede AKP ve MHP ortaya bir “beka sorunu” safsatası sürdü. “Beka sorunu” Türkçe’de “kalıcı varlık sorunu” anlamına gelmektedir. Bununla anlatılmak istenen şey, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir var olma sorunuyla karşı karşıya olduğudur.
Aslında bu tespit doğrudur. Ancak beka sorununun nedenleri yanlış bir biçimde ortaya konmaktadır. Beka sorunundan söz edilirken, neden sonuç ilişkileri olgular üzerinden değil, kurgular üzerinden geliştirilmektedir.
Türkiye’nin bir varlık ve kalıcılık sorunu vardır, çünkü AKP iktidarı Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’e meydan okumuştur ve onun ortaya koyduğu temel kuruluş ilkelerini yerle bir etmiştir. AKP iktidarı Türkiye’yi ortaçağ karanlığına ışınladığı için, Türkiye’yi demokrasiden ve laiklikten uzaklaştırıp, monarşiye ve teokrasiye sürüklediği için, Türkiye’nin bir varlık ve kalıcılık sorunu ortaya çıkmıştır.
Türkiye’nin bir varlık ve kalıcılık sorunu vardır, çünkü AKP iktidarı Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal düzenini ve anayasanın ikinci maddesindeki demokratik, laik, hukuk devleti ilkesini ortadan kaldırmıştır. Türkiye’de artık demokrasi de yoktur, laiklik de yoktur, hukuk devleti de yoktur. Türkiye’de yasama, yürütme, yargı arasında güçler ayrılığı ilkesi ve yargı bağımsızlığı ortadan kaldırılmıştır; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkileri sınırlandırılmıştır; medyanın yaklaşık yüzde 80’i hükümetin kontrolüne girmiştir; bağımsız medya ve düşünce, ifade, yayın özgürlüğü büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır; devlet, siyaset ve eğitim dinselleşmiştir. Bu nedenlerle Türkiye’nin bir varlık ve kalıcılık sorunu ortaya çıkmıştır.
Türkiye’nin bir varlık ve kalıcılık sorunu vardır, çünkü AKP iktidarı Türkiye’de halkı din, mezhep ve etnik kimlik siyaseti üzerinden kutuplaştırmıştır; kendisine oy veren kesimi millet olarak tanımlayıp, kalan kesimi terörist, çapulcu, bölücü, hain olarak damgalamıştır; ulusal bütünlük ve dayanışma duygusunu ortadan kaldırmıştır.
Türkiye’nin bir varlık ve kalıcılık sorunu vardır, çünkü AKP iktidarı 2013 yılına kadar CIA destekli Fethullah Gülen çetesinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Emniyet’e ve yargıya sızmasına göz yummuştur, bu kumpas, şantaj, iftira ve darbe çetesinin devlete sızmasında büyük bir rol oynamıştır. Türkiye’nin bir varlık ve kalıcılık sorunu vardır, çünkü terör örgütü PKK’nin büyük ölçüde etkisiz duruma geldiği bir dönemden sonra, AKP iktidarı terör örgütü PKK ile Oslo’da gizli müzakereler gerçekleştirmiş ve bir sözde “çözüm süreci” başlatmış, bu tarihten itibaren PKK’nin eylemleri yeniden yükselişe geçmiş ve halen de etkisiz hale getirilememiştir.
Türkiye’nin bir varlık ve kalıcılık sorunu vardır, çünkü AKP iktidarı, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı rolünü üstlenmiş, ABD’nin Irak’ı işgal etmesine onay vermiş, Irak’ın parçalanma sürecini desteklemiş; Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın devrilmesi için rejim karşıtı silahlı güçlere açık destek vermiş, Suriye’de bir iç savaşın ortaya çıkmasında kilit rol oynamıştır.
Bir taraftan beka safsatasıyla, bir taraftan da “memleket işi, gönül işi” sloganıyla seçim kampanyası yürüten Erdoğan’a ve AKP’ye sormak lazım: “Gönül işi” diye adlandırdığınız şey gerçekte neyin işidir ve kime hizmet etmektedir?!
Vatandaşa da şu soruyu yöneltmek gerekir: Beka sorununa yol açan AKP’ye oy vererek beka sorunu çözülebilir mi?
Örsan Kunter ÖYMEN, 18 Şubat 2019