DOĞRU olanı söylemek veya yapmak için illa pataklanmak şart mı? Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) lideri başta olmak üzere tüm ileri gelenleri dün çok düzgün laflar ettiler. "Bundan sonraki süreçte söz yargının" dediler.
Gerçi dün de
"Biz laik cumhuriyete bağlıyız" anlamında laf etmediler ama olsun.
Hiç değilse
"Yüzde 47 oy alan partiye bu nasıl yapılır?" türü ipe sapa gelmez
-hukukla bağdaşmaz- söylemden vazgeçtikleri izlenimini verdiler.
Dedik ya... Bazılarının aklının başına gelmesi için en azından bir şok yaşaması gerekiyor.
Hoş şimdiki AKP liderlerinde aynı şeyi Fazilet Partisinin kapatılması üzerine AKPyi kurarlarken de görmemiş miydik?
"Biz sistemle kavga etmeyeceğiz. Cumhuriyetin temel değerleri bizim de değerlerimizdir. Onlara bağlı kalacağız" dememişler miydi?
Bağlı kalsalardı
-veya en azından bağlı kalmadıkları yolunda bir kanaatin oluşmasına sebep olmasalardı- bu dava açılır mıydı?
Görüyor musunuz, ders alınmayınca tarih nasıl da tekerrür ediyor?
Erbakanın ekolüne bağlı kalanlar bu dersi alıncaya kadar dört parti kapattırdılar. Ancak beşinci partide akıllandılar. Dileriz AKP için öyle olmaz.
Neyse... Geç olsun da güç olmasın demişler. Bundan böyle akılları başlarına gelir de "Biz zihnimizin gerisindeki programı kimseye fark ettirmeden uygularız" demekten -pek sanmıyoruz ama- vazgeçerlerse o bile bir kárdır.
Başbakan Tayyip Erdoğanın dün partisinin TBMM Grup toplantısında milletvekili arkadaşlarına,
"Bundan sonraki süreçte konuşmalarınıza çok dikkat edin. Yargı sürecini olumsuz etkileyecek açıklamalardan kaçının. Özellikle kongrelerde yerel ve genel bazda yapılacak konuşmalara dikkat edin. Bu arada söyleyebileceğiniz yanlış sözler ek iddianame konusu olabilir. Soğukkanlı ve dikkatli olun" dediği bildiriliyor.
Gördüğünüz gibi arkadaşlarının Cumhuriyetin temel değerlerine bağlılığından kendisi de emin değil. Bu milletvekillerini aday listesine tek tek kendisi seçip koyduğu için kimin ne olduğunu biliyor. Bu da doğal çünkü onların bir kısmında tam tersi nitelikler arayan kendisiydi. Nitekim onlar da AKPden milletvekili seçildikten sonra verdikleri demeçlerle, yaptıkları konuşmalarla Genel Başkan Erdoğanı hayal kırıklığına uğratmadılar.
Uğratmadılar ama partinin başına bela açtılar.
Erdoğan şimdi onlara
"susun" diyor.
Aynı şeyi parti örgütüne genelge gönderip onlardan da isterse şaşmayın. Çünkü Anayasa Mahkemesinin davayı karara bağladığı tarihe kadar "Yahu adamların hakkını yemişiz" dedirtmek için her yolun deneneceğinden hatta Milli (dini) Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin bile "Atatürk devrimlerine bağlı" görüneceğinden ama özünde hiçbir şeyin değişmeyeceğinden eminiz.
Neyse bekleyelim bakalım...
Başbakan Erdoğanın dün dediği gibi inşallah biz yanılırız da Türkiye kazanır. Oktay EKŞİ
oeksi@hurriyet.com.tr Sabah - 2 Nisan 2008