Beraber yürümemiş miydiniz siz o yollarda?
“Bunlar Halk Bankası'nı dolandırmaya kalkıyorlar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vererek eski AKP'li Mehmet Şimşek, Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'na suçlamalarda bulundu.
Biri AKP'li eski Başbakan, ikisi yıllarca ülke ekonomisinden sorumlu AKP'li bakan, devleti dolandırmaya kalkmışlar. Kaynak; AKP'li Cumhurbaşkanı…
* * *
Cumhurbaşkanı'nın bahsettiği dolandırma AKP zamanında mı yapıldı? Yoksa arada başka hükümet kuruldu da haberimiz mi olmadı?
Bakın bu iş SÖZCÜ'ye patlar. Evet o gün hükümetin başında SÖZCÜ vardı! Milyarlarca liralık üniversite arazisi ve 417 milyon liralık Halkbank kredisi SÖZCÜ ülkeyi yönetirken verildi.
Ne alakası varsa hâlâ FETÖ suçlamasıyla yargılanan bir gazetenin böylesine bir olaya müdahil olması, olmazsa olmazı!
Kaç yıl geçti aradan ayrı ayrı, tapu devrinin usulsüz olduğu bugün anlaşıldı. Baştan itibaren usulsüz ise neden daha önce ses çıkaran olmadı? Kredi kullanımının usulsüz olduğu ne zaman anlaşıldı? Sahi Halkbank kimin bankasıydı?
Bir Halkbank'tır gidiyor Bir kamu bankası her taşın altından çıkar mı? Amerika, Halkbank üzerinden çok ciddi suçlamalarla Türkiye'ye yüklenirken, bankanın yurtiçinde verdiği krediler hiç gündemden düşmüyor.
* * *
Suçlanan Ahmet Davutoğlu'nun sorusu da yabana atılmamalı; “Ben o arazi üzerinden kızımı, oğlumu, gelinimi, torunlarımı zengin etmedim” dedi… Kimden bahsetti?
“Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, kamu bankalarının bağlı olduğu bakanlar… Buyurun gelin mal varlığımızı açıklayalım. Meclis'te gerekli komisyonlar oluşturulsun ”diye ekledi.
Yahu 15 Temmuz darbe girişimini araştırmayan Meclis'ten mal varlıklarının araştırmasını istemek… Bilemiyorum, galiba fazlaca saf olmak demek!
* * *
Gelişmiş, hukuk ve adaletin olduğu bir ülkede ne olur? Kamu bankalarının hangi kurumlara, hangi kişilere, hangi üniversitelere, hangi kredileri verdiklerini ve bu kredilerin ne kadarının döndüğünü, ne kadarının batığı açıklanır. Mal varlıkları açıklanır.
Özellikle de krediyi veren banka, borsada halka açıksa… Kamuoyunu bilgilendirme adına… Ne olacak? Hepimizin malumu, konu bir süre sonra kapanacak!
Sonrasında bir şarkı tutturulacak, duyuyorsunuz değil mi; “Beraber yürüdük biz bu yollarda…”
Bakan olmanın püf noktaları
Oldu ya, bir anda ekonomi bakanı oldun. Olmaz mı? Olur… Eli kalem tutan herkes olabilir. Baksana kimler milletvekili, kimler bakan olabiliyor, sen neden olamayacaksın?
Önce nefes al, sakinleş. Telaşlanmaya ve hatta ekonomiden anlamaya hiç gerek yok.
* * *
İşler iyi giderken sorun yaşamazsın. Havanı atarsın. Sistem basit… Cumhuriyet tarihinde yapılmayanları yaptık, rekorlar kırdık diyeceksin.
Tutmayacağını bildiğin hedefler koyup, millete onları tutmuş gibi anlatacaksın. Kim nereden bilecek? Salla gitsin…
* * *
Baktın işler sarpa sardı, ekonomi sallanıyor. Rahatla, o da kolay!
Önce dış mihraklar falan deyip kafaları bir güzel karıştır.
İnsanların gözünün içine baka baka gerçekleri inkar et. Onları salak yerine koymaktan çekinme. “Ekonomi iyi yolda, aman kimse taş koymaya kalkmasın” falan deyiver, geç…
* * *
Korkma yalnız değilsin. Yandaş medya bu işin profesyoneli… Sana her daim destek atarlar… Onların işi sadece muhalefeti eleştirmektir.
Yaratıcı ol… Abuk sabuk bir projenin yakında tamamlanacağını anlat onlara… Mesela Türkiye'nin etrafını kazıp ada ülkesi yaptıktan sonra herkese olta dağıtmayı vaat et.
Bak, alkışları duyuyor musun? Tebrikler!
Olağanüstü Bir Hayat
Benim işim ekonomi dolayısıyla para… Uğur Dündar'ın “Olağanüstü Bir Hayat” belgeselini izledim. Hiç işi yoktu parayla…
İlginç bir hayat hikayesinin içerisinde buldum kendimi bir anda! Gökmen Ulu yazdı. Sia Kitap yayınladı. Bize de okumak kaldı. Başka bir şey söylememe gerek var mı?
Murat MURATOĞLU, 9 Aralık 2019
sozcumuratoglu@gmail.com