Genelkurmay, Türkiye'nin Kuzey Irak'a girdiği iddiasını yalanladı. Ancak Kuzey Irakta ısrarla tutulan PKKnın Türkiyeyi tehlikeli bir çatışmaya çekmek istediği de bir gerçek. Peki, amaç ne? Gelin bu sorunun yanıtını bir CIA ajanının notlarında arayalım
Türk ordusu Kuzey Iraka girdi! Bu iddia Talabani yanlısı Pukmedia adlı bir siteye ait. Haberin iddiadan öteye geçmese bile önemli olması Türk basınında manşetlere taşınmasına yol açtı. Genelkurmay akşam üzeri yaptığı açıklamada bu haberi yalanladı ve 2000 yılından bu yana sınırötesi operasyon yapılmadığını belirtti.
Son zamanlarda Terörle Mücadele koordinasyonluğu çerçevesinde yapılan ikili görüşmelerde şu ihtimal ortaya çıkıyor: Türkiye, sınırdan birkaç kilometre içeriye operasyon düzenleyebilir. Elbette, sınırı fazla aşmamak, yani PKKya yönelik operasyon son bulunca hemen geri dönmek kaydıyla.
Bu ne kadar gerçekçi tartışılır
Ancak Kuzey Irakta ısrarla tutulan PKKnın bahar öncesi kimi hazırlıklara giriştiği biliniyor. Özellikle de Türkiyeye sokulan ve emniyet güçlerince sıkı takibe alınan patlayıcılar konusunda
PKKdan Türkiyeyi çileden çıkaracak kimi girişimlerde bulunması hiç şaşırtıcı olmaz. Haklı olarak çileden çıkacak Türkiyenin Kuzey Irakı kendisine hedef bellemesi de
Ancak problemler bu noktada başlıyor gibi. Çünkü bölgemiz uzun dönemli planların yapıldığı ve adım adım uygulamak için hiçbir masraftan kaçınılmadığı bir bölge. PKKnın Kuzey Irakta tutulmasının bir hesabı olmalı mutlaka. Üstelik bu hesap Türkiyeye karşı koz şeklinde kuru bir mantıkla açıklanacak cinsten de olmamalı
Neden mi? Uzun süre Ortadoğuda bulunmuş eski CIA ajanı Robert Baer kitabında böyle yazıyor da ondan. Robert Baeri Türkiyenin gündemine sokan gazeteci Taha Kıvanç. Kıvanç yazdığı önemli yazının gerekli yankıyı uyandırmamasına şaşırmış olmalı. Çünkü Kıvançın işaret ettikleri sadece geçmişte yaşananları değil, bugün gerçekleşenle ilgili de önemli ipuçları taşıyor.
Kıvanç, Baer gibi önemli bir ismi şöyle tanıtıyor: Baer eski bir CIA mensubu. Meslek hayatı hep Ortadoğu'da geçti; bölgede olan-biten her şeyden haberdar bir istihbarat ve operasyon elemanıydı; CIA merkezindeyken de ajan yönlendiren bir konumdaydı. 11 Eylül sonrasında CIA'den ayrıldı Baer ve Bush ekibinin politikalarını eleştirir bir tavır aldı. Yazdığı ilk kitap 'Görmedim, Duymadım, Bilmiyorum' adıyla Türkçeye de çevrildi. 11 Eylül eylemi ile ilgili düşüncelerini ise yeni çıkan 'Blow the House Down' (Evi başına yıkmak) adlı romanında anlatıyor Baer...
İşte bu kitaplarda Baer ilginç fikirler ileri sürüyor. 11 Eylül saldırısını Baer bakın nasıl açıklıyor: Kesin bildiğimi iddia edemem, fakat bu sorunun cevabı belki de büyük güç dengesiyle ilintilidir: Saddam'ı devir ve Irak'ı Şiilere ver, Ortadoğu'da Sünnilerle Şiiler arasına çatışma tohumları ek, Indo-Avrupalı Persler ile Sami ırkından Araplar arasına ölümcül bir uçurum aç... Eskiden beri bilinen 'Böl ve Hükmet' stratejisi...
Baerin bu önemli itirafı Türkiye açısından ne anlama geliyor? Baer gibi Ortadoğuda uzun yıllar görev almış üst düzey bir CIA ajanı 11 Eylül saldırısı ve akabinde gelişen olaylar ile ilgili bu tespiti yapıyorsa, işte burada durmak ve hemen bu planda Türkiye nereye düşüyor diye sormak gerekiyor. PKKnın Kuzey Irakta tutulması
Terör örgütünün Türkiyede kimi saldırılara hazırlanması
Türkiyenin Kuzey Iraktan gelen saldırıları bertaraf etmek için olası bir operasyona kendisini hazırlaması
Tüm bunlar Türkiyenin de o plan çerçevesinde oluşturulan çatışmanın içine çekilmek istendiğinin bir göstergesi olabilir mi? Bunu zaman gösterecek
kaynak