Bir Direniş Projesi: GAP -7- | SON

Tartışma Alanı

Bir Direniş Projesi: GAP -7- | SON

İletigönderen tuba » Cmt Tem 26, 2008 22:07

BİR DİRENİŞ PROJESİ: GAP
-7-Yeniçağ
20 Temmuz 2008

Kukla Kürt Devleti’nin alt yapısı hazırlanıyor

“Bölgesel kalkınma ajansları, yerel ve bölgesel etkinliklerin, merkezi ve ulusal otoriteden yavaş yavaş ayrıştırılması sonucunu doğuran bir hadisedir. GAP’ın bu anlamda, yavaş yavaş Ankara’nın ve ulusal politikanın doğrudan denetiminden çıkarıldığını görüyoruz.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da GAP Eylem Planı’nı açıklarken, “Kalkınma Ajanslarının” 2009 tarihinde kurulacağını duyuruyordu. Bunun yanında, sınır boyunca uzanan 30 bin hektarlık mayınlı arazi temizlenecek ve Gaziantep cazibe merkezi haline getirilecekti.

GAP projesinin kuruluş felsefesini, hedefini ve idari yapısını baştan aşağı değiştiren bu yeni eylem planı kime hizmet edecekti?

Bu sorunun yanıtını bize Prof. Dr. Erol Manisalı verdi. GAP’ın artık ‘milli bir proje’ olmadığını söyleyen Manisalı’ya göre, bölgesel kalkınma ajansları, uzun vadede Batı tarafından Ortadoğu coğrafyasında kurulmak istenen suni Kürt devletinin altyapısını hazırlayan son derece önemli ve olumsuz bir adımdı:

Batı kapitalizmi denetimine giriyoruz…
“Bölgesel kalkınma ajansları, yerel ve bölgesel etkinliklerin, merkezi ve ulusal otoriteden yavaş yavaş ayrıştırılması sonucunu doğuran bir hadisedir. GAP’ın bu anlamda, yavaş yavaş Ankara’nın ve ulusal politikanın doğrudan denetiminden çıkarıldığını görüyoruz. Bölgesel otoritenin uluslararası ajanslar, AB ve yabancı şirketlerle doğrudan doğruya yarı bağımsız bir ilişki kurmasının ortamı hazırlanmakta.

Oysa GAP’ın esas kuruluş amacı ulusal politikalarla Güneydoğu Anadolu insanının iktisadi ve sosyal kalkınmasını sağlarken, bir yandan da bölge ülkeleri arasında işbirliği yaratmaktı.”

1980’li yıllarda GAP konusunda araştırmalar yapan ve bölgedeki incelemelerin sonucunda GAP projesini anlatan iki ayrı kitap kaleme alan Prof. Dr. Erol Manisalı, özellikle Şanlıurfa ve çevresinde GAP’a bağlanan umutları hatırlatarak şu yorumu yapıyor:

“Bölgede, GAP sayesinde bölgesel ve hatta uluslararası işbirliğinin geliştirileceği yönünde bir umut vardı. Bölge halkının geleceğini ilgilendiren böyle bir projeyi, 20 yıl sonra Batı kapitalizminin denetimine sokmak, yapılabilecek en büyük hataydı. Bu, uzun vadede Batı’nın kurmayı planladığı Kürdistan projesinin altyapısını hazırlamak anlamına geliyor.”

İsrail burada söz sahibi olmak istiyor…
“Böylece, yerel ve bölgesel etkilikler ve otoriteler genişletilmekte, merkezi otoriteden uzaklaştırmaktadır. Söz konusu süreç, İngiltere, ABD ve İsrail ortak projesinin bir sonucudur. İsrail, özellikle Dicle ve Fırat sularının uzun vadede bölge ülkeleri ve Arap ülkeleri üzerindeki etkisini hesaplamıştır. Ayrıca, İsrail’in kendi gereksinimleri açısından da bu iki suyun potansiyelini değerlendirdiği ortada. Bu nedenle, Güneydoğu Anadolu bölgemizde söz sahibi olmak istiyor. Bunun yolu ise, GAP’ı ve kalkınma projelerini bir ajansa havale ettirmek, daha sonra da bu ajansları AB, ABD ve direk kendi eliyle Türkiye’nin ulusal çıkarlarından ayrıştırarak yarar sağlamak hedefinde.”

Eyalet sisteminin altyapısı

AKP iktidarı, her ne kadar AB dayatmalı yasa taslağından “bölge” kavramını çıkarmış olsa da, kalkınma ajanslarına yönelik muhalefetin önünü bir türlü kesmeyi başaramadı. Başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere, TMMOB gibi sivil toplum kuruluşları ile bazı aydınlar, kalkınma ajanslarının “akılcı ve masum” görünen dış yüzüne rağmen, projenin Türkiye’de etnik çatışmalara yol açacak ve bölgeler arasında derin uçurumlar oluşturacak bir sürecin ilk adımı olduğu konusunda görüş bildirmekten vazgeçmiyor. Bu itirazların bazıları yargı sürecine de taşındı. Valilerin görev tanımını genişleten, kaynak oluşturma konusunda yerel otoritelere bağımsızlık tanıyan bu proje ile Türkiye Cumhuriyeti kamu yatırımları, doğrudan yabancı sermayenin güdümüne sunuluyor. Ancak AKP hükümeti bu projeden asla geri adım atmamaya kararlı görünüyor. Yasa, Anayasa Mahkemesi’nde tartışılırken, 25 Temmuz 2006 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “Kalkınma Ajansları Personel Yönetmeliği” ile “Kalkınma Ajanslarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” siyasi iktidarın bu ısrarının en somut örneklerinden biri olmuştur. Hatta aynı dönemde, “Bazı Düzey 2 Bölgelerinde Kalkınma Ajansları Kurulmasına Dair Karar” yürürlüğe konmuş ve Adana, Mersin ve İzmir ajansları kurulmuştu bile…AKP’nin 2012 yılında tamamlamayı düşündüğü GAP Eylem Planı uyarınca, halen 26.7 milyar YTL toplam finansman ihtiyacı bulunan proje için. 2008-2012 yılları arasında merkezi bütçeden 14.5 milyar YTL ek kaynak ayrılması planlanıyor. Öngörülen olağan kaynak miktarı 7.2 milyar YTL olarak hesaplanırken, ek finansman ihtiyacının 19.4 milyar YTL olacağı ortaya çıkıyor.

Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in altı ay boyunca 9 GAP kentini kapsayan ziyaretleri sonucunda hazırlanan Eylem Planı 4 ana başlık altında toplandı. Eylem Planı’nda öne çıkan maddelerden bazıları şunlardı:

1. Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa’da cazibe merkezleri oluşturulacak.
2. Teşvik politikaları yeniden şekillenecek.
3. KOBİ’lere önemli destekler verilecek.
4. Bütün bölge illerinde yatırım projeleri desteklenecek.
5. Bölgenin turizm altyapısı iyileştirilecek.
6. Organik tarım faaliyeti yaygınlaştırılacak.
7. Mayınlı araziler temizlenerek tarıma kazandırılacak.
8. Sulama projeleri hızlandırılacak.
9. Sınır ticaretini kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılacak.
10. Konut ihtiyacı TOKİ tarafından ele alınacak.
11. Mavi tünel projesi öncelikli olarak bitirilecek.
12. Tarıma dayalı sanayi geliştirilecek.
13. Gaziantep, Mardin ve Şanlıurfa’da kalkınma ajansı kurulacak.
14. Bölgenin sosyal ve kurumsal sermayesi güçlendirilecek.

Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır

Türkiye’nin bu en stratejik bölgesinde, milli menfaatlere uygun bir kalkınma hamlesinin bir an önce hayata geçirilmesi bekleniyor. Ancak beklentiler sadece ekonomik kazanımlarla sınırlı değil. GAP, her ne kadar kalkınmaya yönelik bir dev atılım gibi görünse de, Türkiye’nin ulusal güvenliği ve milli menfaatleri açısından endişe verici gelişmeler karşısında, “Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır” sözü bir kez daha akıllara düşüyor.

USİAD Genel Başkan Danışmanı Dursun Yıldız’ın hazırladığı GAP Raporu’nda, kalkınma ajansları ile GAP projesinin bir bütün olma niteliğinin ortadan kaldırıldığına işaret ederken şu yorumu yapıyor:

“Bölge kalkınma ajanslarının finansmanı, bütçe vergi gelirlerinden binde beş oranında ayrılacak ödenek, AB ve diğer uluslararası fonlardan sağlanacak gelirler, bölgedeki belediyeler ve il özel idarelerinden aktarılacak yüzde oranındaki paylar, ticaret odalarından aktarılacak pay ile ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarca yapılan bağış ve yardımlardan oluşacaktır. Şimdiki haliyle finansman yetersizliği çeken GAP’ın bu düzenlemeyle tamamlanma şansının daha da azalabileceği görülmektedir.”

Kalkınma ajanslarına yönelik bu kadar büyük bir toplumsal muhalefet olmasına karşın, AKP hükümeti, bu mekanizmayı oluşturmaya kararlı görünüyor. Bunu yaparken de, Avrupa ülkelerindeki örneklere başvurarak referans gösteriyor. Bölgesel kalkınma ajanslarının Avrupa ülkelerindeki örneklerinin, ekonomiyi canlandırmak ve geliştirmek üzere faaliyet gösterdikleri biliniyor. Ancak bu kuruluşların finansman kaynakları, kendilerini destekleyen siyasi yapılardan karşılanıyor. Örneğin AB, bu ülkelerdeki kalkınma ajansları için önemli bir finansman kaynağı…Bu gerçekten hareket eden araştırmacı Menaf Turan, “Bölgesel Kalkınma Ajansları Nedir, Ne Değildir” adlı eserinde şu hususa dikkat çekiyor:

Eşitsizlik büyüyor…
“AB açısından bölge kalkınma ajansı kurumu, bölgeler arası eşitsizlikleri giderme amaçlı bir yapı değildir. Amaçlanan, bölgeler arasında rekabeti yükseltmektir. Varsayılan, rekabetin şimdi az gelişmiş olan bölgeleri kalkındıracağıdır. Oysa İngiltere örneği açıkça göstermiştir ki, sonuç tam tersine olmaktadır. Rekabet, yoksul bölgeler ile öbürleri arasındaki farkın daha da açılmasına neden olmaktadır.”

Türkiye her adımı ajans izniyle atacak

Ülke Kaynaklarını İzleme ve Koruma Derneği Başkanı Kudret Ulusoy ise siyasi iktidarın GAP hedefinin AB’ye endekslendiğini ileri sürerek, “Bu amaca da uluslararası kalkınma ajansları eliyle ulaşılmak isteniyor” yorumunu yapıyor. Fırat-Dicle’nin bölgesel kalkınma ajansları aracılığıyla Avrupa, ABD ve İsrail denetimine sunulmak istendiğini söyleyen Ulusoy “Havza 3. Dünya Savaşı’nın çıkacağı potansiyel bölge” diyor.

Büyük tehlike…
Türkiye için bu ajansların gündeme getirilmesi, Ortadoğu’daki enerji ve su kaynaklarının denetimini ele geçirmek için Fırat ve Dicle havzasının, dolayısıyla GAP projesinin denetimine duyulan ihtiyaçtan doğmuştur. Söz konusu havzalar ve GAP için Türkiye’nin görüşü, mutlak egemenliktir. Ancak Irak ve Suriye’nin görüşü alansal bütünlüktür. Bu görüş, Fırat ve Dicle suyunu üç ülkenin kontrolü yerine ABD’nin de içinde bulunduğu uluslararası bir komisyona devretmek esasına dayanır. Kalkınma ajanslarının devreye girmesiyle birlikte GAP İdaresi’nin kamu alanı olmaktan çıkacağına dikkat çeken Ulusoy, bu sayede Türkiye’nin bu bölgede doğrudan etkinliği ve egemenlik hakkının da ortadan kalkacağını savunuyor. Ulusoy, “Türkiye bu aşamadan sonra GAP’ta ve Güneydoğu’da yapacağı tüm işleri bu ajansa sormak mecburiyetinde kalacak. Ajans yetkililerinin izni olmadan hiçbir müdahalede bulunamayacak” diyor.

Sonuç olarak, yüzyılın projesi GAP, Türkiye’nin milli menfaatlerinden sapan gelişme seyri ile toplumun biröok kesimlerinde kaygı uyandırmaya devam ediyor.

Önce vatan!..
Türkiye’nin bu en stratejik bölgesinde, milli menfaatlere uygun bir kalkınma hamlesinin bir an önce hayata geçirilmesi bekleniyor. Ancak beklentiler sadece ekonomik kazanımlarla sınırlı değil. GAP, her ne kadar kalkınmaya yönelik bir dev atılım gibi görünse de, Türkiye’nin ulusal güvenliği ve milli menfaatleri açısından endişe verici gelişmeler karşısında, “Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır” sözü bir kez daha akıllara düşüyor.

-SON-

Önceki Bölümler:
Bölüm 1

Bölüm 2

Bölüm 3

Bölüm 4

Bölüm 5

Bölüm 6
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 7 konuk

x