Bir gün eğer karanlık...

Bir gün eğer karanlık...

İletigönderen Çetin Taş » Sal Ağu 28, 2007 14:33

Böylesine kendisiyle tutarlı, etik temizliği ve sadeliği ile göz kamaştıran, hukukun üstünlüğüne inanmış, geçmişi ve geleceğiyle laik cumhuriyet çocuğu bir cumhurbaşkanını bundan sonrasında zor buluruz.
Ahmet Necdet ve Semra Sezer, sadece cumhurbaşkanlığı makamını dolduran bilgelikleriyle değil, örnek kişilikleriyle de Türkiye’nin çoktandır unuttuğu değerlerin temsilcisi oldular. Sadece unutulan değerlerin değil, unutturulan öteki Türkiye’nin de sesi oldular.
Yalansız yaşamaya çalışan, evrensel değerlerden beslenen bir Türkiye’nin.
Ahmet Necdet ve Semra Sezer çifti, Türkiye’nin :Hırsızların, hortumcuların, sadece parası olduğu için varlığı kabul edilen omurgasızların, ilkesizlerin, döneklerin ve çürümüş köhnelerin, sömürgeci müstemlekecilerin ülkesi olmadığını kanıtladılar.
Onlara şükran ve minnet duygularımı sunuyorum.
Atatürk’ün koltuğunda oturmanın, emanetini taşımanın ne demek olduğunu gösterdiler.
Sezer, önce DSP,ANAP, MHP koalisyonunun hukuksuz isteklerine ve baskılarına direndi. 28 Şubat sonrasında Türkiye’nin yeniden hukuk çizgisine çekilmesini sağladı.
Sonra, cumhurbaşkanı olarak hukukun üstünlüğünün ve uluslar arası hukuka uygunluğun nasıl uygulanacağının derslerini verdi. Birleşmiş Milletler ile Türkiye arasında kurduğu bağ sayesinde Türkiye kriz dönemlerini atlattı.
AKP iktidarında Türkiye’nin sigortası oldu.
Siyasetin seçilmiş krallarına, despotizm yanlılarına, çoğulculuğun ve fikri çeşitliliğin önemini anlattı. Onların ülkeyi faşizme sürüklemesine mani oldu. Demokrasinin sivil eller tarafından yok edilmesini engelledi. Çankaya’da barikat oldu.
Popülizmi ve çürükçü güncelliği reddetti.
Türkiye’nin gücü oldu.
Uluslar arası toplumun en çok saygı duyduğu, ciddiyetine ve kararlılığına hayranlık beslediği dünya liderlerinden biri haline geldi.
Sayın Sezer olmasaydı Türkiye Irak bataklığına girmişti bile.
Sayın Sezer olmasaydı savaş tezkereleri MGK desteğiyle geçmişti bile. Türkiye işgal altındaydı.
Sayın Sezer olmasaydı Kıbrıs bu kadarıyla da kalamazdı elimizden toptan gitmişti bile.
Sayın Sezer olmasaydı Kuzey Irak konusunda haklarımız bitmişti.
Sayın Sezer olmasaydı AB ile ilişkilerde Türkiye haklarını masada bırakmıştı. Teslimiyetçiliğimiz yüzünden Ege ‘deki haklarımızı da kaybetmiştik.
Sayın Sezer olmasaydı Amerika Türkiye’yi bitirmişti. Müstemleke haline dönüştürmüştü.
Sayın Sezer olmasaydı Türkiye’nin bağımsız, özgür bir demokrasi olduğunun delili de olmayacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı Türkiye önce Büyük Ortadoğu Projesi, ardından ılımlı İslam deliliğiyle yok edilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı kadrolaşma Türkiye’de liyakat ve iş yapma olanağını ortadan kaldıracaktı.
Sayın Sezer olmasaydı yanlış yapılan yasalar nedeniyle Türkiye sosyal devlet olma vasfını yitirecekti.
Sayın Sezer olmasaydı Anayasaya aykırı yasalar çıkartılacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı hukuku, hukukun üstünlüğünü çıkarlarına göre yorumlayan bir siyasi kadronun eline kalacaktık.
Sayın Sezer olmasaydı İşçiler, memurlar, esnaf, doktorlar, öğretim üyeleri, işsizler sahipsiz kalacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı sendikalar hükümetin sigorta yasalarındaki düzenlemeleriyle yok edilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı Irak’ın bile işgal altında onaylamadığı hükümleri içeren bir petrol yasası yürürlükte olacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı cemaatlere devletten para akacaktı.Türkiye’nin yaşam biçimi yasalar yoluyla değiştirilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı tıp etiği onarılmayacak kadar kötü bir şekilde yaralanacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı Türk eğitim sistemi çökertilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı “Laik Cumhuriyet” sadece lafta kalacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı Türk hukuku yok edilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı karşı devrimciler kazanmış olacaklardı.
Sayın Sezer olmasaydı Türk demokrasisi globalizasyon karşısında bitirilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı bütün bunlar olacaktı. Bundan sonrasında ise yaşayıp göreceğiz.
İyi ki varsınız. Sayın Cumhurbaşkanım Ahmet Necdet Sezer. Türk tarihinin dönemeçlerinden birinde var oldunuz ve tartışmasız bir önderlik yaptınız. Yaptıklarınızla, yapacaklarınızla Türk milletinin gönlünde ve tarihinde en güzel yerlerden birini aldınız.
Sağolun, varolun.
Bu ulus, “Bir gün eğer/karanlık bir yağmur gibi/ canını sıkarsa yaşamak…” elbette dönüp sizin döneminize bakacak ve mücadele için feyz alacaktır.
Sağlıcakla efendim…


Tuncay ÖZKAN-KANALTÜRK HABER SİTESİ,28.08.2007
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Re: Bir gün eğer karanlık...

İletigönderen MedceziR » Çrş Ağu 29, 2007 13:12

Tuncay Özkan yazdı:Sayın Sezer olmasaydı Türkiye Irak bataklığına girmişti bile.
Sayın Sezer olmasaydı savaş tezkereleri MGK desteğiyle geçmişti bile. Türkiye işgal altındaydı.
Sayın Sezer olmasaydı Kıbrıs bu kadarıyla da kalamazdı elimizden toptan gitmişti bile.
Sayın Sezer olmasaydı Kuzey Irak konusunda haklarımız bitmişti.
Sayın Sezer olmasaydı AB ile ilişkilerde Türkiye haklarını masada bırakmıştı. Teslimiyetçiliğimiz yüzünden Ege ‘deki haklarımızı da kaybetmiştik.
Sayın Sezer olmasaydı Amerika Türkiye’yi bitirmişti. Müstemleke haline dönüştürmüştü.
Sayın Sezer olmasaydı Türkiye’nin bağımsız, özgür bir demokrasi olduğunun delili de olmayacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı Türkiye önce Büyük Ortadoğu Projesi, ardından ılımlı İslam deliliğiyle yok edilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı hukuku, hukukun üstünlüğünü çıkarlarına göre yorumlayan bir siyasi kadronun eline kalacaktık.
Sayın Sezer olmasaydı İşçiler, memurlar, esnaf, doktorlar, öğretim üyeleri, işsizler sahipsiz kalacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı sendikalar hükümetin sigorta yasalarındaki düzenlemeleriyle yok edilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı tıp etiği onarılmayacak kadar kötü bir şekilde yaralanacaktı.
Sayın Sezer olmasaydı Türk eğitim sistemi çökertilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı karşı devrimciler kazanmış olacaklardı.
Sayın Sezer olmasaydı Türk demokrasisi globalizasyon karşısında bitirilecekti.
Sayın Sezer olmasaydı bütün bunlar olacaktı. Bundan sonrasında ise yaşayıp göreceğiz.

Bütün bunlarla Sezer'in ne alakası var! 7 sene boyunca Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili ağzından tek kelime çıkmış mı acaba? Keşke yukarıda sözü edilen şeyleri yapmış olsaydı biz de gurur duysaydık. AKP iktidarı dışpolitikada Türkiye'yi rezil etti neredeyse Sezer birgün çıkıp bişey dedi mi? Kusura bakmayın ama ben sizin gördüğünüz gibi iyi görmüyorum Sezer'i. Laiklikle ilgili bişey olunca demediğini bırakmayan adam iç veya dış politikada tek kelime bile etmiyor, hiç bi fiilde bulunmuyor, anlamış değilim.

Tuncay Özkan'a göre; Sayın Sezer olmasaymış Amerika Türkiye'yi bitirmişmiş. O zaman soralım ne yapmışda Sezer ABD Türkiye'yi bitirememiş, AB masada istediklerini alamamış...

Şunu şunu yapmış diyin eyvallah diyim size.


Uluslar arası toplumun en çok saygı duyduğu, ciddiyetine ve kararlılığına hayranlık beslediği dünya liderlerinden biri haline geldi.

:roll:
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Çetin Taş » Prş Ağu 30, 2007 0:10

Medcezir kardeş.Elbette ki Tuncay Özkan çok duygusal bir yazı yazmış ve bence de abartılı olmuş.
Ama yazılan olayların hemen hepsinde Sezer'in vetoları toplumun muhalif kesimlerini de harekete geçirmiş ve canlı tutmuştur.
Ayrıca toplumun genelinde medyanın oluşturduğu önyargı ve yanlış bilgilendirme sende de var.CUMHURBAŞKANLIĞI makamı İCRA makamı değildir,icra makamı meclis ve hükümettir.CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI TEMSİL MAKAMIDIR.ATATÜRK'ün koltuğuna oturan kişidir ve TÜRK MİLLETİ'ni tesil eder.Gül'ün cumhurbaşkanlığına muhalefet edilmesinin en önemli nedeni zaten türbanlı eşinden ziyade onun şahsiyetidir.Hükümetin imzaladığı,meclisin onayladığı anlaşmaları yasalar gereği sadece 1 kez veto edebilir,2. kez imzalar fakat ANAYASA MAHKEMESİ'ne itiraz hakkını gerekirse kullanır ki çoğu kez Sezer aynen böyle yapmıştır.Yani yetkileri çok fazla olan bir makam değildir.Ama buna rağmen mevcut sınırlı yetkilerini o kadar yerinde ve ağırbaşlılıkla kullanmıştır ki ne kendini seçtiren Ecevit-Yılmaz-Bahçeli hükümetine,ne de daha sonraki Tayyip Erdoğan hükümetine yaranamamıştır çünkü NOTERLİK yapmamıştır.
Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan Genel Kurmay Başkanı'nın"teröristlere destek veren de teröristtir,görüşmem,görüşülmemesi gerekir"sözlerine rağmen Kürtçü Barzani ve Talabani ile telefonla görüşmekten kaçınmayıp,"gerekirse görüşürüz"açıklamalarını yaparken,beğenmediğin Sezer Irak büyükelçisinin resmi davet beklediklerini ve Talabani'nin Türkiye'yi ziyaret etmek istediğini söylemesine rağmen kesinlikle görüşmeyeceğini belirtmiştir.
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül Almanya,Fransa,İtalya,Yunanistan gibi ülkelere defalarca gidip gelip AB konusunda manasız çabalara girmelerine rağmen Sezer bir tek kez bile Türk'ü aşağılayan bu ülkelerin devlet başkanlarını ziyaret etmemiştir.
YÖK konusundaki nispeten geniş yetkilerini hep cumhuriyet devrimlerine inanan ve savunan rektörler leyhinde kullanmıştır,hükümete ciddi muhalefet etmiştir.
Kıbrıs konusunda görüşlerini açıkça söylemiştir ama yukarıda da dediğim gibi İCRA MAKAMI olmadığı için sadece tepkisini gösterebilmiştir.
Sezer çok kaliteli bir insandır ve çok iyi bir cumhurbaşkanı olmuştur.Onun bu özelliklerini de dost düşman herkes öğrendi Medcezir.Bu nedenle Gül seçildiğinde neden ABD Başkanı,AB başbakanları ve devlet başkanları tebrik kuyruğuna girdi sence Gül'ü?
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen MedceziR » Pzt Eyl 03, 2007 12:35

Çetin abi yazında benimde Gül'ü desteklediğim gibi bi hava esmiş, şunu öncelikle belirteyim zaten bu sitedekiler de bilir, ne Gül'ü ne de partisini günahım kadar sevmem.

Benim Sezer'i sevmememin nedeni yukarıda yazmıştım yine yazıyım, Sezer'in şuna veya buna karışmış olması değildir Sezer'în laiklikten başka hiçbişeye karışmamış olmasıdır. Ben Sezer'i sevmiyorum diye yazmıştım ama sen bana AKP'den örnekler vermişsin onlar zaten kötü. Benim kötü dediğime verdiğin örneğe bak. :D Ama Sezer tabiiki de sevdiğim yanları var; seninde yazdığın gibi kürtçülerle ve talabani gibilere randevu bile vermemiştir. Orhan Pamukyan'ı tüm devlet erkanı tebrik ettiği halde Sezer etmemiştir, dürüst adamdır...vs.

Yetkileri kısıtlı ona da eyvallah, ama bu kadar pasifliği ben anlayamıyorum. Çıkıp şu dış politikayla ya da AKP'nin diğer kötü icraatlarıyla ilgili iki kelam edemiyor mu adam?
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Çetin Taş » Pzt Eyl 03, 2007 17:17

Medcezir kardeşim,yok,yanlış anlaşılmışım,ben senin Gül'ü ya da AKP'yi desteklediğini kastetmedim,öyle anlaşılmışsam yanlış anlaşılmışım,seni yazılarından tanıyorum.
Sezer laik demokratik sistemi temsil eden bir cumhurbaşkanıydı ve LAİKLİK konu olunca tüm gücüyle sistemi savunmak zorundadır.
Dış politikada yapabileceği şeyler yetkileri ile sınırlıdır.O da bana göre zayen birileri gibi birilerinin "yap"dediklerini yapmayarak,"görüş"dedikleriyle görüşmeyerek,"git"dediklerine gitmeyerek,"çağır"dediklerini çağırmayarak bu görevini yapmıştır.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x