Bir Milletin En Etkili Silahı Millî Birliktir
Bir babanın beş oğlu varmış. Birbiriyle geçinemez, hep kavga ederlermiş. Baba, “Birbirinizi sevin, birlik olun!” dermiş ama, hiç oralı olmazlarmış.
Sonunda o mukadder gün gelmiş, baba ölüm döşeğine düşmüş. Çocuklarını yanına çağırmış, kendisine beş çubuk getirmelerini söylemiş. Baba, çubukları bir araya getirip oğullarına vermiş. “Kırın bakayım bu çubuk demetini” demiş. Hiçbiri başaramamış. Bunun üzerine baba demeti alıp, çubukları bu kez teker teker uzatmış oğullarına. Kardeşlerin hepsi de çubukları kolayca kırmış.
Bunun üzerine baba şöyle konuşmuş: "Yavrularım, siz bu çubuklara benzersiniz. Eğer birlik olursanız, kimse size dokunamaz; güçlü olur, her tehlikeyi savuşturursunuz. Yok, ayrılık güder birbirinizle çekişirseniz, zayıf düşer, şunun bunun oyuncağı olur, yenilir, ezilirsiniz. Unutmayın, birlikten kuvvet doğar.”
* * *
Bir kervanın önünü üç eşkıya kesmiş. Kırk muhafıza rağmen kervanı soyup soğana çevirmişler, muhafızları da çırılçıplak bırakmışlar.
Kervan kasabaya döndüğünde “ne oldu size böyle” diye soranlara muhafızlardan biri şu yanıtı vermiş:
Onlar üç kişi beraberdi, biz kırk kişi yalnızdık.
* * *
Atatürk milletimizin başarısını birlik olmaya bağlar. Eğer Millî Birlik yoksa, diğer hiçbir silahın önemi yoktur.
Yıl 1923…, bakın ne diyor:
Elde ettiğimiz başarılar yalnız benim eserim değildir ve olamaz. Bütün bu başarılar, bütün milletin azim ve imanıyla işbirliği yapması sonucudur. Kahraman milletimizin ve seçkin ordumuzun kazandığı başarılar ve zaferlerdir. Bir millet, bir ülke için kurtuluş, esenlik ve başarı istiyorsanız, bunu yalnız bir şahıstan hiçbir zaman talep etmemeliyiz. Herhangi bir şahsın başarısı demek, o milletin başarısı demektir.
Bir milletin başarısı, mutlaka bütün milli kuvvetlerin bir istikamette bir araya gelmesiyle mümkündür. Dolayısıyla bilelim ki, ulaştığımız başarı, milletin kuvvetlerini birleştirmesinden, işbirliği yapmasından ileri gelmiştir. Eğer bu başarıları, zaferleri gelecekte de taçlandırmak istiyorsak, aynı esasa dayanalım ve aynı şekilde yürüyelim.
* * *
Ve aradan sekiz yıl geçiyor, yine “birlik” diyor:
Milletlerin tarihinde bazı devirler vardır ki, belli maksatlara erebilmek için maddi ve manevi ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı yöne sevk etmek lazım gelir. Yakın yıllarda milletimiz böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin verdiği önemli sonuçları idrak etmiştir.
Ülkenin ve Devrim’in içerden ve dışardan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması lazımdır.
Hedefi aynı olan kuvvetler ortak gaye yolunda birleşmelidir.
* * *
Birlik “ortak bağlar” ister, “ortak hedefler” ister, “ortak çalışma”, birlikte iş yapma ister.
Millet de öyledir, ortak bağlarla oluşur; ortak hedeflerle yaşar, ortak işlerle güçlenir, yenilmez olur.
Millet birbirine tarih, dil, kültür ve ülkü birliği ile bağlı olan yurttaşların oluşturduğu siyasal bir topluluktur. Millî Birlik; “alt birlikler” diyebileceğimiz bu tarih, dil, kültür, ülkü birliklerinden doğan bir “üst birlik”tir. Millî Birlik milleti yekpare bir bütün yapar; Atatürk’ün deyişiyle “millet ve biz yoktur, birlik halinde millet vardır. Biz ayrı, millet ayrı değildir.” Millî Birlik milletin içinde hiçbir bölücü ve ayırıcı unsura yer vermez.
Ne var ki, iç ve dış düşmanın birinci ve değişmez hedefi de Millî Birliktir, Millî Birliği parçalamak, yok etmektir!
Millî Birlik bir milletin en değerli varlığı, en büyük gücü, en etkili silahıdır. Milletin bekası için, bütün yurttaşların maddî ve manevî bütün varlarını, gerektiğinde canlarını ortaya koyma kararlılığıdır, eylemi ve işidir!
Bir yurtseverin birinci görevi, her şeyden önce Türk milletinin birliği için çalışmaktır; beyniyle, yüreğiyle, elleriyle!... Ne derecede yurtsever olduğu da, ancak bu gayretinin derecesinden anlaşılır.
Prof. Dr. Cihan DURA, 16 Şubat 2016