Hükümet Çanakkale köprüsünü açtı. Geçiş ücreti araçlar için 15Avro+Kdv yani 17,70 Avro TL karşılığı 182,487 liracık. Köprünün maliyeti ve devlet garantili geçiş hakkını hesaplarsak gene bu artık fakirleşmiş yoksul Türk toplumunun (özellikle Millet demiyorum o vasfı kaybedeli çok oldu) olmayan paraları çetelere peşkeş çekildi. Hiç unutmuyorum son başbakan Çanakkale nasıl geçilmezmiş işte köprü yapıyoruz bakın nasıl geçilecek diyerek hem kendi tarihi ile dalga geçti hem de tıynetlerini ortaya koymuştu. Bize 182 lira olan geçiş ücreti, gemiler için sadece 65 lira. Olur mu demeyin onlar yaptılar oldu. Herkes de seyretti halen seyretmeye devam ediyorlar.
Bu ülkenin sonsuz kaynağı yok. Artık kaynaklar tükenme aşamasında. Ülkenin su kaynakları, gölleri dereleri tarım alanları kurudu kurutuldu. Altın madenlerine verilen izinler ile yeraltı kaynak suları bitirildi.
Ülkenin muhtelif yerlerinde obruklar oluşmaya başladı. Marmara denizi yapılan tüm uyarılara kulak asılmayarak bitirildi. Üç tarafı denizlerle çevrili ülke insanı deniz mahsullerini yiyemez oldu. Çünkü müsilaj yüzünden denizde canlı kalmadı. Algıya yönelik deniz yüzeyi temizlenip bakın hallettik dediler. Ya denizin 20-25 metre dibi, orada oksijen kalmadı oksijen olmayınca balık ve canlı kalmadı.
Ekim ayında ise doğalgaz ve elektriğe yapılacak fiyat ayarlamaları (zam) bekleniyor. Kış çok çetin ve sert geçecek.
Merkez bankası faizleri düşürdü. Tüm ekonomistlerin ve aklı selim insanların uyarıları sonuç vermedi.
Buna karşılık ABD doları 8.80 Avro 10,30 bandını geçti. Bu sene sonuna kadar dolar 9,5 bandına oturur. Yani biraz daha fakirleşiriz. Şu an paramız dünyanın en değersiz parası haline geldi. Alım gücü yerlerde sürünüyor.
Ama ne gam Türkiye büyük ülke tüm dünya bizi kıskanıyor.
Rusya ve İran buğday satmasa ekmek yapıp yiyemeyiz. Doğalgaz satmasalar ısınamayız. Bir taraflarımız donar.
Ama büyük ülkeyiz. Parasını verip alırız. İşçi ücretlerinin Çin’in altında olan bir ülkede hangi parayla ne alacaksak. Düşünsenize ülkedeki Müteahhitler ekonominin çıkmazları yüzünden grev yaptılar.
Traji komik olaylar yaşıyoruz.
Seneler önce bi Amerikalı Türkiye’ye gelmiş Cnn ve Blomberg Tv kanallarında bu kişiyle yayınlar yapılmıştı.
Bu kişi bir Amerikalı ekonomik tetikçi idi. Ülkemizde yazmış olduğu itiraf niteliğinde kitapları yayınlandı.
Bilenler bilir. Bir ekonomik tetikçinin itirafları isimli kitap ve yazarı John Perkins. Az gelişmiş sömürge ülkelerde hangi taktikleri uygulayarak bu ülkelere çöktüklerini kredi adı altında bu ülkelere sözde verilen paraların bir ceplerinden diğer ceplerine nasıl aktarıldığını ispatlı bir şekilde anlatmıştı. Bu projelerle krediler ile soyulan ülkelerin nasıl çökertildiğini ve nasıl bitirilip tüm kaynaklarının nasıl yağmalandığını yazmıştı.
Bu operasyonlardan sonra zaten bu ülkeler bir daha bellerini doğrultamıyorlardı.
Küçük bir örnek verelim. Hedef ülke bir proje ile sizin şuna ihtiyacınız var denilerek önce ikna ediliyor sonra ikili anlaşma yapılarak kredi açılıyor. Projeyi Amerikalı bir firma yapıyor. Krediyi ABD’li Dünya Bankası veriyor. Projeyi uygulayacak mühendis, mimar ve benzeri vasıflı kişiler gene Amerikalı oluyor. Sadece projede çalışacak beden işçileri o ülkenin insanlarından oluşuyor. Yani kaşıkla verip kepçeyle geri alıyorlar. Cebinize para girmiyor aksine bir süreç dahilinde külliyatlı bir para çıkıyor ve belinizi doğrultamıyorsunuz.
Bu kitaplarda (Bir ekonomik Tetikçinin itirafları 1-2-3) Türkiye de anlatılıyor. Boş vaktiniz ve merakınız varsa edinip okumanızı öneririm.
Ülkemiz ne kadar büyük ve saygın başka bir örnek ile görelim.
Bodrumda 18 yaşında bir kızımız (Ezgi Aydındağ) yeşil ışıkta karşıdan karşıya geçerken 140 km hızla gelen bir arabanın çarpması ile metrelerce öteye havalanıp düşüyor. Allahtan çim bir alana düşüyor bu yüzden ölmemiş. Şu an belden aşağısı felç. Sonuç; Aracı kullanan bir Amerikalı asker, onun hakkında hiç bir işlem yapılamıyor
(ikili anlaşmalar gereği Amerikalılar ülkede suç işlerse suçun işlendiği ülkede yargılanmazlar kendi ülkelerinde
yargılanabilirler yani conilere hiç bir şey yapamazsınız) Yüzsüz herif hastane masraflarını bile ödemiyor ve kaçıyor. Ailede tüm iyi niyetiyle bu elim olayda adalet bekliyor. 18 yaşında bir kızın hayatı karartılıyor.Hastane masrafları ile ilgili yardıma Haluk Levent yetişiyor.
Sözün özü sömürge olmayan ülkelerde böyle bir olay olamaz olursa da o kişi kulağından tutulup içeri atılır.
Ama Türkiye büyük ülke tüm dünya bizi kıskanıyor.
Binlerce konutun elektriği, doğalgazı kesik. Çünkü insanlar gelen faturaları artık ödeyemiyorlar.
Esnaf Pandemi kapanmasında dolayı para kazanamadığından kirasını ve vergilerini ödeyemediğinden işyerlerini kapatıyor. Çiftçi tohum ve gübre fiyatlarına yetişemediğinden artık ekim yapmıyor. Ekim yapsa da ürününü satabilirse maliyetini kurtarmıyor. Hayvancılık yapan da aynı durumda. Sanayici dövizle aldığı hammaddeyi ertesi gün aynı fiyattan alamıyor. Maliyetler her gün katlanarak artıyor. Bu yüzden çoğu sanayici işletmelerini, fabrikalarını balkan ülkelerine taşıdılar. Eğitim ayrı bir facia çocuk başına MEB pandemi için okullara 30 lira ayırmış yanlış anlamayın bu günlük değil aylık para. Günlük 1 liraya denk geliyor. Üniversiteliler ise 140 düşen taban puanlar sayesinde girdikleri okulların bulunduğu şehirlerde yurt veya kiralık ev bulamıyor parklarda sabahlıyorlar. Ama ne gam büyük ülkeyiz ABD’de 171 metre gökdelen yaptırdık. İtibardan tasarruf olmaz nede olsa.
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor. 2002 yılının 3 Ocak günü İslamcılar iktidara geldiklerinde 1 ABD doları 1,435 TL idi. Merkez bankası kurlar sayfasından görebilirsiniz. Bugün 1 ABD doları 8,80 TL yani ortalama 6,5 kat dolar artış göstermiş. Ülkede devalüasyonlar olmuş insanlar 6-6,5 kat fakirleşmişler.
Zaten işçi ücretlerinden de bunu rahatlıkla görebilirsiniz. Türkiye’deki ücretler Çin’in bile altında artık.
İşçilerin ne sendikası nede bir hakları var. Sanki toplumun diğer kesimleri farklı.
Maalesef durumda bu ülkenin tekrar ikinci bir kurtuluş savaşı vermesi gerekiyor.
Fakat herkes hareketin bir başkasından gelmesini bekliyor.
Kimse kılını kıpırdatmıyor. O zaman da bu güruhun işbirlikçilerinden birisi oluyorsunuz. Olan bitenlerden de şikâyet etme hakkınız olmaz.
Son söz ne diyelim hayaldi gerçek oldu…
Zafer ATUN
24 Eylül 2021
zaferatun.wordpress.com