Biri Ufuk Uras’a tarih öğretsin!

Biri Ufuk Uras’a tarih öğretsin!

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Haz 21, 2008 15:42

Biri Ufuk Uras’a tarih öğretsin!

ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’ın bitmek bilmez “AKP aşkı”nın son örneği Avrupa Parlamentosu’nda yaşandı. Uras, Avrupalı parlamenterlere Türkiye’yi anlatırken, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı savundu.

Tarihin garip cilvesine bakın ki; tarih bilmediği ve sosyal olayları algılayamadığı bir kez de Avrupa’da ortaya çıkan Ufuk Uras’a ilk dersi vermek Anavatan Partisi eski Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a nasip oldu. Yılmaz’ın Türkiye ile İran’ı karşılaştıran konuşmasından “rahatsız” olan Uras, “Tayyip Erdoğan, Humeyni değildir” dedi.

Ufuk Uras’ın AKP’li Tayyip Erdoğan’ı savunması karşısında bir an şaşkınlığa düşen Yılmaz, ÖDP Genel Başkanı Uras’a “tarihi” bir hatırlatmada bulunmak zorunda kaldı. Yılmaz, Uras’a şunu söyledi: “İran’daki gelişmeyi hiçbirimiz göz ardı edemeyiz. İran’da Ufuk Bey gibi liberaller, solcular hepsi Humeyni’ye destek verdiler. Çünkü Humeyni onlara güvence verdi. ‘Hiçbir zorlama yapılmayacaktır’ dedi. Hatta ilk geldiğinde liberal bir insanı cumhurbaşkanı yaptı. Ama bir yıl içinde işler öylesine değişti ki, o cumhurbaşkanı ülkeden zor kaçtı. Hiçbir özgürlük kalmadı.”

Yılmaz’ın “liberal” olarak nitelediği Uras, belli ki; ‘solculuk’ iddiasından vazgeçmiş. Aksi olsa, “Ben liberal değil sosyalistim” derdi. Uras, buna itiraz etmediğine göre, “liberalizm”i kabul ediyor. Bu suskunluk ise, onun AKP’ye olan ilgisinin “ipuçları”nı veriyor.

Avrupa’daki bu konuşma, Ufuk Uras’ın İran Devrim Tarihi’nden ve İranlı devrimcilere yönelik yapılan katliamlardan habersiz olduğunu da gösteriyor. O halde, anlatalım:

İran Devrimi öncesi komünistlere şirin gözükmeye çalışan Humeyni ve yandaşları, iktidarı ele geçirdikleri an, ilk önce solcuları kent meydanlarında asmıştı. “Sol” İran deneyiminin ardından, “şeriatçılar”la işbirliği yapılamayacağını “acı bir deney”le öğrenmişti. Uras gibi yeni – liberaller de yaşananlar karşısında şaşkınlığa düşmüş, “Ama özgürlük getireceklerini söylemişlerdi” diye dizlerini dövmüştü.

Ufuk Uras belki bunları bilmiyor. Bilmemesi de doğal. Ancak belli ki okuyup öğrenme niyeti de yok. Bu yüzden, Mesut Yılmaz’dan Avrupa’da “tarih” dersi almak zorunda kalıyor.

“Tayyip Erdoğan Humeyni değildir” diyerek, AKP’nin dikkatini çekmeye çalışan Uras, “burjuva politikası”na çabuk ısındığını gösteriyor.

Hrant Dink cinayetinden “rahatsız”mış gibi görünüp “büyük abi”nin “büyük abisi”yle aynı kareye defalarca girmekten rahatsız olmayan Uras, hatırlanacağı üzere, şöyle konuşuyordu: “Beni Meclis’te rahatsız eden tek şey biraların sıcak olması…”

“Halkımız” ise 'bira'dan değil, bu gayri ciddi ve apolitik tavırlardan rahatsız oluyor. Uras, “yolun solundan bile yürümediği”ni eylem ve söylemleriyle ortaya koyuyor. AKP’lilerin jargonuyla “Halkı nereye kapatacaksınız?” diyerek, güya “yargı darbesi”ne meydan okuyan Uras, aslında tarihsel misyonunu kavramadığını da gösteriyor. Uras, “Halk neden benim yanımda değil?” diye soracağına, AKP goygoyculuğu yapıyor. AKP’nin anti – demokratik tavırlarını anlatamayacak denli çaresiz olan Uras, 1 Mayıs vahşetini, yüzde 10 barajını, zorunlu din eğitimini, yoksullaştırmayı, gericileştirmeyi, işsiz bırakarak teslim almayı, anadilin yasaklanmasını, F Tipi’nde yaşananları görmezden geliyor. O bunları gündeme getirmek yerine, AKP’yi aklama telaşına düşüyor:
"İran-Türkiye benzetmesi doğru değildir. Tayyip Erdoğan Humeyni değildir. İmam bilmem ne değildir" diyor. Siyasal gelişmeleri izlemediği de anlaşılan Uras, Erdoğan'ın "Ben İstanbul'un imamıyım" sözünü de bilmiyor.

1991 seçimlerinde milletvekili adayı olan yakın akrabası için DYP’nin broşürlerini dağıtan Uras, sürekli soldan bahsederek, “gizli sağcılığı”nı örtmeye çalışıyor. Uras, dünkü tavırlarıyla, AKP’yi savunduğunu açıkça gösteriyor.

Uras’ın “sağ politika”larla çabuk uyum sağlayacağı, geçmiş deneyimlerinden de biliniyordu. 22 Temmuz öncesi, ÖDP PM “DTP ile ittifak yapmayacağız” kararı almasına rağmen bunu dinlemeyen Uras, “ilkesiz” davranarak DTP ile görüşmüş ve adaylığını açıklamıştı. “Koltuk hırsı”nın ayyuka çıktığı Uras, buna rağmen, yine “ilkesiz” ÖDP’lilerce genel başkan seçilmişti.

ÖDP’liler, artık tüm “yeni irticacı”lar gibi AKP’yi açıktan savunan, aklayıp paklayan bir genel başkana sahipler. 1 Mayıs’ta AKP zulmüne uğrayan ÖDP’liler, şimdi yeni ittifaklarıyla sorunları masaya yatırıp çözebilirler. Malum, Erdoğan nasıl olsa Humeyni değil! Ve diyalog yolu da açık…

Yazık, Türkiye ‘sol’u kimlerin elinde ne hallere kaldı.



Barış Yarkadaş, 20 Haziran 2008
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 8 konuk

cron

x