Biri Ufuk Urasa tarih öğretsin!
ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Urasın bitmek bilmez AKP aşkının son örneği Avrupa Parlamentosunda yaşandı. Uras, Avrupalı parlamenterlere Türkiyeyi anlatırken, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğanı savundu.
Tarihin garip cilvesine bakın ki; tarih bilmediği ve sosyal olayları algılayamadığı bir kez de Avrupada ortaya çıkan Ufuk Urasa ilk dersi vermek Anavatan Partisi eski Genel Başkanı Mesut Yılmaza nasip oldu. Yılmazın Türkiye ile İranı karşılaştıran konuşmasından rahatsız olan Uras, Tayyip Erdoğan, Humeyni değildir dedi.
Ufuk Urasın AKPli Tayyip Erdoğanı savunması karşısında bir an şaşkınlığa düşen Yılmaz, ÖDP Genel Başkanı Urasa tarihi bir hatırlatmada bulunmak zorunda kaldı. Yılmaz, Urasa şunu söyledi: İrandaki gelişmeyi hiçbirimiz göz ardı edemeyiz. İranda Ufuk Bey gibi liberaller, solcular hepsi Humeyniye destek verdiler. Çünkü Humeyni onlara güvence verdi. Hiçbir zorlama yapılmayacaktır dedi. Hatta ilk geldiğinde liberal bir insanı cumhurbaşkanı yaptı. Ama bir yıl içinde işler öylesine değişti ki, o cumhurbaşkanı ülkeden zor kaçtı. Hiçbir özgürlük kalmadı.
Yılmazın liberal olarak nitelediği Uras, belli ki; solculuk iddiasından vazgeçmiş. Aksi olsa, Ben liberal değil sosyalistim derdi. Uras, buna itiraz etmediğine göre, liberalizmi kabul ediyor. Bu suskunluk ise, onun AKPye olan ilgisinin ipuçlarını veriyor.
Avrupadaki bu konuşma, Ufuk Urasın İran Devrim Tarihinden ve İranlı devrimcilere yönelik yapılan katliamlardan habersiz olduğunu da gösteriyor. O halde, anlatalım:
İran Devrimi öncesi komünistlere şirin gözükmeye çalışan Humeyni ve yandaşları, iktidarı ele geçirdikleri an, ilk önce solcuları kent meydanlarında asmıştı. Sol İran deneyiminin ardından, şeriatçılarla işbirliği yapılamayacağını acı bir deneyle öğrenmişti. Uras gibi yeni liberaller de yaşananlar karşısında şaşkınlığa düşmüş, Ama özgürlük getireceklerini söylemişlerdi diye dizlerini dövmüştü.
Ufuk Uras belki bunları bilmiyor. Bilmemesi de doğal. Ancak belli ki okuyup öğrenme niyeti de yok. Bu yüzden, Mesut Yılmazdan Avrupada tarih dersi almak zorunda kalıyor.
Tayyip Erdoğan Humeyni değildir diyerek, AKPnin dikkatini çekmeye çalışan Uras, burjuva politikasına çabuk ısındığını gösteriyor.
Hrant Dink cinayetinden rahatsızmış gibi görünüp büyük abinin büyük abisiyle aynı kareye defalarca girmekten rahatsız olmayan Uras, hatırlanacağı üzere, şöyle konuşuyordu: Beni Mecliste rahatsız eden tek şey biraların sıcak olması
Halkımız ise 'bira'dan değil, bu gayri ciddi ve apolitik tavırlardan rahatsız oluyor. Uras, yolun solundan bile yürümediğini eylem ve söylemleriyle ortaya koyuyor. AKPlilerin jargonuyla Halkı nereye kapatacaksınız? diyerek, güya yargı darbesine meydan okuyan Uras, aslında tarihsel misyonunu kavramadığını da gösteriyor. Uras, Halk neden benim yanımda değil? diye soracağına, AKP goygoyculuğu yapıyor. AKPnin anti demokratik tavırlarını anlatamayacak denli çaresiz olan Uras, 1 Mayıs vahşetini, yüzde 10 barajını, zorunlu din eğitimini, yoksullaştırmayı, gericileştirmeyi, işsiz bırakarak teslim almayı, anadilin yasaklanmasını, F Tipinde yaşananları görmezden geliyor. O bunları gündeme getirmek yerine, AKPyi aklama telaşına düşüyor:
"İran-Türkiye benzetmesi doğru değildir. Tayyip Erdoğan Humeyni değildir. İmam bilmem ne değildir" diyor. Siyasal gelişmeleri izlemediği de anlaşılan Uras, Erdoğan'ın "Ben İstanbul'un imamıyım" sözünü de bilmiyor.
1991 seçimlerinde milletvekili adayı olan yakın akrabası için DYPnin broşürlerini dağıtan Uras, sürekli soldan bahsederek, gizli sağcılığını örtmeye çalışıyor. Uras, dünkü tavırlarıyla, AKPyi savunduğunu açıkça gösteriyor.
Urasın sağ politikalarla çabuk uyum sağlayacağı, geçmiş deneyimlerinden de biliniyordu. 22 Temmuz öncesi, ÖDP PM DTP ile ittifak yapmayacağız kararı almasına rağmen bunu dinlemeyen Uras, ilkesiz davranarak DTP ile görüşmüş ve adaylığını açıklamıştı. Koltuk hırsının ayyuka çıktığı Uras, buna rağmen, yine ilkesiz ÖDPlilerce genel başkan seçilmişti.
ÖDPliler, artık tüm yeni irticacılar gibi AKPyi açıktan savunan, aklayıp paklayan bir genel başkana sahipler. 1 Mayısta AKP zulmüne uğrayan ÖDPliler, şimdi yeni ittifaklarıyla sorunları masaya yatırıp çözebilirler. Malum, Erdoğan nasıl olsa Humeyni değil! Ve diyalog yolu da açık
Yazık, Türkiye solu kimlerin elinde ne hallere kaldı.
Barış Yarkadaş, 20 Haziran 2008