Biri Yer, Milyonlar Bakar mı?

Biri Yer, Milyonlar Bakar mı?

İletigönderen İrfan Tuna » Pzt Mar 14, 2011 23:01

BİRİ YER, MİLYONLAR BAKAR MI?

24 Ocak Kararları adıyla ülkemize yerleştirilen ABD patentli neoliberal politikalarla, 12 Eylül faşist darbesi arasındaki sıkı ilişkiyi, 12 Eylül faşist darbesinin şefi Kenan Evren, 7 Ocak 1991 tarihli Milliyet’te şu sözlerle ortaya koymuştu:

’’Eğer 24 Ocak kararları denen kararların arkasından 12 Eylül dönemi gelmemiş olsaydı, o tedbirlerin fiyasko ile sonuçlanacağından hiç şüphem yoktu. Böyle sıkı bir askeri rejim sayesinde o tedbirler meyvesini vermiştir’’.

24 Ocak Kararları’nın sadece 12 Eylül darbesiyle değil, 1982 Anayasası’yla da çok sıkı ilişkisi vardır.

Çünkü 12 Eylül sopasıyla halka kabul ettirilen 1982 Anayasası da, 24 Ocak Kararları adıyla bilinen neoliberal politikaları ülkemize köklü biçimde yerleştirmenin hukuksal gereklerine göre düzenlenmişti. Üstelik 1982 Anayasası’nı hazırlayan komisyonun başındaki Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı ile de Nazlı Ilıcak arasında çok yakın bir bağ vardı. 1982 Anayasası’nı hazırlayan komisyonun başkanı olan Orhan Aldıkaçtı, o yıllarda aynı zamanda Nazlı Ilıcak’ların sahibi olduğu Tercüman gazetesinin de yönetim kurulu başkan yardımcısıydı.

***

24 Ocak’la, 12 Eylül ve 1982 Anayasası arasındaki sıkı ilişkiye dayanarak, 12 Eylül darbesine 24 Ocak darbesi; 1982 Anayasası’na da 24 Ocak Anayasası diyebiliriz aslında…

Gerçekten de, 1980 yılındaki faşist cuntanın şefi Evren’in dediği gibi, 12 Eylül Amerikancı darbesi olmasa, 1980 yılında Amerikancı Turgut Özal aracılığıyla uygulamaya konan 24 Ocak Kararları ülkemize yerleştirilemez, günümüze dek kesintisiz biçimde uygulanamaz, bugünkü ‘meyvelerini’ de veremezdi.

Peki, nedir bu neoliberal politikalar ve nasıl bir ‘meyve’ vermiştir?

Bu neoliberal politikalar; devletin sosyal harcamalarının aşama aşama azaltılması, devletin aşama aşama küçültülmesi demekti… Ekonomideki kamu varlığının ortadan kaldırılması, tüm yeraltı-yerüstü zenginliklerimizin özelleştirme adı altında satılması demekti… Kamu harcamalarının, herkesten serveti ve kazancı oranında toplanacak vergilerle değil, devletin vergi almadığı bu büyük sermaye sahiplerine yüksek faizlerle borçlandırılarak karşılanması demekti… Toplam vergiler içinde servet ve kazanç üzerinden doğrudan alınan vergilerin azaltılması, halktan alınan dolaylı vergilerin artırılması demekti… Tüm kamu hizmetlerinin, sağlık ve eğitimin ticarileştirilmesi, piyasalaştırılması demekti… Yurtdışından ülkemize giriş çıkış yapan vurguncu parasına her türlü kolaylığın sağlanması demekti… Satın aldığımız malların fiyatlarının serbest bırakılması, buna karşın ücret artışlarının enflasyon rakamları düşük gösterilerek kontrol altında tutulması demekti… Grevli-toplu sözleşmeli, sendikal hakların işlevsizleştirilmesi demekti…

Sorarım size dostlar, bu politikalar ülkemizden ve halkımızdan yana politikalar mıdır? Bu politikaların vereceği ‘meyvelerin’ ülkemiz ve halkımız yararına olması mümkün müdür?

Elbette değildir.


İşte emperyalist-kapitalist sistemin ideologları tarafından ABD emperyalizminin küresel çıkarlarına göre üretilmiş olan ve 1980 yılından bu yana ülkemizde kesintisiz biçimde uygulanan bu neoliberal politikalarla; varlıklarımız, yeraltı yerüstü zenginliklerimiz birer birer küresel çetenin eline geçti… Ulusal gelirden işçilerin, emekçilerin, küçük esnafın, emeklinin aldığı pay katlanarak azaldı; rantiyenin, yerli ve yabancı tefecilerin aldığı pay katlanarak arttı… Dolaylı vergilerle halkın cebinden çekilen milyarlar; faiz ve borç ödemesi olarak tefecilerin kasasına aktığı halde, iç ve dış borçlar azalmadı, katlanarak büyüdü… ABD emperyalizmi ile sıkı işbirliği içindeki bir avuç zengin daha zengin oldu, geniş halk yığınları daha da yoksullaştı, işsiz kaldı…

***

Peki, ülkemizde gelir dağılımını her geçen gün biraz daha adaletsiz hale getiren bu neoliberal politikaları son 8,5 yıldır, üstelik de kendisinden öncekilerden çok daha acımasız biçimde kim uyguluyor.

AKP…

Yani AKP, hem bu neoliberal politikaları sıkı biçimde uyguluyor, hem de bu neoliberal politikaları ülkemize yerleştiren 12 Eylül’le hesaplaşacağını iddia ediyor…

Garip bir çelişki değil mi bu?

AKP’nin sürdürdüğü neoliberal politikaların son ‘meyveleri’ ise Forbes Türkiye dergisi tarafından geçtiğimiz günlerde açıklandı. Forbes Türkiye dergisinin açıkladığına göre, AKP tarafından son 8,5 yıldır büyük bir bağlılıkla sürdürülen neoliberal politikaların bir ‘meyvesi’ olarak ülkemizdeki dolar milyarderi sayısı 39’a; en zengin 100 kişinin serveti ise 87 miyar dolardan 104 milyar dolara çıkmıştı…

Ne tatlı ‘meyve’ değil mi?


Ama bu politikaların bir diğer ‘meyvesi’ ise, bu politikalarla işsiz kalan, daha da yoksullaşan ve sayıları her geçen gün biraz daha artan aç, perişan milyonlar…

Atalarımız biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar demişlerdi... Oysa biri yiyor, milyonlar bakıyor... Acaba nereye kadar?

İrfan Tuna - 14 Mart 2011 - Güncel Meydan

Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Şu dizine dön: İrfan TUNA

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x