BİRLEȘMİȘ İLLETLER
“Evet illet, yani sayrılık; ya da kötülüklerin anası; ya da her türlü melanetin kaynağı.
Demek ki yazının bașlığı tüm bu olumsuzlukların uluslararası boyutta birleșmiș olduğuna vurgu yapmakta.
ABD’den Türkiye’ye, AB’den İsrail’e değin bir illete dolanmıș insanlık.
Geçenlerde Birleșmiș Milletler’e manifaturacı Ali Güvenlik Konseyi üyesi oldu idi.
Uluslararası güvenlik sorunlarında parmak kaldıracakmıș.
Kendi ülkesinin güvenlik sorunlarına yabancı ama yabancıların güvenlik konularında ‘müzakere’ci mi ne ?
Sanırsınız doğuștan müzakereci. Müzakereyi de babasının manifatura dükkânında yaptığı pazarlık sanıyor olmalı.
Birleșmiș Milletler yakıșanını buldu demektir.
İllet illetliğinini sürdürecek sonuçta.
İran’lı birini alacak değillerdi ya…
Șimdi bu illetler birliğinden, İsrail’in çoluk-çocuk, genç-yașlı, kadın-erkek demeden giriștiği insan kıyımına engel olması bekleniyormuș.
Hadi canım sen de !
Adam önce gelip Manifaturacı Ali’nin ağabeylerine ‘vuracağını” söylemedi mi?
Onda önce de, ağabeylerin ağababaları vur ama, vurmadan önce ‘bizim oğlanları’ da bir gör demedi mi ?
İllet illeti melanetde nasıl da buluyormuș değil mi ama ?
O arada bir kuru gürültü ile millet uyutulmaya çalıșılmakta.
Bir duygu sömürüsü, bir yalan ve bir dolan.
İsrail’e çıt çıkarabileceklerinden büyük bir yalan olabilir mi?
Dolan da mehmetçiği Filistin’e indirmeye çabalamak olmalı.
Büyükanıt’ı dolandırıp Lübnan’a indirdikleri gibi.
Irak’ın kuzeyi, ki Türkiye’nin güvenliğinin en zayıf halkasıdır, sözkonusu olunca büyük illetden nedense ‘izin’ çıkmamakta. Ve manifaturacı Ali’den kimse müzakere beklememekte.
İlletlikte bile bir sıradüzen var demek.
Büyük sorunlarda büyük illetler devrede.
Ve bugün yapılanlar bir ısınma hareketi, bir antrenman gibi görünmekte.
İlletler biribirlerini sınayıp geliștirmekte ve yarınki büyük melanetlere hazırlamaktalar.
Çünkü halkların ve milletlerin canları boğazlarına gelmek üzere.
Ve kurtulușlarının bu illetlerden kurtulmakla bașlayacağını anlamak üzereler.
Kușkusuz herkes önce kendi illetinden..”
***
Tam üç yıl önce yazılmıș.
Ne deniyormuș? “Çünkü halkların ve milletlerin canları boğazlarına gelmek üzere. Ve kurtulușlarının bu illetlerden kurtulmakla bașlayacağını anlamak üzereler”.
Bugün yavaș yavaș anlamaya bașlamıșlar mı acaba?
Hımm diyormușsunuz gibi geliyor bana.
Değil mi ki Türkiye’de de ‘Șu Birleșmiș Milletler de artık fazla oluyor’ yollu yorumlar yapılmaya bașlanmıștır.
Oysa yukarıda alıntıladığımız yazıda “Kușkusuz her ülkenin önce kendi illetinden..” kurtulması koșulu vardır.
Ve ‘koșul’un yerine getirilmesi de, illetlerin ayırdında olmadan hazırladıkları ‘büyük melanet’ içinde olacağa benzemektedir.
Bugün o ‘melanet’in tam da ortasındayız.
Sorun ondan nasıl kaçınılacağı değil içinden nasıl çıkılacağı sorunudur.
Habip Hamza Erdem