Bitpazarına Nur Yağdı !!! / Cemile Aksak Karaca

Bitpazarına Nur Yağdı !!! / Cemile Aksak Karaca

İletigönderen Erkan Güçiz » Cum Oca 09, 2015 0:43

Tükete tükete tükeniyoruz…

Çağımız tüketim çağı, çılgınca harcamalar yapıyoruz ihtiyacımız olsun olmasın alıyoruz alıyoruz alıyoruz…

Tüketim arzının büyümesi ve meta seviciliğinin artmasının bir sonucu olarak içinde yaşamaya başladığımız "tüketim toplumu" hem yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak hem de hobi faaliyeti olarak değerlendirmek üzere alışveriş yapar ve bunun sonucu olarak ta doğal çevreye zarar verecek noktada "alır ve atar" hale geldik.

Uygulanan reklam stratejileri ve insanları sürekli bir alış veriş eylemi içerisinde tutmayı planlayan sektörler hızla artmakta sanalda ve reelde bunu çokça görebiliriz… Kapitalizme hizmet etmek için her şey bizlere cazip hale getirilmeye çalışılıyor. Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü vs. vs.…hediyeler promosyonlar aklımızı başımızdan alıyor. Nakitimiz olmasa da kredi kartlarımız var ve önemli olan ihtiyaç olması değil harcama yapmak, borçlanmak ise normal artık (borç yiğidin kamçısıdır).

Büyük alışveriş merkezleri AVM’ler herkesin durak noktası oldu. Üretmeden tüketen, eskitmeden yenileyen, kıymet bilmez birer birey olduk. Oysa eskiden öyle miydi; birkaç kat giysimiz, ayakkabımız olur, bayramlar da kıyafet almak, onlarla uyumak nasıl da mutlu ederdi.

Şimdiler de mutlu muyuz? Çoğumuzun cevabını duyar gibiyim, HAYIR çünkü ihtiyaç yok, özlem yok hiçbir şeye… Artık yeter diyelim bu çılgınlığa bir son verelim, üretmeden tüketmeyelim. Bu bağlam da sizlere ikinci el pazarlarından bahsetmek istiyorum. Bir süre kullanıp sıkıldığımız eskitemediğimiz ne varsa bu pazarlarda el değiştirebiliriz.

Yaşadığım ilçede her ayın ilk çarşamba günü kurulan böyle bir pazarımız var. Burada birinci el eşya satışı yasak her şey ikinci el yani kullanılmış olmalı ve zabıtalar denetiminde bu kurala uymaları sağlanıyor. Sabahın erken saatlerinde tıklım tıklım bulacağımız ikinci el pazarımız şu sıralar revaçta, eskiden çok ilgi görmeyen bir nevi bitpazarı denilen bu pazarlar Türkiye’de geçmişi olmayan bir kültürün yavaş yavaş ilgi odağı haline gelmesini de sağlamıştır. Halkımız "ESKİYE RAĞBET OLSA BİTPAZARINA NUR YAĞARDI" derken bu günler akıllarına gelir miydi? Pazarımızda neler yok ki… marka kıyafetler, ayakkabılar, ev eşyaları, züccaciye kitaplar, güneş gözlükleri, oyuncaklar, biblolar ve daha neler neler… çok ucuza istediğiniz kadar… Evlerinin, eşlerinin, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için gelen herkes çok memnun. İkinci el pazarlarını ayakta tutan kitle genelde manipüle edilmemiş bir alışverişin tadını çıkaran dar gelirliler ve ihtiyaçlarını toplumun buyurduğu yöntemlerin dışında gidermeye çalışan kimselerdir. Aslında oradaki eşyalar romantik geldiğinden değil birçoğu paraları yenisine yetmediğinden buradalar. Yine de alternatif olma açısından çok işe yararı var.

Ben ve birkaç arkadaşım sosyal sorumluluk projesi olarak çalıştığımız bir STK (Sivil Toplum Kuruluşu) için ikinci el pazarına çıkmaktayız. Tanıdık, eş dostlarımızın kullanmadığı eşyalarını derneğimize bağışlamaları ve bunların pazarlarda satılması ile elde edilen gelirler ile muhtaç durumda olan öğrencilerimize burs olanağı sağlamaktayız. Hiç bir şeyi artık kendi deyimimizle "yabana gidermiyoruz", değerlendiriyoruz. Birey olarak içimiz çok rahat, hem tüketmiyoruz hem de ihtiyaç sahiplerine katkıda bulunuyoruz.

Buradan çağrım duyarlı her bireye; çevrenizde bu konuya ağırlık verin, çevrenizde bu tür pazarlar varsa ziyaret edin, oralarda ilginizi çekecek çok şeyler bulacaksınız. Antika değerinde eşyalar sizi geçmişe götürecek ve düşündürecek; artık antik değeri olan eşyalar azalmakta bir süre sonra da kalmayacak. Hiç bir şey eskimiyor sürekli yenisi çıkıyor… Sonuç olarak, hem ihtiyaca cevap veren hem de değişimle bir nevi geri dönüşümde olan eşyalar üretim gibi de algılanabilir. Etkileşiyor, dönüşüyor el değiştiriyor.

Her şey burada var.

ESKİYE RAĞBET EDELİM… KAPİTALİZME HİZMET ETMEYELİM…
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Erkan GÜÇİZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x