ÜÇ ülkeye benzemeye başlıyor
Türkiye. Birbirinden çok farklı, ikisi Ortadoğu, biri Uzakdoğuda üç ayrı ülkeye. Farklı başlıklarla.
Odak AKP iktidarı. Üç farklı ülkeye benzemeye başlamak, AKP iktidarının getirdiği sonuç.
AKP iktidarıyla gelinen talihsizlik. Türkiye önce
Mısıra benzemeye başlıyor. Parti-devlet eşitliği anlamında. Partinin devlet üzerinde egemenliği artıyor. Parti devleti ele geçiriyor. Ele geçiremediği devlet kurumlarıyla kavga ediyor. Kavga ederek ve suçlayarak, onları yıpratmayı amaçlıyor.
Bu otoriter bir devlet anlayışı. AKPnin demokrasiden uzaklaşma sinyali. Her eleştiriye öfkeyle karşılık veriyor. Kendini hep haklı görüyor. Her işi kendi takımıyla yürütüyor, müthiş bir sır perdesi altında. Yapılanları hep yaldızlayarak halka sunuyor. Her şey tıkırında masalı.
Türkiye
Mısıra benzemeye başlıyor, partiyi devletten üstün gören, partiyi kutsal sayan anlayışla.
SIRADA
MALEZYATürkiye ikinci olarak
Malezyaya benzemeye başlıyor.
İslamlaşma anlamında
Malezyaya. Türkiyede alışkanlıklar hızla değişiyor. Dini motifler ön plana çıkıyor. Günlük yaşamda dini kabuller revaç görüyor.
Lokantalarda, havaalanlarında, kongre merkezlerinde ve daha bilmem nerelerde mescitler açılıyor. İşyerlerinde alaturka tuvaletler çoğalıyor. İçki ruhsatları arka arkaya iptal ediliyor. Okullarda namaz kılındığı haberlerine karşı, "namaz kılmasın da, kötü yola mı düşsün" gibi, okulda namaz kılmayı kabullendirme denemeleri yapılıyor.
Aksini yaparsa, işlerinin yokuşa sürüleceği kaygısıyla, büyüklü-küçüklü pek çok işadamı, sıradan insanlar İslamlaşma gidişe ayak uydurmaya çabalıyor. Bazıları, inanmadıkları halde, sırf maddi çıkar nedeniyle, bazıları da, ne olur, ne olmaz, onların yanında görünmek kaypaklığı ile.
Türkiye
Malezyaya benzemeye başlıyor, İslami alışkanlığın ağır bastığı anlayışla.
ÜÇÜNCÜSÜ
DUBAİTürkiye son olarak
Dubaiye benzemeye başlıyor.
Ekonomik globalleşme anlamında
Dubaiye. Her yere kuleler dikiliyor. Her türlü yabancı sermaye, önü arkası bilinmeden davet ediliyor. Arap sermayesi önde, borsa ve bankalarda yabancı sermaye oranları gelişmiş ülkeleri bile geride bırakıyor. İşçi hakları yerlerde sürünüyor. Kural tanımaz özelleştirme furyası, kamu kurumları ve vakıflar üzerinden kapılarını sonuna kadar açıyor.
Ekonomi öyle yabancılaşıyor ki, kulaklar hep sıcak parada. Orada en küçük bir oynama, ekonomide büyük çalkantıların yolu.
Türkiye
Dubaiye benzemeye başlıyor, ekonomide yabancılaşmanın ve kuralsızlığın ağır bastığı anlayışla.
Mısır,
Malezya ve
Dubai benzerliğinin toplamı var. Türkiye İslam rehberliğinde kendine yabancılaşıyor.
Yabancılaşma, kendi içinde lavlar biriktiriyor. Farklı bir siyasal çıkış için.
İKÖ, Türkiyeye sırt çevirdi
BÜYÜKELÇİSİNİ Ankaradan çeken Sırplar, yine de bizden ricada bulunuyor:
"Siz Kosovanın bağımsızlığını tanıdınız, bizde
Müslüman azınlık var. O nedenle, bize yardım edin,
İKÖde derdimizi anlatalım".
Türkiye bu fırsatı kaçırıyor, Sırpları geri çeviriyor. Bununla kalmıyor, halen Dakarda toplanan İKÖ (İslam Konferansı Örgütü) ülkelerine
"Kosovayı tanıyın" diye bastırıyor.
İKÖ de, Türkiyeyi geri çeviriyor.
Neden? Çünkü, Kosova etnik bir sorun. Çünkü, her biri kendi içinde etnik sorun yaşıyor.
İşte Endonezya, işte Azerbaycan. Ya da Ruslarla arasını bozmak istemeyen pek çok İslam ülkesi.
AKPnin İslam üzerinden yürüttüğü dış politika, İslam ülkelerinde bile geri tepiyor.
O gelişmişlikleri çok tartışılır ülkeler bile, din üzerinden yürütülen dış politikaya sırt çeviriyor.
Yalçın DOĞAN