Biz Birbirimizi Yerken, Öyle Bir Zaman Geçer ki!..

Biz Birbirimizi Yerken, Öyle Bir Zaman Geçer ki!..

İletigönderen Feza Tiryaki » Çrş Şub 09, 2011 21:02

Biz Birbirimizi Yerken, Öyle Bir Zaman Geçer ki!..

Bir oyun konulmuş önümüze. Bu oyunda karşındaki oyuncu gideceği hedefi biliyor. Gözünü karartmış hile yapıyor, seni kandırıyor, başka taraflara baktırıyor, dikkatini dağıtıyor ...
Bütün taşlarını kaybediyorsun.
Elinde hiç bir şey kalmıyor...


En azından altı yedi yıl önce bizim pek çok gazetemiz vardı. Gerçekleri olduğu gibi vermeye çalışan.
Televizyon kanallarımız vardı. Güvendiğimiz haber sunucuları vardı...
Şimdi her gün biri daha gidiyor. Yıldız kayması gibi...
En son Halktv’de uçtu gitti. Kapandı deniyor.
Cumhuriyet gazetesi eski Cumhuriyet gazetesi değil. Milliyetçileri bünyesinde tutmuyor.
Sözcü eski Sözcü değil, iktidara tam muhalefet etmiyor.
Yeniçağ satışını artıramıyor veya hiç bir hamle yapmadığına göre artırmak istemiyor. Daha dün kurulan, Türkiye’de dönüşümü idare etmek için Amerika tarafından kurdurulduğu söylenen, milletimize ve ordumuza karşı yayın yapan Taraf gazetesinden fazla sattı mı garipler, bayram ediyor. En çok satan gazete olmaları gerekirken ülkemizin bu ortamında...

Oysa bu kıtlıkta ulusumuzun çıkarlarını gözeten, milliyetçi yayın yapan bu gazetemiz tek tabanca misali yüz binler satmalı. Her ikinci kişi Yeniçağ okumalı...Ne gezer..

Muhalefet edenler, yani bu iktidarın ülkeyi batıracağını, küresel güçlerle, tarikatlarla işbirliğini görenler tek bir televizyon kanalına mahkûmlar nerdeyse: Ulusal Kanal. Başkent Televizyonu da var ama Ulusal Kanal kadar yaygın izlenmiyor.
Peki Ulusal Kanal, CHP’den, MHP’den, DP’den, diğer ulusal partilerden ve kanaat önderlerinden , ulusalcı bilim ve siyaset adamlarından her kesimi ekranlarına çıkarıyor, konuşmalarına imkân sağlıyor, ülke haberlerini halkı yanıltmadan, haberi saptırtmadan doğdoğru veriyor da, bu tek tabanca kalışının kıymetini biliyor mu?
Ne zaman ekranlarına sevilen bir halk önderi çıksa, Erdal Sarızeybek olsun, örneğin Yaşar Okuyan olsun veya bir bilim insanı olsun bu kişi , hep aceleleri var program sunucularının...Şu kadar dakikaları kalmış...Son söz neymiş?..Bitirmeleri gerekiyormuş...
Eee..bitince ne olacak? Daha güzel bir program mı?
Yok bilmem ne deresi reklamı, ulusalcı bir televizyonda ulusunu yolma, cebinden parasını araklama reklamı. Bal satıyorlar, hem de altın fiyatına...Dakikalarca bunun reklamı. Yok bir tarikatçı doktordan yarım saat süren erkeklere bilmem ne hapı...Çoluk çocuğuyla bu kanalı izleyenler çocuklarına ne cevap veriyorlar, bu durumu nasıl anlatıyorlar bilemem...

Böyle bir yayına bu tip reklamlar vermek de bir tuzak olmalı aslında. Onları bile parayla şaşırtmak...Bilerek yollarına taş koymak...
Nasıl dizilerle bizim aklımızı ve yolumuzu şaşırtıyorlar, öyle...


En çok izlenen dizilerden „Öyle Bir Geçer Zaman ki“ bu konuda tam bir örnek. Başyapıt!
Büyük güçler, yani üzerimizde oyun oynayan güçler ne istiyorsa hepsini veriyor.
MHP’nin yani ülkücü kesimin önü mü tıkanmak isteniyor. İşte burada görebilirsiniz bunu.
Altmışlı yılların sonu, yetmişli yılların başı…Üniversitelerde sağ, sol çatışması. Bu çatışmaları konu ederken ülkücü kesim tam canavar gösteriliyor. Parkalı kesim yurtsever. Bir tarafı toptan karalıyorlar. Yobaz, ABD’ci, terörist! Niye? Seçimler gelirken ülkücü hareketi geçmişten anlatıyor gibi yapıp şimdiki gençliğe kötülemek…Seçimde şanslarını azaltmak…

Ahlâk bozuyorlar. Liseli kız yaşlı adamla gezip tozuyor, bu kutsallanıyor, normal gösteriliyor. Kadının kendi emeğiyle ayakta durması, çalışması burada utanılacak bir şey! Ufak kızlar gece hayatına, lükse, süslenmeye püslenmeye özendiriliyor…Külkedisi filmi çevriliyormuş gibi kız okuldan alınıyor, adam onu bir otele getiriyor, giysi ve takı siparişi yapılıyor oradan, sonra kız, peri kızı gibi giyinip aşağı iniyor…Oo…Gözler kamaşıyor!

Yine mafya özendiriliyor.
Zengin adam yani parayı nerden kazandığı belli olmayan, çalıştığını hiç görmediğimiz zengin adam kıza musallat olan göçebe Çingeneleri tek başına yardımcısıyla yola getiriyor. Tabancasını çekip obalarını basarak kovboy filmlerindeki gibi ortalığı talan ediyor. Diz üstü çöktürüyor hepsini! Sopayla dize getiriyor, ayak öptürüyor ; dağbaşında değil ha, İstanbul’da, bu memleketin normal vatandaşlarına yapıyor bunu…İzleyici de hayran hayran seyrediyor..
Paranın gücüne, gücün gücüne hayran oluyor besbelli…

Dizide geçen şu sözlere bakın:
“Paranın en büyük gücü ne biliyor musun?
“Geçmişi unutturur!” Hafızayı siler!” Sen de unutacaksın!”

Dizilerde yine küçük yerleşim yerlerini aşağılatıyorlar:
“O kasabada ne işin vardı? Küçücüktü dünyan! O kasaba kadar küçük!..
Kazandığın para kadar küçük!..”

Yine başka çok sevilen diziden:
„Ben şu çanta kadar bir adamım!.. İyi yaşamak parayla mümkün!“

Bu ve bunun gibi sözlerle kalsa bunların beynimize saldırısı yine iyi...
Kültürümüzle resmen alây etmeye, ettirmeye kadar götürebiliyorlar işi.

Yine bu dizide, akşam, bizim kültürümüzün en önemli öğelerinden biri olan geleneksel „Kına gecesi“
geleneğimizle kafayı buldular. Bir yabancı kadın figürünü kullanarak bu geleneğimizi maskara ettiler.

„Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar,
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler...“


Yanık bir sesten, özellikle bir kadın türkücümüzün sesinden bu türküyü dinleyip de gözleri yaşarmayan var mıdır?
Hem sözleri çok anlamlıdır. Hem ezgisi insanın içini yakan , içini titreten bir güzelliktedir. Hem de bu, geleneğimizin, köylümüzün tertemiz dünyasının bir anlatımıdır...Hasret, sevgi, bağlılık...

Bu dizide ise bu gelenek hoyratça kullanıldı, aşağılandı, bu türkü cırtlak seslerle oradaki kalabalığa okutularak, türkünün içindeki insanın içine işleyen tınılar kaybettirildi. Üstüne üstlük bu müzikle, başta, Türk alesine sokmaya çalıştıkları yabancı kadın figürüyle birlikte orada toplanan bütün kadınlara göbek attırıldı.
Kadın soruyor:
„Ben neye ağlayacak? Ben ağlamayacak! Ben dans edecek!”
İşbirlikçi yenge cevap veriyor:
“Olur mu Karolin? „ Bize dönüyor: „Azıcık ağlayaydı iyiydi!“

Yine liseler arası bir müzik yarışması yapılacak. Kütü grup, yani burada kötü gösterilen grup bir halk müziğimizden parçayı işliyor. Gaziantep türküsü:
„Helvacı helva...Şeker lokumlu helva...“
Sözlerinin başı şöyle:

Çadır altı minare, el ettim eski yâre.
Can kurban,canım kurban da setre pantollu yâre.


Diğeri yani bunların iyi dediği grup, yabancılardan uyarlanan abuk sabuk sözlü bir şarkıyı:
„Gitmeden evvel iyi düşün taşın. Faydası yoktur gözlerdeki yaşın.“aranjmanını söylüyor.

Türkü söylenirken yüz göz buruşturuluyor. Basit ve çirkin demek isteniyor.
Bu batılı parçada ise alkış kıyamet!

Okul jürisinin oy birliğiyle seçtiği parça da o zaten...

İşte biz bir yandan böyle dizilerle, filmlerle, tartışma konuşma programlarıyla, bölücülük yapan belgesellerle kıyım kıyım kıyılıyoruz...
Basınımız yandaş ve güdümlü...
Çok büyük bir bölümü böyle...
Yayınımız evlere şenlik...Başta TRT olmak üzere bu dönüştürme plânını üzerimizde uyguluyorlar...Her akşam TRT’nin müzik kanalında bir başka yerel dille şarkı var. En son Çerkezceyi almış, „Siz Çerkezsiniz!“ diye Bursa’nın Armutlu köyündeki köylülerle, oraya yüz yıl önce yerleşmiş köylülerle kafa buluyorlardı, onları gıdıklıyorlardı..

Gazetemiz bir iki tane..
Televizyonumuz bir iki tane…

Bütün bunlara karşı birbirimizle kenetlensek, bu yapılanlara karşı dursak ya?
Böyle yapacağımıza birbirimizin neredeyse gözünü oyacağız!
Sen daha Atatürkçü’sün! Ben daha şöyleyim..
Sen Ülkücü’sün! Ben Solcu’yum!...Ben şuyum!
Ben Osman Pamukoğlu’nu tutuyorum...Ben İşçi Partisini...Yok ben şunu...
Ne, Kılıçdaroğlu’na laf dedirtmem! Bahçeli’nin adını sen ağzına alamazsın!


Biz birbirimizi böyle yerken, bir araya gelemezken, bir bakmışız beynimiz bizim olmaktan çıkmış...Bir başkası oluvermişiz ve öyle olan bitene „alık alık „ bakıyoruz...
Dizideki şarkı doğru söylemiyor mu Allahaşkına?

„Mutluluğu bulacağım diyorsun amma, ne zaman? Ne zaman?“
„İyi düşün taşın!“
„İyi düşün taşın!“


Feza Tiryaki 9 Şubat 2011
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 996
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x