Biz kaç kişiyiz gördünüz mü?
TOPAL karınca, Kâbeye gitmeye karar vermiş ve düşmüş yola. Onu görenlerin bir kısmı öğüt veriyor, bir kısmı ise alay ediyormuş:
Sen bu bacaklarınla ve adımlarınla, hele topal halinle oraya varamazsın. Yol yakınken vazgeç bu işten...
Karıncanın cevabı, herkesin ders alması gereken nitelikteymiş:
Varamazsam da, hiç olmazsa o yolda ölürüm.
İnsan idealist ise, varmayı kafasına koyduğu bir hedef varsa ve inandığı dava için sonuna kadar gitmeye karar vermişse; aç kalmayı, yoksulluğu, acı çekmeyi, hapsedilmeyi, işkence görmeyi, her şeyini kaybetmeyi, hatta ölmeyi bile göze almış olmalıdır.
Hedefi ve amacı olmayan yol, kolay aşılır. Hedefe ve amaca giden yollar ise zordur, dikenlidir, çilelidir.
Hiçbir idealist, hiçbir dava adamı, yolun başında veya yarısında olsun, Ben artık dayanamıyorum, pes ediyorum diyemez.
Derse sahtekârdır, şarlatandır, korkaktır.
Ya da haindir.
Kendisine inanan ve güvenenlere yalan söylemiş, onları kandırmıştır.
Dava adamı gibi görünmüş, ama davaya ihanet etmiştir.
Davayı da, ülkeyi de, kendisine inananları da kullanmıştır.
Haini başka nasıl tarif edebilirsiniz ki...
İşte size bir kahraman
CHP Kurultayıında bu adamı görüyorduk.
Delegelerle öpüşüp gövde gösterisi yapıyordu.
Cumhuriyet Mitinglerinde bu adamı görüyorduk.
Kürsüleri, mikrofonları zorla ele geçiriyor, bağırıp çağırıyor, sahneye çıkardığı yaşlı teyzenin başörtüsünü çıkarıp yere atıyordu.
Televizyon ekranlarında bu adamı görüyorduk.
Hırsızlara, hortumculara, soygunculara, vurgunculara her Allahın günü ağız dolusu küfrediyor; antilaiklere, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarına demediğini bırakmıyordu.
Peygamber çocuğu, ya da sütten çıkmış ak kaşık gibi gösteriyordu kendisini.
Biz kaç kişiyiz diye diye malı götürüyordu.
Her hareketi, her konuşması Atatürkçülere, Cumhuriyetçilere ve milliyetçilere zarar veriyor, puan kaybettiriyordu.
Kimilerine göre, O bir kahramandı.
Onlar, gerçeği son ana kadar göremediler.
AKPye seçimleri böyle adamların kazandırdığını anlayamadılar.
Pazartesi günü, Kahramanlara ihtiyacımız yok başlıklı yazıyı boşuna yazmadık.
Yalnız o yazımızda bir yanlış vardı, Doğu Perinçeki ulusalcıların kahramanı olarak göstermiştik, oysa ulusalcıların gerçek kahramanı işte bu adamdı.
Gördünüz mü kahramanı?
Biz kaç kişiyizi gördünüz mü?
Buna ne demeli peki?
İNSAN, parasal sıkıntıya düşmüş, düşürülmüş olabilir.
İdealist bir dava adamı için paranın, pulun önemi olmamalı.
İdealin uğruna batacaksan bat kardeşim, aç kalacaksan kal, hatta öleceksen öl!
Elindeki medya organını, her Allahın günü ağız dolusu küfrettiğin kişilere satmak da ne demek oluyor.
Şerefsizlik mi?
Namussuzluk mu?
İhanet mi?
O adam, bu şerefsizliği, namussuzluğu ve ihaneti ilk kez yapmıyor ki...
Ondan çok, kahraman yaratma heveslileri utansın!
Sırrı Y. Cebeci, 14.05.08