26 eKİM 2010
''BİZ TECAVÜZ ETTİK, SEN KENDİNİ AS''
İrfan Tuna
Önceki günkü gazetelerde bir haber vardı.
Diyarbakır’daki akrabaları 15 yaşındaki Havva'ya önce tecavüz etmişler, sonra da namusları lekelenmesin diye 'Biz tecavüz ettik sen kendini as' diyerek kızcağızı intihara zorlamışlar ve ahırda asıp öldürmüşler... (25 Ekim 2010 / Radikal)
Kimi Abdülhamitçilerin, hilafetçilerin, saltanatçıların, aşiretçilerin, ’’Türban özgürlüğü’’ ve ’’etnik kimlik’’ üzerinden demokratlıklarını yarıştırdıkları bu güzel ülkede yaşandı bu iğrençlik...
Önce çocuk yaştaki kıza tecavüz ediyorsun, sonra da töre gereği namusun kirlenmesin diye, tecavüz ettiğin kızcağızı kendini asmaya zorluyorsun...
Tecavüz edenin de edilenin de ’’etnik kökeni’’ aynı. Olay; kimilerinin ’’Hani şu Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi var ya, bu proje içinde bir merkez olabilir, bir yıldız olabilir’’ dediği Diyarbakır’ımızda yaşanıyor. Kimilerinin ’’Kürdistan’’ dedikleri, aşiretlerin, ortaçağ kalıntısı anlayışların, ilişkilerin hüküm sürdüğü coğrafyada yaşanıyor...
Peki, bu çağ dışı olayın yaşanmasına neden olan ’’töre’’ cinayetleri ilk mi? Ortaçağ kalıntısı aşiretleri, ilişkileri, anlayışları tasfiye etmeden bu tür ilkellikler son bulacak mı?
ABD’nin Irak’ın kuzeyindeki kuklası aşiret reisi Barzani’yi bölgeye davet edenlerin bakış açısıyla bölgenin sorunları çözülecek mi, çözülebilecek mi?
ABD'nin BOP'uyla Diyarbakır yıldız olacak mı, olabilecek mi?
Ama boş verin bu sinir bozucu sorulara yanıt aramayı, siz yine ’’türban özgürlüğünü’’ ve etnik kimlik tartışmalarını, ülke gündeminin en tepesine oturtmaya devam edin...