Bu toprakların ekmeğini yiyen, bu milletin sırtından geçinen ama her fırsatta da bu toprağın insanına sırtını dönen meşhurlarımız!!! Kimler bunlar? Şarkıcı, yazar, gazeteci, oyuncu, ressam, karikatürist, televizyoncu, radyocu, vs.. Ne yapmışlar? İfşa edelim dedik.
Katılımlarınızı bekliyoruz ve Sezen Aksu'yla başlıyoruz:
Sezen Aksu’nun babası Sami Yıldırım’ın Gülen’le ilişkisi, İzmir Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı yaptığı yıllarda başlar.
Yıldırım, 1979 yılında emekli olunca Fetullah'ın Özel Yamanlar Koleji’nin müdürü oldu. Ardından tüm okulların genel müdürü ya da başdanışmanı.
82 yaşındaki Sami Bey, Başbakan Erdoğan’ın hemşerisidir, yani Rizelidir.
Sezen Aksu, anneciğini, babacığını aramış, onlarla konuşmuş açılımı...
Anne Şehriban Hanım, “İstersen ABD’yi ara, Fethullah amcana bir sor, bilirsin o doğru karar verir” demiş önce.
Ardından da eklemişler:
“Güzel kızım sen bir gün bekle, bizi yeniden ara!”
Fethullahçılar Güneydoğu’yu çok severler...
Hele Fethullah Gülen, Tunceli’ye hayrandır. Okul açmış, ışık evlerini çoğaltmıştır.
Düşlerinde Munzur Vadisi’ni görür rivayete göre.
15 yıl önce miydi ne, 100 mü 200 mü kurbanlık koyun göndermişti Tunceli Belediyesi’ne (Başkan CHP’liydi), kesilip yoksullara dağıtılsın diye.
Her neyse geçelim bunları!
Sezen Aksu, Tunceli’ye gitti biliyorsunuz. On binler izledi Minik Serçe’yi. Kürtçe şarkı da söyledi yerel bir sanatçıyla.
Belki de Fethullah Gülen amcası “Paranın lafı mı olur” deyip, Minik Serçe’ye “Git oralara” demiştir.
Bilemem!..
Dedim ya bunlar hep rivayet!
Bilse bilse “F Tipi” bilir, benim işim değil...
Dedikoducular, Minik Serçe düşmanları durur mu hiç! Durmadan dedikodu yapıyorlar sağda solda.
Sezen’in annesi ve babası şöyle demişler dedikoduculara bakılırsa:
“Haydi kızım,Tayyip Bey’i ara, tam destek ver, ne de olsa hemşerimizdir. Fethullah amcanın da selamları var sana, hemen arasın diyor. Maddi ve ma-nevi her desteğe hazırmış Hocaefendimiz senin için.”
Ben inanmadım, düpedüz Sezen’i çekemeyenlerin sözleri bunlar.
Minik Serçe ertesi gün telefon ediyor Başbakanlık’a. Tayyip Bey’e tam destek verdiğini söylüyor.
Aksu, gayet masum eleştirileri yanıtlıyor:
“Ben yurttaş olarak aradım Başbakanımızı. Tek isteğim akan kanın durması. Sürecin karşısında duranları iki cihanda lekeli kabul ediyoruz. Bu kararı ailece aldık.”
Hikmet Çetinkaya
Cumhuriyet
***********************************************************
SEZEN AKSU ve "LEKE"
PKK konserlerinin kraliçesi olmak yetmiyor hanımefendiye belli ki, cephe genişletiyor... Eşkıya çetesine nefretle bakan, milyonlarca Türk vatandaşını “lekeli” diye niteleyecek kadar kendisini adamış durumda!..
Türklerin sırtı böyle delik deşiktir işte!..
En alttan, mahallenin kenarından alıp başına taç yaparsın, bu ülkenin binlerce sıkıntısının birinin bile yanından geçmeden en ballı hayatı yaşayacak seviyeye ulaştırırsın..
Şansına serçe, gelir tepene sıçar!..
Hale bakın hele...
Hikaye meşhurdur, muhtarın evde kalmış kızı, iyice “geçince” dikkat çekmek için gidip köy meydanındaki yalağa çişini edermiş, aynı o hesap...
Sen ne biliyorsun, ne anladın ki, daha kadayıfın altını görmeden, “Bu sürecin karşısında duranları iki cihanda da lekeli kabul ediyorum..” diyebiliyorsun?!
Ne demek “lekeli?!”
Leke ne ki!!?
Bir insanın lekesi, en basitinden ahlaka mugayir halleridir.. Toplumu hiçe sayan, toplum önündeki kişilerin dikkat çeken yönleridir leke...
Uyuşturucu komasına sık sık giren, bu yüzden hastanelere kaldırılan kişi lekelidir, misal...
Ya da, amaca ulaşmak için güç sahibi zamparaların yataklarından geçen bir yol haritası, insan üzerinde lekedir...
Yaşam biçimlerinde frapanlığı tercihlerde “leke”den bahsedilebilir...
Çocuklarının canını alan, bu ülkenin artı değerlerine saldıran bir eşkıya çetesine nefretle bakan insanların lekesi mi olurmuş bayan?!.
Kendinizi eşkıyaya, ihanet şebekesinin silahlı saldırganlarına alkışlatacaksınız diye, ülkenin en azından yarısına“lekeli” diyorsunuz da!!.
Lekeli dedikleri!..
2007 genel seçimlerinde kullanılan oy sayısı 35.049.691...
Oyların dağılımı, tepede şöyle;
Ak Parti: 16.327.291(yüzde 46,58) CHP: 7.317.808 (yüzde20,88) MHP: 5.001.869 yüzde 14,27...
Ak Parti’ye16 milyon vatandaş oy vermiş, CHP ve MHP’ye ise 13 milyon.. İktidarın üç milyon fazla seçmeni var...
2009 belediye seçimlerine bakalım..
47,837,952 seçmen var... 19,186,495’i iktidar partisine oy vermiş... 13,496,331’i CHP’yi tercih etmiş.. MHP’ye oy verenler 7,040,042 seçmen... Buna göre burada, CHP ve MHP’ye oy verenlerin toplamı daha da yüksek... Buna ek olarak DTP’nin durumu da şöyle.. Belediye seçimlerinde Apo yandaşı bu kuruluş, 2,377,615 oy almış ve yüzde 4.97’lik bir oran yakalamış..
Şimdi... Ak Parti oyları ile bu oyları toplayalım..!
Karşısına da CHP ve MHP oylarını toplayarak koyalım...
2007 seçimlerine göre, Ak Parti’ye oy verenlerin sayısı.. CHP ve MHP’ye oy verenlerden bir makas fazladır.. Aradaki küçük fark iktidara mutlak hakimiyet sağlamıştır...
Yerel seçimlerde bu makas iktidar aleyhine daralmıştır.. DTP ile birlikte sayılsa bile karşılarında önemli bir CHP ve MHP’li vatandaş tercihi vardır... Bu sonuçlardan anlaşılacak bir husus da, Kürt kökenli vatandaşların önemli bir bölümü, bütün tehdit ve zorlamalara karşın PKK yandaşı DTP’ye oy vermemiştir...
Şimdi bu tablonun en azından yansıttığını anlayalım...
CHP ve MHP, vatandaşın önüne konulan “açılım” işine temkinli yanaşıyor.. Meselenin Kürt vatandaşlar ötesine geçip, DTP üzerinden “PKK açılımına!” dönmesi endişesi yaşanıyor... Temaslar, bu kuşkuları getirirken şarkıcı Sezen hanım, ortalığa çıkıp bu endişeleri taşıyanları “lekeli” ilan edebiliyor..! Yani en azından MHP ve CHP’ye oy veren milyonlarca vatandaş lekeli!..
Sezen?!.. Festivalden çıkmış ak kaşık o!.. (Ak Parti’ye oy veren vatandaşların tümünün de bu açılımı gözü kapalı desteklediklerini, PKK muhabbetinden gıcık kapmadıklarını söyleyemeyiz..)
İzmirli “anne” feryadı!..
Sezen hanımın, PKK eşkıyasının naralarına hassas kulakları, hemşerisi İzmirli yüreği yanık anaları duysa daha iyi olacaktır... Gülsev Eyüpoğlu İrhan hanım, yıllardır evladını katleden eşkıyaların yakalanmasını bekliyor... Bu arada elinde kalem duygularını yazıyor..
Mesela, şu son gelişmelerden sonra, “Akan kan dursun” diyenlere!..
“Kan akıtmayı kim başlattı?
Kim, taammüden adam öldürmek, bilerek organize planlı cinayet işlemek üzere, silahlı örgüt kurdu?.. Kim taammüden cinayet işlemek üzere, Türk devletinin sadece görevini yapmak üzere vazife başında olan askerine-polisine kahpece kurşun sıktı?..
Kim şehirlerde bilerek organize taammüden Türk milletine bomba attı?..” diye soruyor...
“Türk anaları, oğullarının kabirlerinde, oğul kokan topraklarını kokluyor..”
Feryatları “lekeli” öyle mi Sezen Aksu?!
Serçe hanım, “iki cihanda lekeli” ilan ettiği yüreği yanık kutsal insanların nezdinde, iki cihanda beddualı hale gelmesin de!..
Behiç KILIÇ
Yeniçağ Gazetesi
Kaynak
**************************************************************
PKK FESTİVALİNİN ŞİŞMAN SERÇESİ!..
Kadın muazzam şarkıcıdır, kadın muazzam şarkıcı olduğu için de terörist festivallerinin kraliçesi olma gibi bir hakkı vardır!.. Gider oralarda şehit ruhlarının üzerinde seri uçuşlar yapar ama, aziz milletimizin ona karşı teveccühünde asla gerileme olmaz!.. İçine sindire sindire, seyreder konserlerini, alkışlar!.. Kadın da bu kuzuların sessizliğini bildiğinden, bildiğini okumayı sürdürür!..
Sezen Aksu nam hanımefendi’nin Apo posterleri, biji PKK sloganları ile gerçekleştirdiği “festival”i okuyoruz gazetelerden, aklımıza yıllar öncesi kendisi ile ilgilenen iki orgeneral geliyor!..
Bu bayan, bir 30 Ağustos öncesi Efes’te bir konser vermiş Rum-Yunan müziği takılmıştı... 30 Ağustos yıldönümü öncesi... O dönem Ege Ordu Komutanı olan orgeneral bu durumu yadırgamış, “Bu hanımefendinin işleri bir tuhaf” diye eleştirmişti de ortalık alevlenmişti... Ahali bir anda “Hakikaten, bu ne iş” diye şarkıcıyı sorgulamaya başlamışken, imdadına dönemin 1. Ordu Komutanı yetişmiş ve kadına arka çıkmıştı... Bu da orgeneraldi ve.. “Valla biz hanımla ikimiz Sezen hanımı çok severiz” diye beyanda bulunmuştu...
Şimdi... “30 Ağustos yıldönümünde Yunan-Rum festivali ne oluyor” diyen orgeneral de emekli ve Silivri için savunma hazırlıyor. Adı Hurşit Tolon... Öteki Orgeneral de emekli ve muhtemelen şu sıralar beş yıldızlı bir tatildedir. Adı da Çetin’di ama soyadı da bi şey işte, aklımda kalan, karısıyla beraber (Sezen Sever) olduğudur...
Orgeneralleri, birbirine rekabet ettirecek şekilde etkileyen Sezen Aksu, her yıl PKK tabanlı festivallerde eşkıya sürüsünün gönlünde taht sahibidir..
Ona göre tempo tutup Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sövüp saymanın hazzı da bir başka oluyor canım!..
İşte bu bayan Sezen Aksu artık budur..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sövme korosunun maestrosu...
Peşinden gidenlere, ayağının turabı olanlara duyurulur...
Müzik değil küfür şöleni!.
Bu kadının sergilediği icraat, Türkiye’de Türk kimliğinin nasıl kuşatıldığının, acizleştirilip baskı altına alındığının çarpıcı bir göstergesidir.. Kadın, hiçbir tepki ile karşılaşmayacağını bildiği, sinmişlik nedeniyle kendisine sorgulayan bir gözle dahi bakılmayacağına emin olduğu için gidip eşkıya şenliğine kraliçelik yapabiliyor!.. Hiç bir Türk kimlikli kişinin “Hanım sen ne yapıyorsun, bu çeteyi böyle sıvazlamak ayıp değil mi?!” diye hesap soramayacağından emin ve hatta bu Türklerin şarkılarını büyük bir huşu içerisinde dinlemek zorunda (!) olduklarını bildiği için gayet rahat, Apo nakaratlarına çanak tutabiliyor, rahatsız olmuyor!..
Orada o sürünün icraatlarını kısaca aktarayım... Tunceli’de sözüm ona çevre ve müzik festivali var... Ama asıl olan terör çetesinin gövde gösterisi..
Dağdan militanlar tören kıtası gibi getirilmiş !.. Bunlar asker nizamındalar!.. Yeşil sarı kırmızı flamalarla tören yürüyüşü(!) yapıyorlar, ortalık ‘Biji Apo’, ‘Selam selam İmralı’ya bin selam’, naraları ile doluyor!..
Organizatör tabii Tunceli’yi ele geçiren DTP... Sahne kurulmuş, Sezen Aksu şarkı söyleyecek diye ahali toplanmış, Sezen’den önce sahneye gelenler propaganda yaparak vatandaşın kafasına devlet aleyhine zehir akıtıyorlar!..
Türkiye’nin göbeği..
Tunceli’nin dağına taşına yerleşip askere silah sıkan eşkıya çetesinin varlığını bilmeyen mi var?!.
AB lobilerinden kurulmak istenen Tunceli merkezli oyunlar ortada değil mi?!
Devlet, bu saldırıları göğüslemek için mücadele etmiyor mu?!
Bu nasıl bir iş ki; düşman, devletin kadrolarına da sızmış olarak bu şehirde festival düzenleyebiliyor..?
Nasıl bir yaklaşım ki; ülkenin bir sanatçısı, taşıdığı kimliğe, onu başına taç eden vatandaşlarına rağmen, kendi askerine kurşun sıkan bir çeteye çanak tutabiliyor?!
Adına festival denilen bu gösteride, ne idüğü malum bir zat elinde mikrofon sahneye fırlıyor, “Dersim onurludur, onurlu kalacak. Dersim’e sefer olur ama zafer asla” diye abuk sabuk, iç savaş çığırtkanlığını rahatça yapıyor!.. Şerafettin Halis adlı DTP’li vekil, “Önce adımızı aldılar sonra da canımızı. Yetmedi kültürümüzü, inancımızı, tarihimizi ve onurumuzu almaya çalıştılar.” sözleriyle, sanki bir düşmanı işaret ediyor!..
Türkiye, kendi içerisinde bir ihanet tablosu ile karşı karşıya kalırken, tablonun ortasında, en değer verdiği sanatçısı, yıkılması için adeta türkü tutturmuş düşmana koro şefliği yapıyor!..
Milletçe alkışlanıyor!..
Behiç KILIÇ
Yeniçağ Gazetesi
Kaynak