- "Denktaş'ı yıpratın; sokaklara çıkın onun Kıbrıs Türklerinin değil, Türkiye'nin çıkarlarını temsil ettiğini ortaya koyun, askerin çıkarlarını temsil ettiğini ortaya koyun ve Denktaş'a, Türkiye'ye karşı tepkinizi ortaya koymak için yollara dökülün, sokaklara dökülün"
-M.Ali Birand, bayan Fogg'a yazıyor:
- "Bizim şovu 14'ünde yapalım ve ML 15'inde Ankara'da. Eğer sen konuşmak istemezsen, o kabul ederse ML ile ayarlayabilirim..."
Bayan Fogg'dan M.Ali Birand'a:
- "Seni anlamıyorum şekerim. Landubru gelmiyor. Sen her ikimizin de Türkiye'nin egosunu okşamak için bizim şeyimizi daha Salı gününden yapmamızı istiyorsun..."
M.Ali Birand'tan Bayan Fogg'a:
- "Sevgili Karen. Verheugen'in Şubat'ta kentte olacağını öğrendim. Evimde yüksek düzeyde ya da en üst düzeyde gazetecilerle özel toplantıyı yeniden öneriyorum. Ne diyorsun? Sevgiler."
Bayan Fogg'dan M.Ali Birand'a:
- "Sana ve (karısı)Cemre'ye mutlu yıllar. GV Şubat'ta burada olacak. Kuşkusuz, planlandığı gibi meydayadaki ağır toplarla Kıbrıs konusunda sizinle kalmasını isterim."
-Cengiz Çandar'dan Bayan Fogg'a:
- "Senin bir önerini nasıl geri çevirebilirim? Sizin(derginizin)sayfalarınızdan geçmiş olanların oluşturduğu kuyrukta en sonda oluşum şaşırtıcı..."
Bayan Fogg'dan Cengiz Çandar'a:
- "Sevgili Cengiz, bizim aylık haber bültenimizi biliyorsun. Birinci sayfada katışıksız Türk görüşünün dışında bir şeyler yazan, her ay başka bir Türk köşe yazarının makalesi var. Nitekim Şahin Alpay, Lale S., Cüneyt C., Emine Y., Ferai T., Mehmet Ali B., Samy C.(Sami Kohen), Semih İ., Zeynep G., Mithat M., Mim Kemal bu yoldan geçtiler. Şimdi senin sıran. Nisan'da bizim konuk köşe yazarımız olur musun? Ödeme mümkün. Bize makbuz gönder."
-Türkiye'nin İsveç Büyükelçisi Selim Kuneralp'ten bayan Fogg'a:
- "Sevgili Karen, dünkü mesajımda yanlışlıkla büyükelçiliğin eposta adresini kullanmışım. Hala geçerli olan eski adresime yazmaya devam etmen gerek. Yoksa senin mesajlarını burada herkes okuyabilir."
-Karen Fogg Metin Münir'e yazıyor:
- "ÇOK GİZLİ. Sana çok gizli olarak PP ile bir şey göndereceğim. Seninle ya da işaret edeceğin(önereceğin)biriyle konuşmak istiyorum. Yeni İhale Yasası ve Kıbrıs hakkında."
-Şahin Alpay'dan Karen Fogg'a:
- "Sevgili Karen, yakında İstanbul'a geliyor musun? Bahçeşehir'deki(üniversite)dekanım Eser Karakaş(çok saygı duyulan bir liberaldir, geçen yıl yaptığımız ziyarette kendisiyle kısaca görüşmüştünüz)bir akşam veya öğle yemeğinde seni ağırlamayı çok istiyor, seninle konuşmaya fena halde ihtiyacı olduğunu söylüyor."
-Karen Fogg; Sami Kohen, Ferai Tınç, Emine U., Şahin Alpay, Mehmet Altan, Cengiz Çandar, M.Ali Birand ve Cüneyt Ülsever'e ortak mesaj atıyor:
- "Herkese merhaba. Verheugen iptal ettiği için üzgünüm. Basın temasları için zamanı olmayacak. Ben İstanbul'da olacağım. İsterseniz Pazar günü gayrı resmi bir akşam yemeği için bir yerde buluşmaktan memnun olacağım. 7:30'da Kumkapı'da Kör Agop'a ne dersiniz?"
O kadar çok böyle eposta var ki, bu epostaları tüm Türkiye'ye duyuran Doğu Perinçek bu epostaları bir araya toplayarak kitap bile yazdı. Karen Fogg isimli kadın AB'nin Türkiye Özel Temsilcisi. Bu epostalar İP tarafından ortaya çıkartıldığında sene 2002'ydi. O gün "yuh"dediğimiz ya da 100% "yuh" diyebileceğimiz ne kadar büyük değişimler yaşadık değil mi arkadaşlar bu ülkede?
Neticede bu epostalar ortaya çıktığında biraz direnseler de Karen Fogg AB tarafından kısa süre sonra Türkiye'de ki görevinden alınmak zorunda kaldı. Ama Karen Fogg'un epostalarında sürekli yazıştığı gazeteciler(sözüm ona)şu an hemen her gece hangi kanalı açsak karşımıza bin bir çeşit sözde haber ya da tartışma programlarında OTORİTE olarak sunulmuyorlar mı? Anlı şanlı gazetelerin, anlı şanlı köşe yazarları değiller mi? Kıbrıs konusunda aradan geçen zamanda 8 sene öncekinden Türkiye adına daha geri bir pozisyonda değil miyiz? Türkiye'de Karen Fogg'un epostalarında da sıkça görüldüğü üzere toplumsal yapı, etnik köken farklılıkları, diğer tüm farklılıklar Millet kavramının anlamına zarar verecek ölçüde 8 sene önce olduğundan daha fazla ön plana çıkmadı mı? Türkiye gittikçe daha da artan bir şekilde antidemokratik uygulamaların olağan karşılandığı bir hükümet tarafından yönetilmiyor mu? Halk daha da tepkisizleştirilmedi mi?
Sice tüm dünyayı kasıp kavuran Vikiliks belgelerinin içeriği Karen Fogg epostalarının içeriğinden çok daha fazla mı önemli(en azından Türkiye için)?
Karen Fogg epostalarını Türk Milleti'ne duyuran, Karen Fogg'un ve dolayısıyla AB'nin Türkiye ile ilgili gerçek amacını ortaya çıkaran Doğu Perinçek nerede? Neden? Düşündünüz mü hiç? Düşünsenize düşünmediyseniz...
Uyanmanın vakti geldi de, geçiyor...