İngiltere eski Başbakanı Tony Blair Alman Die Zeit dergisine yaptığı açıklamada, Her gün Kuran okuyorum dedi.

BERLİN - İngilterenin eski Başbakanı Tony Blair, Alman Die Zeit dergisinden Jan Ross und Patrick Schwarza verdiği bir röportajda, Düzenli olarak Kuran okuyorum, aslında her gün okuyorum. dedi. 55 yaşındaki politikacı, Hz. Muhammed ile ilgili olarak da O çok uygar bir liderdi dedi. Hıristiyan ve Müslümanlar arasındaki önyargıları değerlendirirken Blair şöyle konuştu: Hıristiyanlar hemen, Ama onlar bizden nefret ediyor diyor. Ancak Kuranda Hz. İsa ile ilgili olup da, derinden saygılı olmayan bir gönderme yok.
Blair, İslam dinine geçmeyi düşünüyor musunuz? sorusuna da Hayır hayır, lütfen bu konuya girmeyelim diye cevap verdi.
İngiliz politikacı, başbakanlığı bıraktıktan sonra Katolikliğe geçtiğini açıklamıştı. Bu seçimin öncelikle karısı ve çocuklarının Katolik olması ile ilgili bir karar olduğunu, tabii manevi bir tarafı da olduğunu söylüyor.
İNANÇ HER ŞEYDİR, GÜÇ VERİR
Blair başbakanlığı döneminde inancı hakkında konuşmayı pek tercih etmeyen bir liderdi. Bu konuda büyük konuşmaktan kaçınmasının sebebini ise, Medyanın demeçlerimi her zaman çarpıtıyor olması olarak açıklıyor.
İnanç her şeydir. Size güç verir. diyen 55 yaşındaki politikacı, Başka şeyler de var tabii bunu sağlayan, ama inanç değerlere sadık kalma gücü verir. diye konuştu.
IRAK VE AFGANİSTANI DİKTATÖRLERİN ELİNDEN KURTARDIK
Blair 2008 baharında, dünyanın büyük dinlerini bir araya getirmeyi amaçlayan bir vakıf kurdu. Ayrıca geçen yıl görevini Gordon Browna bıraktıktan sonra AB, BM, ABD ve Rusya Dörtlüsünün özel Ortadoğu temsilcisi olan Blair, bölgede din faktörünün çok önemli olduğunu söyleyerek, Öncelikle insanların inançlarını anlamak gerekiyor. Farklı dinlerle uzlaşma ancak bu sayede olur dedi.
Blair, muhabirin Irak ve Afganistan operasyonlarında Müslümanların baskı gördüğünü söylemesine üzerine Blair, Kim baskı görüyor. Biz bu ülkeleri, iki büyük diktatörün elinden kurtardık dedi.
Kaynak
Yukarida aktardigim haber beni hic sasirtmadi, Blair denen zatin emekliligini Musluman halklar uzerinde psikolojik savas unsuru olarak gecirecegine dair onceden fikir sahibiydim. "Her gun Kur'an okuyorum" gibi bir aciklama yaptigini okuyunca verdigim ilk tepki de bir gulumsemeydi. Ama guldugume pismanoldum,cunku guluyormusum, ama aglanacak halimize guluyormusum

Habere rastladigimda kendime bu vesileyle de "Acaba tarih yine tekerrur edecek mi, tarihten ders alinacak mi, yoksa Ortadogu'daki Bazi Musluman toplumlarin, ozellikle Araplarin, haklarinda, Muslumanlari kafalamak amaciyla "Gizli Musluman Batili" oldugu soylentisi cikarilan "misyon adamlari"na aptalca hayranlik duymalari tekrarlanacak mi?" diye dusunmeye baslamistim ki, bu zavalli, ve cahil yaklasimin bu kez Araplarla sinirli olmayacagi, yillarca Gayri-milli egitim bakanliginin tezgahindan gecmis, seri uretim bocek surulerinin yurdumda pitirak gibi cogalmis olduklarini farkettim.
Iste bana boyle dusunduren bocek vatandasin haberi yorumlamasi :
h. dönmez - İstanbul
"EYVAHHHHH!!! ne olacak şimdi bi ingilteremiz vardı o da şeriat ülkesi olacak.. bizimkiler ayaklanır artık şariat isteyenleri İRAN a değil İNGİLTERE ye gönderirler ey yüce Allah ım sen nelere kadirsin.. "
Nasil? Tam da Blair'in istedigi gibi anlamis degil mi? Simdi bu gerizekaliya Turk demek Turkluge hakaret degil midir?