Bölünüp Parçalanmaya "Hayır" Diyelim!

Bölünüp Parçalanmaya "Hayır" Diyelim!

İletigönderen Başkomutan » Cmt Tem 17, 2010 12:52

Resim


HAYIR!


Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliği paketinin bazı maddelerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada kararını açıkladı.

Mahkeme, açıkladığı karara göre, Anayasa Mahkemesi ile Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu'na üye seçiminde birden fazla adaya oy kullanılmasını engelleyen hüküm ile Cumhurbaşkanı'nın İktisat, siyaset bilim dalları ve üst kademe yöneticilerinden HSYK'ya üye atanmasına olanak sağlayan düzenlemeyi iptal etti.

Anayasa Mahkemesi Anayasa'da belirlenen çerçevenin dışına çıkarak ve yetkisini aşarak siyasi bir karar verdi.

Paketin tamamının şekil yönünden iptali ile yürürlüğün durdurulması talebi de oy birliği ile reddedildi. Bu durumda, eğer TBMM'ce yeni bir düzenleme yapılmazsa paket çok az bir değişiklikle 26 madde halinde 12 Eylül'de referanduma gidecek.

Gerçekleri milletimize anlatmak ve AKP'nin aldatma kandırmalarına boyun eğenleri yaptıkları yanlıştan döndürmek için bu değişiklikle aslında nelerin yapılmak istendiğini çok iyi görmemiz şart

Muhalefet partileri ve AKP yanlısı olmayan birçok hukukçu Anayasa değişikliği konusunda bir toplumsal mutabakata ihtiyaç olduğunu, Anayasa'da değişiklikler yapılmasının ancak siyasi istikrarla ve uzlaşmayla sağlıklı olarak mümkün olabileceğini, bunun için mecliste bir uzlaşma komisyonunun kurulması gerektiğini belirtmişti.

Fakat AKP genel seçimlere yatırım olarak düşündüğü bu paketi tek başına meclise ve ardından millete götürmekte ısrarcı oldu. Çünkü artık iktidarı kaybedeceğini anlayan bu zihniyet, iktidarının bitiminde yakasını yargıdan kurtarmanın yollarını aradı ve bunu Anayasa'yı kendine göre şekillendirmekte buldu.

Gerçekte bu paket toplumsal mutabakata dayanmadığı için sadece şekil açısından bile "hayır" oyunu hak etmektedir. Değişikliklerin içeriği bir yana, AKP'nin bu konuyu tek başına kendi tekeline almış olmasını kimse kabul etmez. Bu yüzden AKP'nin kandırmalarına inanmaya yatkın olanlara ilk önce bunu anlatmak zorundayız.

Pakete "hayır" denmesini gerektiren sebeplerden en önemlisini yani Yürütme'nin Yargı'ya müdahalesinin doğuracağı tehlikeleri ve parlamenter sisteme vereceği zararları iyi görmek gerekiyor. Hem demokrasi hem de parlamenter sistemlerde Yargı bağımsızlığı sistemin olmazsa olmazıdır. Dolayısıyla devletimizin yönetim şekli bundan zarar görür.

Anayasa değişiklik teklifinin 25. Maddesindeki 12 Eylül darbecilerine yargı yolunu açan düzenleme, yani geçici 15. Maddenin kaldırılması da referanduma gidecek. Bir aldatmaca olarak pakete konulmuş bu değişikliğin içeriği, en iyi şekilde açıklanması ve üzerinde en çok durulması gereken konulardan birisidir.

Geçici 15. Maddenin kaldırılmasının ceza hukuku bakımından artık bir hükmü kalmamıştır. Bu Anayasa maddesi için, süresi içinde Anayasa Mahkemesi'ne gidilmiş olsaydı ancak o durumda 12 Eylül darbecilerinin yargılanması mümkün olabilecekti. Böyle bir girişim olmadığı için bugün bu maddenin kaldırılmasının 12 Eylülcülerin yargılanmasına imkân sağlamadığı birçok hukukçu tarafından ifade edilmiştir.

Ayrıca Türk Ceza Kanunda "işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" diye de bir madde vardır. Yani bu saatten sonra her ne değişiklik yapılırsa yapılsın 12 Eylülcüleri yargılamak mümkün olamayacaktır.

Kısaca, referandumda "hayır" denmesini gerektiren maddeler kandırmacalı ve şeker kaplamalı olarak milletimize sunulmuştur.

Gerçekleri ve Anayasa değişikliğinde görünenin arkasında neler olduğunu milletimize referandum gününe kadar durmadan anlatmamız, gerçekleri gündeme getirmemiz ve AKP tarafından kandırılmış olanları da ikna edip kazanmamız gerekmektedir.

Milletimizin refahı, devletimizin bekası için her birimize tarihi bir sorumluluk düşmektedir.

AKP'nin genel seçim öncesi kendini kurtarmak için hazırlamış olduğu Anayasa değişiklik paketinin 26 maddesini içeren referanduma milletimiz sandıkta en güzel cevabı verecek ve AKP'nin planlarını mutlaka bozacaktır.

Bugüne kadar hem siyasetçiler, hem hukukçular Anayasa değişikliği hakkında konuşmuş ve şimdi konuşma sırası milletimize gelmiştir. Referandumda çıkacak "hayır" sonucu da inşallah hayırlı olacak, önümüzdeki genel seçimlerde AKP'nin temelli gidişini hızlandıracak ve ülkemizde yeni ve aydınlık bir dönem başlayacaktır.


F.BANU DOĞAN





Resim




Bölünüp parçalanmaya hayır diyelim!


12 Eylül’de referandum yapılacak, partiler “evet”çiler ve “hayır”cılar olarak ikiye bölündü; sadece partiler mi vatandaş da bölündü. Kısaca millet bölündü, zaten iktidarın attığı her adım bölücülüğe götürüyor sanki adamların varlık nedeni bu…

Bu neyin referandumu? Yoksa bu referandum yenilerine alıştırma ya da prova mı; bölünmenin, ayrışmanın parovası mı? Soyadı Türk’le biten bir devrik başyazar; “Kürtlerle bir arada yaşamak zorunda mıyız?” gibi bir söz ortaya atınca, yani bir yoklama çekince ister istemez bu referandumun bir prova olduğunu düşündüm, neyin provası? Neyse lafın tamamı deliye söylenir.

Vatandaş bu referandumun ne olduğunu biliyor mu? Yani neye evet neye hayır diyecek, bunun farkında mı? Hayır. Maalesef kimse bir şey bilmiyor.
Evet diyeceklere söylüyorum:

Bu size anlatıldığı şekilde, sadece bir Anayasa değişikliği değil, çünkü seksen iki anayasası zaten sürekli değişerek yamalı bir bohçaya döndü. Yirmi sekiz yıldır ülke bu anayasayla idare edildi, bunun sekiz yılını iktidar doldurdu. Sekiz yıldır yaptığı icraatların bakalım hangileri Anayasa engeline takılmış sadece bir kaçını sıralayalım.

1)Heybeli ada ruhban okulunun açılması: Bu okul bağımsız papaz yetiştirme okulu, dünya kiliselerine bizim ülkemiz papaz ihraç edecek, bu okula devlet olarak hiçbir müdahalemiz olamayacak, misyonerliğin merkezi haline gelecek. Ama Fatih Üniversitesi bünyesinde açabilirler benimki teklif(!)

2)Ekümenik patrik devletinin kurulması: Mevcut Anayasa sur içinde Ekümenik patrik devletinin kurulmasına engel. AB ve ABD bunun gerçekleşmesini istiyor, tıpkı İtalya içinde Vatikan devleti gibi. Başbakan Yunanistan’da Ekümenik patriğe karşı olmadığını deklare etmişti zaten, tek sorun mevcut Anayasa.

3)Ülke topraklarının satılması: Hükümet iş başına geldiği ilk günden beri yabancıların toprak satın almasına müsaade etti, güney doğuda bilhassa GAP arazileri İsrail’in eline geçti, mevcut Anayasa bu talana dur dedi referandumda evet dendiği takdirde Filistin olmamak mümkün değil.

4)Yerel yönetimler yasası: Bu yasa da anayasa engeline takıldı; bu yasaya göre seçilmiş belediye başkanları kendi özel güvenlik güçlerini kurabilecek, kendi vergilerini toplayacak, yeraltı kaynakları ülkenin geneline değil o bölgeye ait olacak, eğitim, sağlık tüm alanlarda bağımsız olacak merkezi ve yerel hükümetler oluşacak tıpkı Irak’ın kuzeyi gibi.
Denebilir ki o zaman PKK neden karşı yeni anayasaya? Apo muhatap alınmadığı, hapisten salıverilmediği için, anlaşmazlık oldu aralarında(!) hâlbuki bebek katili biraz sabretse o da olacak(!).

Mayınlı arazilerin temizleme karşılığında İsrail’e verilmesi yasası, 2B yasası, Azınlık vakıfları yasası, petrol yasası hepsi mevcut anayasa engeline takıldılar. Bu yasaların sadece bir tanesi bizi yok etmeye yetiyor, ABD petrol yasasını Irak’ta çıkarttı maddeleri bizimkiyle aynı hiçbir harf bile farklı değil yok. Bir fark var; o da Irak işgal edilerek bu yasa çıktı, bizde ise AKP iktidar edilerek.

Sadece bir kaçını saydığımız bu maddelerin görüldüğü gibi iş ve aş bekleyen vatandaşın gündemiyle hiç alakası yoktur. Sizlerden Evet alarak “durmayıp yoluna devam edecek” iktidara, Hayır diyerek ülkemizi kendi ellerimizle parçalamaktan vazgeçelim, yarın çok geç olabilir.


Yusuf KARACA
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Bölünüp Parçalanmaya "Hayır" Diyelim!

İletigönderen Mustafa Recep » Sal Tem 20, 2010 19:25

BEDRİ BAYKAM'IN 20 TEMMUZ 2010 TARİHLİ CUMHURİYET GAZETESİ MAKALESİ



REFERANDUMDA BİR KESİM SOLUN KAFASI KARIŞIK!

Bedri Baykam



Ünlü ressamımız Leyla Gamsız’ın ve TRT’den Samiye Hün’ün cenazesinden iki gün sonar, duayen kültür insanı Selmi Andak’ın cenazesinde buluştuk yine dostlarla. Temmuz her zamanki gibi aydın canları almaya devam ediyor. Andak, yıllar önce 1963’de, ben 6 yaşında ilk sergimi açarken hakkımda ilk makaleyi Cumhuriyet’te yazmış ve daha bir yıl önce Piramid Sanat’a değerli eşiyle gelip büyük bir samimi kültürel merakla son işlerimi görüp onlar hakkında bir makale kaleme almıştı. Yeri çok zor doldurulur bu Cumhuriyet aydınlarını birbiri peşi sıra toprağa vermek çok üzücü…

Referandum propagandaları hızla start aldı. Nazlı Ilıcak ve Mehmet Metiner gibi AKP’nin sürekli savunucuları bir kanaldan diğerine, günlük kadrolu koşuşturma turlarına başladılar. Gerçekten inanamıyorum, onlar bu ritme nasıl dayanıyorlar ve TV’ler üst üste aynı sözleri sarfeden bu insanlardan ne bekliyor? İzleyiciye acımıyorlarsa, kendi “imaj”larına acısınlar! Beyin yıkama seansları durmaksızın sürüyor. Yalnız medyada değil sokaklarda da. Ankara bulvarlarında “Sabancı Düşünce Kuruluşu” başlıklı korsan afişlerde, birçok “liberal” ağırlıklı insanın haberleri bile olmadan onlara “evet” dedirtilerek isimleri kullanılmış.

Türkiye’de gerçek demokrasi adına “hayır” oylarının 12 Eylül’de kazanması bence bir temel mecburiyet. DSP’lilerin artık solun ana bloku olan CHP ile beraber hareket ederek burada “Hayır” oyu vereceği kesin. MHP ve DP de, zaten tavrını en net şekilde ortaya koyuyor. Karşı tarafta ise din ağırlıklı siyaset yapmasıyla tanınan AKP, SP ve BBP var. BDP çekimser davrandığına göre bu referandum tam bıçak sırtında %50 ekseninde ya bir yana ya öbür yana son anda gülecek…

Burada CHP, DSP ve İP’nin temsil ettiği ulusal Kemalist sol dışında kalan “sol liberal veya sosyalist” diye adlandırabileceğimiz, tam neye inandığı zor anlaşılan solun ne yapacağı belirsiz. “Sosyalist ama liberal ama AKP’ye uzak ama değişim paketine yakın” solun oylarını toplasanız belki %2 yi bulmaz. Ama medyadaki etkinliklerine ve sokak hareketliliklerine bakarsak, zaten oylar çok yakın olacağına göre, kararsızlar üstünde, sayılarından daha önemli bir etkiye sahipler. Belki bir çoğu bu gruba dahil olan 1500 kadar genç, geçtiğimiz Cumartesi “İnternetime dokunma” sloganıyla yürüdüler. Herhalde her geçen gün artan internet sansüründen sonra onları kurtaracak olan parti AKP değil! Demokratik olarak kendilerini bu çukurdan kurtaracak olan CHP’den başka somut olarak benim bilmediğim ve hesaplayamadığım bir siyasi güçleri varsa, öğrenmek isterim. Yok ise, gerek referandumda “hayır” oyu, gerek genel seçimlerde CHP’yi desteklemek, tek gerçekçi özgürlük çıkışları. Genel olarak kendisini “sosyalist” olarak tanımlayan tüm solun, AKP’nin bu ülkeye demokrasi getirmek üzere yola çıkmadığını görmesi lazım. “Efendim bu paket 12 Eylül darbecilerinden hesap sorma imkanı getirecek” diye, bu paketin ülkeye tam bir “tek parti diktası” ve “sivil faşizm” getirdiğini bir solcunun görememesi, bana anormal ve inanılmaz geliyor. AKP tam bir denetimsizliğe geçerek yalnız medyayı değil, “evet” çıkarsa interneti günlük hayatı ve tüm siyasi yaşamı denetimi altına almaya kalkışacak! Umarım “özgür internetçiler” bunu anlarlar!

Sosyalist tiyatrocu-yazar dostum Orhan Alkaya’nın bana “Anayasa’nın demokratikleşmesi için gerekli değişimlerle bu paketin hiçbir ilgisi olmadığını” vurgulaması ve bu konuda daha önce liberal ağırlıklı solun verdiği imzaları hatırlatması umut verici. Ama öte yandan Oral Çalışlar’dan Ahmet İnsel’e bir çok başka yazar da pakete destek yazıları döşenmeye devam ediyor… İşte bu iki farklı çekim gücü, belki az farkla referandumun kaderini belirleyecek. Kararsız sol kesimin, 12 Eylül’le hesaplaşmanın ancak farklı bir demokratik bakışla seçim barajlarını ve partiler yasasını değiştiren bir çıkışla yapılabileceğini görüp, bu pakete kanmamaları lazım. Bu çelişkileri ve gerginlikleri internet ortamında da görmek çok kolay. Gençlerimizin kafası çok karışık.

Bir de şu gerçek var: 12 Eylül herkes için geleceğimize yön verecek kritik bir gün. Düşüncesi ne olursa olsun o gün herkes sandığa gitmeli ve tatil planlarını ona göre yapmalı. TÜRSAB’ın o tatil hafta sonunda tüm paket turların dönüşünü Pazar değil cumartesiye çekmesi, Türk demokrasisi açısından çok sağlıklı olur. Hiçbir sorumlu vatandaşın o gün bu demokratik ödevi yok sayarak tatile devam etmesi düşünülemez
AMERİKANCI GENERALLER DEĞİL KEMALİST PAŞALAR İSTİYORUZ!
Kullanıcı küçük betizi
Mustafa Recep
Üye
Üye
 
İletiler: 417
Kayıt: Çrş Tem 09, 2008 13:11
Konum: sakarya

Re: Bölünüp Parçalanmaya "Hayır" Diyelim!

İletigönderen yigitler » Sal Tem 20, 2010 20:46

Bin kere, milyon kere HAYYYIIIRRR!!!!!
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41

Re: Bölünüp Parçalanmaya "Hayır" Diyelim!

İletigönderen kadayif41 » Çrş Tem 28, 2010 0:59

Hayır diyelim ama nasıl diyelim! Artık insanların üstünde o kadar büyük bir baskı varki kendi özgür iradesiyle hayır diyebilecek , haklarını korkmadan savunacak kişiler kalmadı. Ellerindeki yok denecek kadar az olan imkanlarınıda kaybetmemek için ,hayatlarını devam ettirebilmek için ,özgürlüklerinin (bunada özgürlük deniyosa..) ellerinden alınmaması için herkes susuyor.Artık söylemek istediklerimiz o kadar birikti ki konuşurken haykırırcasına konuşuyoruz.Söylediklerimiz elbet birilerine dokunuyor sonrada sen bölücümüsün sen necisin diye ithaflara maruz kalıyor bununlada yetmiyor dışlanıyoruz..Resmen daha ne amaçla sandık başına gittiğini bilmeyen bir sürü insan var..Dediğim gibi sürü psikolojisinde insanlar daha kendi düşünceleri oluşmamış aldığı 3-5 avanataya oyunu veren verdiği kararın nereye varacağını bilmeyen şahsiyetler.Oyunu kuralına göre oynayalım dicem bizde onların yabtığı gibi etrafımızdaki böle insanları güdsek bişeler yapmaya çalışsak desem 2 dakkaya kalmaz hemen ipini çekerler..Adamlar resmen korku imparatorluğu kurdular......
Kullanıcı küçük betizi
kadayif41
Üye
Üye
 
İletiler: 1
Kayıt: Çrş Tem 28, 2010 0:13

Re: Bölünüp Parçalanmaya "Hayır" Diyelim!

İletigönderen ahmetozdemir03 » Prş Tem 29, 2010 11:00

arkadaşlar ey vicdan sahibi aziz türk halkı
bu anayasa değişikliği de nerden çıktı diye hiç kendinize soruyormusunuz,
eğer soruyorsan cevabı çok açık ve net hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır
hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır,hayır
Kullanıcı küçük betizi
ahmetozdemir03
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Çrş Tem 07, 2010 15:03


Şu dizine dön: Halk Oylaması Yazıları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

cron

x