Borçlanmanın Sınırı

Borçlanmanın Sınırı

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Çrş Ağu 03, 2011 0:45

BORÇLANMANIN SINIRI

Borsa en genel anlamıyla ‘değișim’ yapılan yer demektir.
Bizde ‘eșșek borsası’ bile olmuștur.
Bir at verip iki eșșek alınabilinir örneğin.
Borsa sözcüğü, her ne kadar Van der Bruese ailesinin adından geliyorsa da Türkçemize yerleșmiș sözcüklerdendir.
XII. yüzyılda bugünkü Belçika’nın, o zamanların Hollanda’sı, Bruges kentinde bugünküne benzer ilk borsanın kurulduğu söylenir.
Ancak çok daha önce Kartacalıların, bugünkü Tunus devletinin Tunus kentine yakın Birza tepesine kurdukları tapınakla ilișkilendirenler de vardır.
İsa’dan sekiz yy önce dünyanın en zengin ülkesi olan Kartaca’da para bol olduğundan o günün tanrısı adına Birza tepesine bir tapınak yapılmıștır.
Tapınağı alan Tanrı da kullarını hastalıklardan kurtaracaktır.
Yine bir alıș-veriș sözkonusudur yani.
Al tapınağı ver sağlığımı falan gibi.
Müslümanların Birza’ya gelmeleri ise kurulușundan binbeșyüz yıl sonradır.
Son çözümlemede alıș-veriș, değișim de denilebilir, yapılan yere bugünkü anlamda borsa diyoruz.
Alıș-veriș konusu maddi de olabilir, sanal da.
Nitekim 1970 yıllardan buyana borsaya sığır götürmeye gerek yoktur.
Ağılda iki öküzüm var, karșılığında bana șu kadar borç ver denilebilir.
Ne var ki iki öküz karșılığında on öküzlük borç alınamaz.
İlk çağlardan buyana kural budur.
Kartacalılar al tapınağı bize ölümsüzlük ver dememișlerdir ki..
1970’li yıllara dönülürse eğer, ABD alın doları verin istediğim malları demiști dünyaya.
Hiç bir devlet de, ama senin kaç öküzün var deme cesaretini gösterememiști.
Aya çıktım oradan getireceğim demiști o zaman.
Borçlar arttıkça, yıldızlara çıkacağım dedi.
Hoșnutsuzluk çıkaracak olana da bak seni yıldızlardan vururum dedi.
Öküz-möküz yok desem n’olacak; al doları ver malları o kadar, demez mi?
Son yirmi yılda öyle bir așamaya gelindi ki; Afgan’ı vururum, Irak’ı vururum, Libya’yı vururumla herkesi korkutamayacağını o da gördü.
İranı da vurabilemezdi ki; Çin’i ve Rusya’yı da mı vuracaktı?
Benim borçlanmamın da bir sınırı olmalı dedi ve bugün onu onayladı.
Pekiyi ya Türkiye’nin borçlanma sınırı ne kadardır diyeniniz olmayacak mı?
Türkiye de, benim yetmișikibuçuk milyon insanım var diyor borçlanırken.
Her eve üç çocuk ve 2023’de yüz milyonum olacak diyor.
Bu çocuklar Türkçe öğrenmeseler de olur; tarih bilmeseler de..
Hem öyle olmalarında yarar bile vardır.
Televizyon dizileri ve ramazan cüzleri ile idare edip gidebilirler.
Hastahaneler herkese açık değil mi yoksa?
Ya iftar yemekleri?
Kömür,makarna, bulgur pilavı..
Hem sonra Libya, Suriye, İran; girerim vallahi.
Yeter ki boçları geri istemeyin benden.
Alın size istediğiniz kadar general ve albay.
Yediyüz milyar dolar borç da yediyüzbin asker asker değil mi?
Alın size Türkiye’nin borçlanma sınırı.
Eksiği var fazlası yok!

Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1665
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 16 konuk

x