
Böyle Buyurdu Berdûş; Şehit anneleriyle veya PKK’ya katılan oğlunu kaybetmiş annelerle kurulan duygudaşlık, Türk siyasetinde pek de örneğine rastlanmayan şey. Liberal berdûş son derece bozuk bir dille böyle buyuruyor!
Hiç bir teröristin annesi hukuki açıdan suçlu görülemez. Hukukta, suçun şahsiliği esastır. Fakat annenin ağlaması üzerinden devlete ve millete karşı isyan eden ve bu uğurda cinayet işleyen kişiyle, buna karşı mücadele verip, hayatını kaybeden şehidi denkleştiren bu yaklaşım son derece tehlikelidir. Adil değildir, ahlakî değildir, insani değildir. İki durumu denkleştiren bir yaklaşım otuz yıldır, teröristlere karşı mücadele veren insanların boş yere öldüğünü söylemektir. İsyanı ve cürümü, anne üzerinden vatan savunmasıyla denkleştirme üzerine kurulan açılım her türlü değeri bitirir. Sıfırlar. Bu aşamadan sonra hiç kimse vatan, mücadelesine inanmaz. Eğer hiçbir değer ayrımı yoksa vatanını savunanla isyan eden birse her şey bitmiştir. Bu durumda en akıllıca yol, açılım saçılım ittifakının her kesiminden Allah’a sığınarak uzak durmaktır.
Böyle Buyurdu Berdûş;
- Hayırlı bir heyecan bu. (Açılım kast ediliyor)
- Bu süreçte bütün siyasi partiler kilit bir rol üstlenecek.
- Nihai açıklamaya giden bu süreç zekice ve profesyonelce kotarılmış görünüyor.
- Bakanlar ilginç fikirleri olan herkesi dinliyor.
- AB’deki birçok çevrenin gözünde bir uzlaşma yaratmanın tipik Avrupalı usulü de bu.
- AB’nin memnuniyetle karşıladığı reformlara olanca muhalefetinin ardından CHP’nin Kürt sorunundaki tavrı hayat memat meselesi. Baykal ya partisinin Avrupa’daki itibarını tamir etmeyi başaracak ya da CHP statükonun iflah olmaz muhafızı gibi görünecek.
- MHP umutsuz bir vaka gibi görünüyor.
Görüldüğü üzere açılımın içeriği belli ve açıktır.
Tabii ki bir sözü doğru yorumlamak için sözü söyleyenin kim olduğunu bilmek de önemlidir. Dönüştürme koalisyonunun misyon şefi; Joost Lagendijk. Diyarbakır seyyahı. Oyuncu başı… Şefimiz Lagendijk çok mutlu, uçuyor. Yerli berdûşlara göre onun birinci vazifesi Türk Milleti’nin birliğini ve beraberliğini korumak için demokratik kültürümüzü geliştirmek. İşte bu kutsal görevinden dolayı CHP ve MHP’den hoşnut değil. Fakat Kürt açılımından söz edenlerden pek hoşnut, onların isimlerini anarken bile ‘sıfıra çekilip’ kendinden geçiyor ve araya şu sözü sıkıştırıyor: ‘Hükümet ilk önce orduyla barışmayı başardı.’Süreci takip edenler bilir bir başkası da şöyle demişti: Açılım, devletin sürdürdüğü bir projedir. Zaten işin başında şu müjde verilmişti: Bir tarihi fırsat doğdu. Demek ki devletin kurumları ‘Türk Milleti’ ifadesini anayasadan çıkarma üzerine kurulu bir açılımdan yana. Bu durumda söylenecek hiçbir şey yok! Yoğurt kokarsa ayran olma ihtimali var. Yağ kokarsa zehir olur!
Böyle Buyurdu Berduş;
Malazgirt’ de Ermenicedir. Eleşkirt, Mazgirt, sonu girt, kirt, kert, gelen her yerleşim yeri Ermenicedir. Bu isimlere dokunmayan Alparslan’dan daha mı Türksünüz yoksa?
Yoruma bak, hizaya gel. Tarihin yorumu desen değil. çözümleme desen değil. Tam anlamıyla tarih dışı kalmış aklın tahrife kilitlenmiş üçüncü hali. Bu yorumun mahreci ve menşei girt, kirt ve kert’dir. Ama ne yapacaksın zaman bunların, hüküm bunların. Madem böyle buyurdu berdûş, işittik itaat ettik! Ne diyelim Kert kardeş!
Böyle Buyurdu Berdûş; Türkiye Cumhuriyeti olmak yerine diyelim Milli Mücadelemizdeki etkili bir örgütün adından esinlenerek ‘Anadolu ve Rumeli Cumhuriyeti’ olsaydı. Sanırım bu gibi sorunlar bu kadar baş ağrıtıcı olmazdı.
Haaa, işte zurnanın zırt dediği yer. Açılımın zırt dediği yer burası. Bütün mesele Türk kimliğine duyulan kin ve nefrettir. Ey kimliği gizli berdûş kardeş! Bil ki hiçbir millet varlığını, ruhunu coğrafyadan almaz. Eğer coğrafyadan alıyorsa bunun anlamı şudur: O coğrafya ya o milletin kültürüyle yoğrulmuş vatan olmuştur ya da bu kast edilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti isminin tarihi bir anlamı vardır. Devletler tarihine bak bunu görürsün! Açıkça ifade etmek gerekir ki bu ülkede Kürt sorunu ve benzeri azınlık sorunu yoktur. Tek bir sorun var: O da Türk Milleti sorunudur. Türk kimliğine ırk ve din üzerinden karşı olanlar ‘açılım, demokrasi’ perdesi altından zihinlerine kodladıkları ve dillendirdikleri hedefi işleme koyuyorlar. Meselenin aslı da bu, faslı da budur. Gerisi amaca ulaşmak için üretilmiş ‘teknik oyun.’ Bilmeyenler oynamasın, sonucu fevkalade üzücü olabilir!
Nadim MACİT, 13 Ağustos 2009