BU 10 KASIM’DA HALLERİMİZ

“Maya Dağdan kalkan kazlar”

Türküsünü çaldı TRT radyosu demin.

“Maya Dağı’n yıldızıyım, ben anamın bir kızıyım.
Efendimin sağ gözüyüm, eylenemem, aldanamam,
Ben bu yerlerde duramam...”

Şimdi de:

“Pencere açıldı Bilal oğlan, piştov patladı.
Ben sana varmam Bilal oğlan, yedi yıl karşımda dursan”

Bu türküleri yani Atatürk’ün çok sevdiği ve dinlemekten zevk aldığı türküleri çalıyoruz şimdi dediler demin. Eh TRT işin kolayını bulmuş. Hem görevini yapmış görünecek, hem de pek dinlenmeyen bu yöresel türküleri eski ses kayıtlarından çalacak ki, hem millet şaşsın kalsın, nasıl müzik bu diye? Bu cazırtı ne diye? Hem de Atatürk’ ün yaptıklarını, düşüncelerini eserlerini öğrenmek yerine bunlarla oyalansın... Bilal oğlan türküsü de maşallah çok yakışmış günün anlam ve önemine......

Hürriyet anasayfayı açıyorum ilk önce bunları bir yandan dinlerken. Ne o? Gördüğüm resim ve altındaki yazı ve daha alttaki Atatürk resmi içimi buruyor birden.

Bunlar cin, bunları bir küresel cin beyin idare ediyor.

E-Hürriyetin geçen haftalar boyunca “Auto show” yazısıyla ve yanıp sönen ışıklarla tanıttığı bölüm şimdi yerini Atatürk resmine bırakmış. Ufacık pul büyüklüğünde bir bölüm. Küçücük bir Atatürk resminin üstünde: “Şükran, gurur ve özlemle anıyoruz” yazısı var. Ama o da ne? Bu resimli yazının tam üstünde, yani başköşede ve de bundan iki üç kat büyük bölümde bir türbanlı baş resmi ve yanında da ”AA, bu haber atlanır mı“ yazıyor. AA nın anlamı hem Anadolu Ajansı, hem de şaşkınlık ünlemi herhalde...

Bu türbanın üstünlüğü, başköşede oturtulması cinliğinin altında ne var? Gerçekten çok mu önemli bir haberi atlamışlar diyerek haberi açıyorum ki ne göreyim? Tahmin ettiğim gibi hava civa...

Geçen sene de eli kanlı Apo resmi koymuşlardı üste. Uyduruk bir haber yazarak altına...Bir keresinde de mezar resmi ve ölüye dua eden adam resmi vardı Atatürk resminin üstünde.

Bu günkü haber ne miymiş?

Hanımı ilköğretimdeki türban konusunda, bu konuda yaşanan bir cehalet varsa, biz bunu da ortadan kaldıracağız, demişmiş. Bu haber değeri önemli olan söz de devletin haber ajansı tarafından es geçilmişmiş. Abdullah Gül bu söze katıldığını daha sonra bir söyleşide söyleyince ajans mecburen Gül’ün hanımının da ne dediğini yazmış.

Bu önemli haber(?) Hürriyet gibi yurtdışında başı çeken, bir zamanlar “ basının amiral gemisi” adı takılan bir gazetede Atatürk resminin üstünde, hem de böyle özel bir günde, düşünebiliyor musunuz?

Bize mi yoksa Atatürk’e mi ders verilmiş burada, görün halinizi denmiş... siz karar verin...

Sayfada zaten başka Atatürk resmi ve haberi yok! Millî bir duruşa hizmet nerede?

Yine saat 9. 20 itibariyle TRT ’deki ve bazı büyük televizyon kanallarındaki hallerimiz:

Kanal B: Başkent televizyonu, üniversite televizyonu. Canlı yayın yapıyor Dolmabahçe’de yapılan töreni veriyor. Sanki TRT ile bu özel kanal, sahibi ve kurucusu Silivri tutsaklarından olan her zaman millî bir duruş sergileyen bu kanal gönüllerini ve akıllarını değiştirmişler. Değiş tokuş yapmışlar görevlerini...

Show: Yemektelermiş(!).. En keyifli sohbetler onlardaymış..

Ulusal Kanal: Televizyon Gazetesi.(Ayrıntılı ve yorumlu gazetelerden haberler)

Kanal D: Yüz felci nasıl oluşuyor konusunu doktorları anlatıyor.Haydi Türkiye bu gün bu konuyu konuş ve öğren! Sakın eksik kalma!

Şimdi gelelim TRT’ye yani devletin televizyonlarına... Görevi halkı bilgilendirmek, eğitmek, kültürünü geliştirmek olan kanala... Eğlendirirken bile bir amacı olması gereken devlet kanallarına...

TRT Çocuk:

“Bay Braun! Lusi teyzem bana bütün sayıları öğretti!
Sonunda elimdesin Robin Hod!Onu kurtaramazsın Rahip Tag! Rahip Tag mı? Huy huy!..”(Ayı Baddenfon’un Maceraları )

TRT GAP :

Şiir okuyorlar siyah beyaz resimlerle.

TRT Türk :

İngiliz gazetelerinden haber okuyorlar:

“Gıda güvenliğinde son gelişmeler...

Gündemin başlıklarına geçiyorlar sonra. Tek cümle ile, bugün Atatürk anılıyor duyurusu. Hemen arkasından Avrupa Konseyi başkanlığı, dönem başkanlığımız, ilerleme raporu.. Avrupa Konseyi Irak’taki hükümet krizine son vermek için.. diye başlayan cümleler...

Yurtdışındaki Türkler demek ki artık dünya haberleri dinleyerek vatan özlemi giderecek! İngiliz gazeteleri, Fransız Amerikan gazetelerini ekranda büyüterek gösteren sunucuların bu özet anlatmalarını dinleyecek... (Üç yılı aşkındır burası böyle)

Sıra geldi TRT Haber’e..

Ekonomi Ajandası programı... Söyleşi yapıyor sunucu.

Gençten biri karşısında, kirli sakallı... Genç MÜSİAD başkanıymış...

İlk sözü kekeliyerek şöyle: Gazi Mustafa Atatürk'ün ölüm yıldönümünü saygıyla anıyoruz. (Saygıyla andığı dikkat edin ölüm yıldönümü)

Sonra ekonomi için: Mutluyuz! Umutluyuz!( dinleseydi keşke herkes bunları...Meğer biz neymişiz!Ülke nasıl kalkınıyormuş! )

Sunucu hızını alamıyor, devam ediyor:

“Dünyada Türk olduğumuz söylenince büyük önemle karşılanıyoruz artık. Dün biliyorsunuz Cumhurbaşkanımız büyük bir ödül aldı...”

“İstanbul borsasından iyi haberler geldi. İki rekoru birden kırdık!” (Bu bizim yabancılarca soyulduğumuzun, paramızı alıp kaçtıklarının belgesi aslında)

Sunucu devam ediyor: “Bu özel günde Başbakan Erdoğandan açıklamalar geldi... Erdoğan son borç taksidini hatırlattı, bütün borçlarımızı ödeyeceğiz...” dedi.

TRT1”

“Hah,hah,hah!”

Bir kahkaha sesiyle açıyorum bu kanalı...

Program adı “Ben Atatürk’ü gördüm” Bir tekrar program ve izlensin diye değil, görev icabı konmuş gibi bir yayın...

Unuttuğum bir kanala gidiyor elim:

Bloomberg HT:

Yavuz Semerci adlı işadamınıyla söyleşi var. Soruyorlar: “Mehmet Ali Ağca devlet televizyonu TRT’ye çıktı, konuştu dün gece. Ne dersiniz?

Yavuz Semerci diyor ki bu soruya karşı: “Abdi İpekçi’nin katilini devletin televizyonuna çıkardılar. TRT’ye çıktı, konuştu. Programda Abdi İpekçi ile ilgili tek soru sorulmadı. Katil birini ve diğer basının yüz vermediği birini devletin televizyonuna çıkarmak ve Abdi İpekçi’den tek kelime sorulmadan çıkarmak...”

Sonra atlıyorum TV8 kanalına:

“Erkan Tan’la Başkentte”ler. MHP genel başkan yardımcısı Tunca Toskay yayında.

Tarım üzerine konuşuyorlar...

STAR Tv:

Güldürücü bir eski dizi filmin bir bölümü vıcık vıcık esprilerle ekranda...

CNN Türk:

Hayret, Başkent Televizyonu (Kanal B) gibi Dolmabahçe’den canlı yayın yapıyorlar...TRT’nin yapmadığını, yapamadığını, bu yönetiminin yaptırmadıklarını...


Sonra hızla bir daha bu gezdiğim TRT yayınlarını hızla dolaşıyorum...


TRT Haber:

5-12 Kasım arasında kutlanan “Global Girişimcilik Haftası” üzerine naklen yayın yapılıyor. TRT, üniversite öğrencilerini konuşturuyor!

Bir kızımız diyor ki: “Fikir çok güzeldi. İnsanları tanıma konsepti çok hoşuma gitti...”

Kasımın ikinci haftası düzenlenen Atatürk Haftası’ndan, 10 Kasım’ın ne anlama geldiğinden hiç haberleri bile yok bu Bilgi Üniversitesinin, bu yetiştirdikleri Global(!) gençliğin!

TRT -Türk (o zamanlar adı TRT-İnt idi) eskiden kültür yayınları yayınlardı, bizden yayınlar verirdi gurbetçilere... Konserler izletir, filmler gösterir, söyleşiler dinletirdi...

Şimdi ikinci kez dolandığım da yine aynı yerdeler:

“Amerikalı pizza zinciri evlere servis yapıyor dedi Moskovalı bir yetkili. Bir haber daha var gazetemizde. Dünya sağlık örgütünün raporuna göre en çok sigara içen toplum Ruslarmış. Ortalama hayat süresi Rusların en kısa...Fransa’ya da şöyle bir bakalım: Borsadan söz etmiş Viberasyon gazetesi. 2004 –2009 yılları arasında 39 bin 400 kişi işsiz kaldı diyor Fransa’da...(Bizi bunlar ne ilgilendiriyorsa)

Bu arada TRT 4 radyosu saat başı haberlerini veriyor:

- Cumhurbaşkanı Gül’ün katılımıyla bir tören düzenlendi...(Demek ki bu sene yine birileri törene katılmamış)

- Cumhurbaşkanı Anıtkabir özel defterine şunları yazdı: ...Gösterdiğiniz hedefler doğrultusunda ilerlemesini kararlılıkla sürdürmektedir...Geleceğin Türkiyesi’ni inşa etmek...(Ne inşası bu? Niye inşa ediliyor?)

- Cumhurbaşkanı Gül’e ödül... ”Bu ödülü büyük onur ve alçakgönüllükle alıyorum...”

- Başbakan : “Yeni anayasayı çok önemsiyorum...dedi...(Niye? Neresi yenilenecek? İlk dört madde mi?)

- Türban sorunu...

Burada hemen araya askerimizi yıpratma haberi sokuluyor:

“Askeri casusluk ve santaj soruşturması kapsamında bir grup asker daha ifade veriyor...”

Son kez yine TRT televizyonlarına dönüyorum.

TRT Çocuk bu kez Keloğlan çizgi filmi gösteriyor. Bir masal kahramanımız ve masal kültürümüz ancak bu kadar bozulabilir. Bizden, dilimizden en ufak bir söz dizisi, bir deyim, bir tekerleme yok, bizden bir örf ve adet kırıntısı bile yok...

Kesik kesik ünlem cümleleri! Çeviri Türkçesi gibi! Ruhsuz!

Konuşmalara bakar mısınız:

“Sen zencefil mi istedin?”

“Gel bana gel!”

“Her yer çok karanlık. Göremiyorum.”

“Sen kör değil miydin?”

“Yakalayın şunu!”

“Seni küçük! Deh!”

“Kese ha! Gösteririm ben şimdi!”

“Ah neler oluyor? Canavar nereye gitti?”

“Ah acıyın bize! Masumuz biz!”

“Umarım doğru şeyi yapıyorumdur!”

“Canavar hadi, yuvan neredeyse oraya git!”

Bir çocuk bu sözleri dinleyerek bir filmi izliyorsa ne öğrenecektir bu filmden sorun eğitimcilere! Öğretmenlere! Bu sözler dile ihanettir! Dili zehirlemektir! Akışını, güzelliğini, anlatımını, ahengini yok etmektir!

Son olarak TRT 3 yani Gap:

“Yurtdışında ultrosonografi her gebelikte yapılıyor... İdrar tutma... Çişini tutan çocuklar...”

Bu ilginç (!) sohbetin altında devamlı duran bir alt yazı var. Okuyorum:

“Günün Yarışma Sorusu:

Türkiye’de hipertansiyonu olan bireylerin ne kadarı hastalığının farkındadır. “

............

Burada bende ipler kopuyor.

Gözlerim dolu dolu televizyonu nasıl kapatacağımı bilemiyorum!

Hem sinirden titriyorum... Hem ağlıyorum katıla katıla...

Ey okuyucu, sen aslında uzun uzun makaleler okuma! Tartışmaları izleme! Konferanslara bile gitme!

Gazete , kitap okumana bile gerek yok!

Aç bir TRT ! İzle veya dinle!

Neredeyiz, ne olduk, ne olacağız bilmek mi istiyorsun?

Al işte , cevabı TRT ’de!

Aç bir TRT, izle!

Gerisini boşver!


Yazarımız İclâl Aydın dün biriyle şöyle konuşuyordu ekranlarda:

“Saç renginiz harika!””Harikulade!”

“Nasılsınız?” “Harika!”

“Süper!”

Ülkemiz yönetiminin başı da, MHP başkan yardımcısına ve CHP başkanına şöyle sesleniyordu dün:

“Siz nesiniz ya!”

Siyasi parti misiniz?”

“Kasap mısınız?”



Bu gün 10 Kasım.

10 Kasım 2010 tarihi itibariyle işte halimiz budur!


Feza Tiryaki, 10 Kasım 2010