BU AKP'NİN DE, BU PKK'NIN DA SİYASETİNİ BİR DAHA AYAĞA KALKMAMAK ÜZERE TARİHTEN SİLECEĞİZ.
Bir şey yapmalı diyorsanız eğer, şimdi yapınız, iş işten geçmeden, bu ağır sorumluluğun bedelini çocuklarımız ödemek zorunda kalmadan şimdi yapınız ve bizi sizle, halkımızla buluşturunuz, gün işte bugündür!
Değneksiz köy sandılar Anadolu’yu; birer birer evlatlarımızı vuruyorlar, gidenimiz bir daha dönmüyor.
Anadolu’yu sahipsiz sandı bu alçaklar; köy basıyorlar, ilçe basıyorlar, karakola saldırıyorlar, bomba atıyorlar, mayın döşüyorlar, yolgeçen hanı sandı bu hainler, kirletiyorlar bu kutsal toprakları.
Unuttular, Anadolu’nun Anası’nı unuttular, öfkesini unuttular, sandılar bu ANA uykuda, sandılar vazgeçer evladından ve toprağından, yok öyle bir şey; eller yürekte, eller duada, yüzleri hınç bürümüş, bir adım ileri atmaya bakar bu iş, bir adım atıp ayağa kalkmaya bakar bu iş, ayağa kalkıp siyasetini de, örgütünü de elinin tersiyle itmeye bakar bu iş.
Anadolu’ya çıkacağız, Anadolu Anası’nın elini öpmeye gideceğiz ve bize hainlik edenleri anlatacağız huzurda. Anamız’ın hayır duasını alacağız ve adım adım yola koyulacağız Anadolu’da. Gün bugündür, bu AKP’nin de, PKK’nın da siyasetini devirip geçeceğiz, öyle ki bir daha ayağa kalkamayacaklar, Anadolu’ya göz koymaya bir daha cüret edemeyecekler.
GÜN BUGÜNSE EĞER BİZİMLE BİRLİKTE GELİN!
BİR ŞEY YAPMALI DİYORSANIZ EĞER BİZİ DESTEKLEYİN!
Halk desteği olmadan bir şey olmaz, Anadolu’nun Anası destek vermeden bu ülkede yaprak bile kıpırdamaz! O halde ilk yapmamız gereken Anadolu’da halkımızın huzuruna çıkmak, siyaset yapmadan vatanımızı ve çocuklarımızı bekleyen tehlikeleri ona anlatmak, kurtuluş için yardım ve destek istemek! Mustafa Kemal kurtuluş savaşında ne yaptı; analarımızın elini öpüp bir çift çorap, bir çift çarık, bir çift çamaşır istemedi mi askerlerimiz için!
Anadolu’ya çıkacağız; Canik, Ilgaz, Köroğlu Dağları’na gideceğiz, durmayacağız Torosları aşıp Erciyes’e, Karacadağ’a çıkacağız, onları da aşıp Munzur, Palandöken’e, Cudi, İkiyaka, Leylek, Balkayalar, Erek, Tendürek ve Ağrı’ya çıkıp Anadolu’yu selamlayacağız ve oradan Yunt Dağları’na, Murat, Yıldız, Emir, Aydın, Kaz, Menteşe’ye, Türkmen Dağları’na gideceğiz. Halkımıza gideceğiz halkımıza, köyde kentte, dağda yolda, halkımıza gideceğiz, tehlikeleri anlatacağız, kuruluş için yardım ve destek isteyeceğiz.
Bu ülkede halkımızın destek vermediği bir iş olmaz, bir siyaset yapılmaz, bir yola çıkılmaz, vatan tehlikedeyse eğer buna halkımız karar vermeli, kurtuluş için bir adım ileri atılacaksa eğer buna da halkımız karar vermeli! İnanınız tehlikeyi bir görsün halkımız, öyle feverana gerek yok, o ne yapacağını bilir ve desteği ile hem vatanımızı ve hem de çocuklarımızı kurtarır, bundan emin olunuz!
Diyorlar ki, “efendim, makarna alıyor, satıyor” bu doğru değil. Diyorlar ki “efendim, bir kilo bulgur, bir sana yağ, bir pirinç işi bitiriyor” doğru değil, bunlar doğru değil!’ Halkımız vatanını satmaz ve çocuğunu ateşe atmaz, yeter ki tehlikeyi görsün ve anlasın! Bakın bakalım bir etrafınıza kim gitmiş de halkımıza tehlikeyi anlatmış; kim gitmiş Şemdinli’ye, Kiraz’a, Saray’a, Çemişkezek’e, kim gitmiş Kofçaz’a, Yayladağı’na, kim gitmiş Gökçeada ve Aralık’a, Bayburt’a, Derecik’e kim gitmiş, gidip de halka tehlikeyi anlatmış, destek istemiş ve de yalnız kalmış! Türk tarihi böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir, Türk tarihinde tehlikeyi gören halkımızın bu uğurda yola çıkanları tek başına bıraktığı görülmemiştir!
GÜN BUGÜNSE EĞER BİZİMLE BİRLİKTE GELİN!
BİR ŞEY YAPMALI DİYORSANIZ EĞER BİZİ DESTEKLEYİN!
Ne yapmalı diyorsanız eğer yolumuz açıktır:
En yakın sivil ya da siyasi teşkilatlara gidiniz; siyasi partiler, dernekler, vakıflar, ocaklar, barolar, odalar, borsalar, aklınıza ne gelirse, halkımıza ulaşacak, onları davet edecek ve bu amaçla uygun bir salon ya da yer bulacak teşkilatlara gidiniz.
Ben Erdal Sarızeybek, her an, her zaman Anadolu’nun her köşesine, Trakya, Avrupa ve dünyadaki tüm kardeşlerimizin yanına gitmeye hazırım. İnandığınız, halkımızı etnik ve dinsel temelde ayrıştırmayacak aksine birleştireceğine inandığınız, halkımızı siyasi çekişmelere düşürmeyecek ama bizi ve çocuklarımızı bekleyen tehlikeleri açık açık anlatacağınıza inandığınız kişileri “konferans, panel, miting, gösteri” gibi demokratik zeminde kullanabileceğimiz ne haklarımız varsa, kullanınız ve davet ediniz.
BİZİ HALKIMIZLA BULUŞTURUNUZ!
Bir talebimiz yok, sadece bizi halkımızla, sizlerle buluşturunuz, bırakınız bir de biz anlatalım, halkımıza, size açık açık ülkemizde neler oluyor, böyle giderse neler olacak, bir de biz anlatalım.
Ekranların karartıldığı ve gerçeklerin söylenmediği Türkiye ortamında böylesi bir etkinlik bizi halkımıza ulaştıracak ve gerçeği doğrudan ona anlatmamızı sağlayacaktır. Eşinizi, çoluk ve çocuğunuzu alın, annenizi, babanızı, ninenizi, dedenizi alın, komşularınızı, bakkalı, apartman görevlinizi alın ve gelin, inanın başaracağız ve hala tehlikeyi görememiş insanlarımıza ulaşacağız. En büyük gücümüz siz halkımızdır!
Bu ortamda başvurmamız gereken en kesin ve güvenilir yol budur; doğrudan size, halkımıza gitmektir, zaten fakiriz, masrafı yok bu işin, parası yok, sadece yürek isteyen bir iş ki o yürek zaten hepimizde var, en güçlüsü ve sağlamıyla var. O halde yüreğimizle yola çıkalım, başaracağız!
Diyeceğim o ki, bu AKP siyasetini de, bu PKK siyasetini de bir daha ayağa kalkmamak üzere tarihten sileceğiz.
Diyeceğim o ki, içine düşürüldüğümüz tehlikelerden el birliği ile, birbirimizden destek alarak kurtulacağız ve çocuklarımıza huzurlu ve güvenli bir ülke bırakacağız.
Diyeceğim ve Allah’tan dileğim o ki, bize şehitlerimizin emaneti olan bu kutsal topraklarımızı ve çocuklarımızı bekleyen tehlikeleri birlikte yok edelim, sonra huzur içinde vadesi geldiğinde son nefesimizi verelim, yeter ki onlar güvende olsun, başka bir dileğimiz yoktur!
Bir şey yapmalı diyorsanız eğer, şimdi yapınız, iş işten geçmeden, bu ağır sorumluluğun bedelini çocuklarımız ödemek zorunda kalmadan şimdi yapınız ve bizi sizle, halkımızla buluşturunuz, gün işte bugündür!
Vatanı sevmek kolay değil, fedakârlık ister!
Erdal Sarızeybek - 7 Eylül 2012