Bu bir savaştır!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyet ve Vatan’ın yazar ve yöneticileriyle endişelerini paylaştı. Aslı Aydıntaşbaş bu görüşmenin bir kısmını nakletti. Kısaltarak alıyorum:
-CHP lideri, yeni Danıştay ve Yargıtay yasalarının yürürlüğe girmesiyle önümüzdeki dönem Türkiye’nin nasıl şekilleneceği yolundaki soruya, sakin bir üslupla şöyle cevap verdi:
“Artık yargının siyasallaşması tamamlandı. Danıştay ve Yargıtay ele geçirildikten sonra çekinecekleri bir şey kalmayacak. Şu anda sesini yükselten, eleştiren bir tek CHP kaldı. Bizi de susturmaya çalışacaklar. Mesela bazılarımızın dokunulmazlıklarını kaldırıp içeri atmaya çalışabilirler. Sizler de etkileneceksiniz. Önce CHP’lileri, sonra bazı gazetecileri içeri atacaklar. En son sıra halka gelecek. O zaman halk yargıda ne kadar tehlikeli bir iş yapılmış olduğunu anlayacak. ABD ve AB de ne kadar demokrat olduklarını görmüş olacak ama iş işten geçmiş olacak.”
* * *
Bu ülkenin ana muhalefet partisi liderinin bakış açısı bu! İçeri atılmayı bekliyor ve bunu sakin bir üslupla anlatabiliyor! Nitekim siyasilere değil ama basına yönelik operasyonlar yeniden başladı. İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal da CNN Türk’te “Balyoz” davası tutuklamaları ve Odatv baskınını değerlendirirken “Hiç kimsenin hukuk güvenliği yok. Bugün onlara gidecek, yarın sırayla hepimize gelecek. Dolayısıyla siz o arama kararlarındaki gerekçelere, şunlara, bunlara bakmayın. Sizin artık bağımsız mahkemeleriniz yok. Şuna benziyor; zemin zaten bataklık, siz binanın aksamıyla uğraşamazsınız” dedi.
Mustafa Balbay ise duruşmada, Engin Aydın’ın 11 ay tutuklu kaldıktan iki ay sonra akciğer kansere yakalanması ve ölmesinden sonra bunun dava sürecinde beşinci ölüm olduğunu hatırlatarak “Engin Aydın’ın ölüm sebebi hukuk yetmezliğidir” dedi ve ekledi:
“Siz insanı kanser edersiniz! Bir hukukçuya nasıl terörist dersiniz? Tutuksuz yargılama esastır’derken günümüzde hukuksuz yargılama esas oldu.
Balbay, “Burada içeri alınacaklar listesi hazırladık. Bu listenin başında da Soner Yalçın yer alıyordu. Böyle gazetecilik yaparsan, böyle olur diye düşünüyorduk. Listedeki diğer isimleri açıklamak istemem, sonra Mustafa Balbay’dan bilirler. Türkiye’nin açık hava hapishanesine dönmesine izin vermeyin” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ise “Muhalifler çeşitli gerekçelerle sindirilmek isteniyor. Gerçekleri araştırması ve yazmasıyla tanınan Soner Yalçın’ın evinin ve Odatv.com’un basılması bunun son örneğidir. Türkiye önümüzdeki dört ay içinde daha çok baskılara tanık olacaktır. Ben halkımıza dört ay daha dayanmaları gerektiğini söylüyorum. Bu dört ay içinde baskılara ve hukuksuzluklara karşı direneceğiz” diye umut vermeye çalıştı!
* * *
Türkiye’de bir rejim değişikliği oldu. Dört ay daha böyle devam ederse, Türkiye’deki seçimler de Mısır seçimleri gibi olacak. Bu devlet terörü altında yüzde 90 değil belki ama yüzde 60 AKP çıkacak! Çünkü seçim güvenliği yok! Seçmen listelerini fiilen İçişleri Bakanlığı belirledi! YSK, 10 milyon seçmen artışını hâlâ izah edemedi! Referandumun ayrıntılı sonucunu bile partilere vermedi! Oy sayımı şaibeli! Yargı ele geçirilince, il ve ilçe seçim kurulları da ele geçirilmiş olmuyor mu?
Türkiye’nin Avrasya’da Türklere ve Müslümanlara karşı Amerikan saldırılarında av köpeği haline getirilmesi için Türk devleti olmaktan çıkarılması lâzım. Bu, ABD ve AB tarafından Türk ve İslam dünyasına AKP eliyle açılan bir savaştır. Kılıçdaroğlu, hâlâ ABD ve AB’nin gerçekleri gördüğü zaman iş işten geçmiş olacağını söylüyor. Savaşı ABD ve AB açtı; neyi anlayacaklar?
Arslan BULUT, 15 Şubat 2011, YENİÇAĞ
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr