Dün Tıynetten bahsettik.
Bahsettiğimiz konu bugün Hürriyetin manşetinde. Altınlarına da af istiyor diye.
Hürriyetin haberi yeni değil. Erbakan aylardır parayı kurtarmanın peşinde.
AKPliler aylardır neredeyse yalvarıyorlar Necmettin Erbakana Hocam. Uzlaş. Bu parada bir indirim yapılsın. Öde herkes kurtulsun diye.
Erbakan inat ediyor.
Erbakana dava arkadaşından af geldi ama affedilmeyenler de var. O dönem Refah Partisinin il ve ilçe teşkilatında çalışanlar.
Trilyonlar kaybolunca ve soruşturma başlayınca parti yönetimi taşra teşkilatlarına haber yollamış.
Fatura matura bulun, uydurun. Size şu kadar para gönderdik, siz de o parayı harcamış gibi faturalandırın
İl ve ilçe başkanlarının alayının başı dertte şimdi.
Genel Merkezin yani Erbakanın ve o dönemki genel başkan yardımcılarının talebi üzerine sahte faturalarla parayı harcanmış gibi gösterenlerin hepsinin başı belada.
Hepsinin önünü sahte faturaların faturası konmuş vaziyette.
Kendilerine gönderilmeyen parayı geri ödemek zorundalar.
Onlara da hacizler geldi.
Erbakanın umurunda mı!
Büyük ihtimalle bekliyor ki, bu parayı onlardan tahsil etsinler, Erbakanın da malları, altınları kurtulsun.
Oğlu milyon dolarlık yatla gezecek, spor Mercedesle cumaya gidecek.
Taşradaki gariban partili 10 trilyon borcu ödeyecek.
Dediğim gibi şeref haysiyet onur denen kavramlar yok.
Ben Başbakanlık yaptım. Bunun şerefi yeter. diye bir yaklaşım yok.
Bu işler böyle, bu kafa böyle.
Kimi 1 kaç trilyon için, kimi hediye mücevher için makamın onurunu üç paralık ediyor.
Kafa bu.
Tıynet bu.
Damar raporu
Dün Habertürkteki Olaylar ve Gerçekler programında bir öneri getirdim.
Müthiş tutmuş olmalı ki, gece boyunca telefonum susmadı.
Kimi aradı, kimi mesaj attı.
Öneri şu.
Türkiyede önemli makamlara gelecek kişilirden Damar raporu istensin dedim.
Bu makamlara talip olan kişiler önce bir hastaneye gidecekler.
Orada damar kontrolü yapan MRa girecekler.
Ve buradan Ar damarlarında çatlak olmadığına dair bir rapor alacaklar.
Makam koltuğuna ancak ve ancak bu raporu gösterdikten sonra oturabilecekler.
Bu da bir tıynet meselesidir
İddialara göre bir dönem Ergenekoncular ya da çeteciler Akşam Gazetesinde örgütlenmişler, Akşam Gazetesini karargahları haline getirmişler.
Peki o dönem Akşam Gazetesinin sahibi kim?
Mehmet Ali Ilıcak.
Yani Nazlı Ilıcakın oğlu.
Gazetenin başyazarı kim?
Nazlı Ilıcak.
Yani Mehmet Ali Ilıcakın annesi.
Susurluk çetecilerini o sıralarda program yaptığı televizyona çıkarıp aklayıp paklayan, yazılarında Susurluk diye bir şeyin olmadığını savunan mümtaz gazeteci Nazlı Ilıcak.
Nazlı Ilıcak bugün tam tersi bir tavır içinde.
Neden mi?
Çünkü o günün egemenleri bu işin üzerine gidilmemesini istiyordu.
Nazlı Ilıcak da o yönde yazıyordu.
Bugünün egemenleri, en azından şimdilik, o işin üzerine gidilmesini istiyorlar. Nazlı Ilıcak da o yönde yazıyor.
Yarın ne mi yazacak?
Yarına Allah kerim.
Elbette ne yazacağını söyleyen birileri çıkar.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hızlı gidenin değil doğru yoldan gidenin hedefe ulaştınığı anladığımız zaman
Fatih ALTAYLI
fatihaltayli@haberturk.com