Bu da Öcalan'ın Anayasa koşusu!
İstiklâl Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy, "Allah bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın" demişti. Yani bir daha onu istiklal mücadelesi vermek zorunda bırakmasın...
Fakat Türkiye'nin bugünkü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "Kardeşlerim Türkiye özellikle son 3 yıldır bir ateş çemberinden geçiyor. Bu mücadelenin adını doğru koymak lazım. Cumhuriyet'ten sonra yeni bir Kurtuluş Savaşı veriyoruz. Üstelik tek cephede değil askeri, siyasi, ekonomik cephelerde savaş veriyoruz" diyor.
* * *
Bugünkü sorunların temelinde, "Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanlığı"ndan kaynaklanan Türkiye'nin Suriye ve Libya politikası ile 2013 yılına kadar cemaatle yapılan koalisyon vardır. Türkiye, bu politikalar sonucu FETÖ, IŞİD ve PKK üzerinden tehdit ediliyor ve terörle mücadele etmeye başlayınca da ekonomik saldırı ile karşılaşıyor!
Kaosa sebep olan siyasi kadro, yargılanmak şöyle dursun suçu cumhuriyeti kuranlara atarak, "Meclis hükümeti değil milletin hükümeti" gibi garip laflar da edebiliyor! Ve bu yaptıklarına da "yeni kurtuluş savaşı" diyorlar!
Kimden kurtulmak istiyorlar? Müfredatta bugüne kadar yaptıkları değişikliklere bakarsanız, Atatürk'ten ve "Türk olmaktan kurtulmak" istiyorlar!
* * *
Kurtuluş savaşından sonra ne gelir? Yeni bir devlet yapısı değil mi? İşte Meclis'te görüşülen ve yasama, yürütme, yargı erklerini bir tek kişiye veren Anayasa değişiklikleri, yeni bir devletin işaretleridir.
Zaten iktidara ideolojik destek veren İbrahim Karagül, Yenişafak gazetesinde 12 Temmuz 2014 tarihli yazısında "Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı söylemi, aslında yeni bir devletin ilânı gibi. Yüz yıl sonra Cumhuriyetin yeniden kuruluşunun duyurulması gibi. Yeni Türkiye, aynı zamanda Türkiye'nin kendi kötü geçmişiyle de hesaplaşması olacak." diye yazmıştı.
* * *
"Yeni bir Kurtuluş Savaşı" veya "Yeni Türkiye"den bahsedenler sadece iktidar çevreleri değil!
Terör örgütü başı Abdullah Öcalan, henüz çözüm süreci devam ederken bakın 2010 yılının Aralık ayında ne demişti:
"Biz demokratik özerklik konusunda 1921 Anayasası'nı referans alıyoruz, 1921 anayasasında buna ilişkin düzenlemeler var. Yine Meclis'te alınan 10 Mart 1922 tarihli muhtariyet-özerklik kararı-yasası var. Zaten bizim isteğimiz de statümüzün belirlenmesi değil mi, bunun için çabalıyoruz.
Kürtlerin ve Türklerin tarihsel ittifakı 1925'lerden itibaren Kürtler aleyhine bozuldu, bunun mimarı da İngilizlerdir. Kürtlerin soykırım tarihinin başlangıcı 15 Şubat 1925'tir. İşte bizim bugün verdiğimiz mücadele de bu tarihi temelden kopulmasından sonra yaşanan haksızlığa karşıdır. Biliniyor Osmanlı'da, Yavuz döneminde de Kürtlerin muhtariyeti, özerk yönetimleri, hükümetleri, yerel yönetimleri vardı. Bugün dile getirdiğimiz demokratik özerkliğin bir tarihi arka planı var, buna dikkat çekiyoruz. Bizim aslında bugün gerçekleştirmek istediğimiz, ikinci bir kurtuluş mücadelesidir. 1925'lerden itibaren raydan çıkan Türk-Kürt ilişkilerini raya sokma mücadelesidir. Verdiğimiz mücadelenin tarihi anlamı budur ve büyüktür."
* * *
Şimdi bir taraftan Atatürk Türkiyesi her alanda rafa kaldırılıyor, diğer taraftan MHP'ye "tavşan anayasa koşusu" yaptırılıyor. Peki, asıl anayasa koşusunu kim yapmış oluyor? Bursa milletvekili İsmail Aydın, "ilk 4 madde de değiştirilebilir" dediğine göre 40 yıldır böyle bir anayasa koşusu yapmakta olan, devletin temel niteliklerinin değişmesine "ikinci kurtuluş mücadelesi" diyen, devletin Türk devleti olmaktan çıkarılmasını ve Kürtlere özerklik verilmesini isteyen Abdullah Öcalan değil mi?
Bu durumda, "tavşan anayasa"ya evet diyerek Bahçeli'nin de kullandığı deyimle "bölünme anayasası"nın yolunu açan AKP'li ve MHP'li vekiller nereye koşmuş olacak?
Arslan BULUT, 18 Ocak 2017
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr