Bu Gidişin Başı Var, Bir De Sonu…

Bu gidişat çok önceden belirlenmişti! 100 yıl önce bugün hedeflenmişti!

Yıl 1912. Amerikan başkanı Woodrow Wilson .. Türkiye’yi param parça eden ünlü Wilson ilkelerine adını veren kişi… Türkiye sınırları içine bir Kürdistan ve bir Ermenistan haritaları çizen Amerikan başkanı.. Bakın ne diyor:

‘Amerikan kapitalizminin temel hedefi, zayıf ülkelerin hammaddelerini ve ulusal pazarlarını açık birer kapı olarak tutmaktır. Bunun için diplomasi ve gerekirse zor kullanılmalıdır…’

Geçenlerde Dışişleri Bakanı işte bu Wilson’ın adıyla anılan ödüle layık görüldü… http://www.guncelmeydan.com/pano/eksen-kaymadi-akp-hala-abd-nin-bop-esbaskanidir-t25589.html#p138281

Wilson’ın 100 yıl önceki planı neydi? Petrol coğrafyasına bir Kürt ve bir Ermeni Devleti oturtmak…

O zaman ince ince hesapladıkları, Türkiye’yi bölme ve yutma hayalleri gerçekleşmedi. Kuyruklarını ardlarına kıstırıp bir daha gelmek üzere gittiler…

Türkler inanılmaz şartlarda yaptıkları savaştan galip çıktılar. Yedi Düvel buna ağızları köpürerek ‘Türk Mucizesi’ dediler..

Ardından yepyeni bir ülke kuruldu. Türkler ulusal kaynaklarına sahip çıkıyorlardı. Ardı ardına fabrikalar açtılar. Uçaklar , Arabalar yaptılar. Madenlerini işlemeye başladılar, Petrol aradılar…Tarıma yol verdiler, yurttaşlar yarattılar.

Ama içerde işi bozulanlar vardı. Onlar kullanıma hazırdı.. … Kürt Sait isyanı Lozan’da Musul meselesi masadayken, Dersim İsyani, Hatay için direnilirken tezgahlandı.

Batıya hayran ayran budalaları!

1930’lardan itibaren koyun postlarına bürünmüş ‘uzmanlar’ genç cumhuriyeti ziyaret etmeye başladı.. Her şey yeniden kurulurken maskeli sırtlanlar Ankara’da boygösterdi .. Tanzimat kafalı Batıya ayran budalası gibi hayran ‘münevverler’, yabancı emeller için uygun arazi şartları sağladı. 1938’de milletin önderi öldü ve geride kalanlar hemen Batı’ya koştu! İngiliz ve Fransızlarla üçlü anlaşma imzalandığında , Gazi Paşa’nın ölümünün üzerinden 5 ay geçmemişti. Gazi paşa’yı ‘anlamayıp sadece inananlar’ asıllarına rücu ettiler.

2. Paylaşım Savaşına kadar ‘ecnebi uzmanlar’ yurdun tüm açık yaralarına dair raporlarını hazırladılar…

2. Dünya savaşı ile bir süre ara verdiler.. Yalta’da yeni bir düzen kuruldu artık Avrupa’nın mührünü Amerika alacaktı

Savaşın sonunda ‘yeni dünya’ sırtlanları İsmet İnönü’yü bir sömürge anlaşmasına daha razı ettiler. Marshall yardımı çerçevesinde imzalanan anlaşma, Kurtuluş’dan 24 yıl sonra Türkiye’yi esir etti.

Önce Dünya Bankası ve İMF denetimine girdik. Sonra NATO’ya alındık Bedelini Korede kanla ödeyecektik. Üstüne üstlük ‘Canım Amerika!’ diye şarkılar söyledik!

Hollywood filmleri seyrettik, Dean Martin, Frank Sinatra dinledik..

1956’da küresel elitin önde gelen ismi, Rockefeller, ABD başkanı Eisenhower’a: ‘Türkler oltada balık! Yeme ihtiyaçları yok!’ diyordu.. Sonra Ortadoğu’daki yüksek idealleri için, işlerine gelen hükümetleri iktidarda tutmak işlerine gelmeyenleri devirmek amacıyla yardım fonlarının kullanılacağı’ karara bağlanıyordu..

1966’da NATO haberalma tesislerine kapıyı açtık. Tüm istihbaratımızı ABD’ye devrettik.

1971’de ‘Büyük Türkiye’ hayallerimizin bedelini birbirimizi kırdırarak ödettiler Ardından bir darbeyle işi bitirdiler!

Uslanmayıp 1974’de Kıbrıs barış harekatını yapınca ASALA terörünü başımıza bela ettiler! Ama biz yılmadık, müttefikimize daha sıkı sarıldık..

1980’de Sovyetlerle sanayi işbirliği, hızlı sanayi atılımları sürerken bir CIA darbesiyle daha sarsıldık..

1984’de Türkiye ağır sanayi hamlelerine Güneydoğu Anadolu Projesini ekledik. PKK ile ödüllendirildik!

Sevr Hortladı!

100 yıllık Kürt devleti hayali paketlenip Türkiye’nin önüne kondu. Ve SEVR HORTLADI, kabusumuz oldu.

Fulbright burslarıyla yetiştirdikleri liderleri getirip ülkemizin başına koydular…

1991’de başa geçirdikleri Turgut Özal’a kukla bir Kürt devleti için ilk adımları attırdılar.

Çekiç Güç kontrolünde bir Kürdistan devletinin tohumunu attılar..

Irak’ın kuzeyi güvenli bölge ilan edildi ve PKK Çekiç Güç kontrolünde pamuklar içinde yetiştirildi!

Derken Özal, ‘Bir Türk-Kürt Federasyonu’ndan’ bahsediverdi!

Bu arada on binlerce vatan evladı yitirildi….

1995’de Avrupa Birliği ‘Kürt Sorununu askeri tedbirlerle ortadan kaldıramazsınız!’ diyordu. İçerdeki besleme koro onaylıyordu. Bu ülkenin has vatandaşları Azınlık konumuna oturtuldu…

Aynı anda Türkiye’nin Gümrük Birliği ile eli kolu bağlandı! Yani tüm gelirlerine el kondu, üretimi durduruldu, terörle mücadelede deli gömleğine sokuldu.

1999’da Apo Türkiye’ye verildi. Artık İmralı’dan terörü yönetecekti!

Vatan evladı ölmeye devam etti!

2002'de Türkiye’ye bir sessiz darbe yapılacak, oyunun son perdesi sahnelenecekti.. Küresel elit, Sevr hükümleri karşılığında AKP’ye iktidar koltuğunu verdi!

2004’de Avrupa Birliği Uyum Yasaları önümüze geldi… Bu yasalarla ellerimiz arkadan bağlanıyor, teröriste ise ‘VUR!’ deniyordu.

Vurmaları için gerekli tüm silahlar, Irak ve Güneydoğuya NATO uçaklarıyla aktı…Ordunun sınır ötesi harekatı sınırlandırıldı. İstihbaratımız ABD ve İsrail istihbaratının içinde eridi ve kayıplarımız, 10 yıl içinde 50 kat arttı.

Eşzamanlı olarak Bölgesel Kalkınma ajansları, ikiz yasalar ve yerel ‘iktidar’ girişimleri teröre zemin hazırladı.

Medya vasıtasıyla zehir enjeksiyonu had safhadaydı. Basın tümüyle işgal altında ve köşe başlarını tutanlar. ‘Sahiplerinin sesi’ olmaya can atmaktaydı!

Üniversiteler şirketleşmeyi tamamlıyorlardı. İşbirliği yapan akademisyenler rüyalarında göremeyeceği imkanlarla donatıldı.

2007’de Amerikan istihbaratçılarından oluşan bir ekip Ankara’ya yuvalandı.

Gözleri gören, kulakları duyan, burnu koku alan helal süt emmiş vatan evlatları kralın çıplak olduğunu yazıp çizdiler. Ortalığa korku salındı. Konuşmaya başlayanlar dinlendi, terörle mücadelede üstün hizmeti olanlar Silivri’ye davet edildi..(!)

Artık ‘YETER’ diyenler…

Şimdi geldiğimiz noktada her şey apaçık ortada! Düşman belli..Hem de 100 yıldan beri, hiç değişmedi.

Çokuluslu şirketlerin kontrolünde ABD ve Avrupa Birliğinin elitleri, ve onların denetimindeki mali ve siyasi kurumlar, İMF, Dünya bankası, NATO! Ve tabii içerde onların planlarını yürürlüğe koyan işbirlikçi hükümetler !. Artı Sivil Toplum diye altımızı oyan ajanlar ve onların maşalarının ucunda sallananlar…

Hepsini toplasanız 10 bin kişiyi bulmazlar!

Geride 72 milyon var. İşsiz ve yoksul bırakılmış, dini ve etnik olarak parçalanmış, şehit düşmüş, gazi olmuş, kan kusan, göz pınarları akan 72 milyon..

Psikolojik savaşın her türlüsüyle karşılaşmış, çok hırpalanmış, örselenmiş ama sağduyusunu kaybetmemiş, sabrı defalarca denenmiş bir millet… Sessiz ama derinden, son anda ‘YETER’ diyen…İşte bu nedenle ZALİMler bu milletten korkuyor ve oyun üzerine oyun kuruyor.

Bu millet artık Terörün Washington ve Brüksel’den fışkırdığını biliyor. Batıyla ittifak yapanların, eşbaşkan olanların bu kan kaybını durduramayacağını da!

Eylül'deki referandum halkın bu bilincinin keskin bir göstergesi olacaktır.. Halk gücünün farkına vardığı zaman başka bir dönem başlayacaktır!

Allah tüm şehitlerimize RAHMET eylesin!!! Onların kanı yerde kalmayacak!


Banu AVAR, 21 Haziran 2010

http://www.banuavar.com.tr/?pg=articles&id=44

Elmek: banuavar@superonline.com

Ne kadar da haklısınız...Bilipte susmak, bilipte susturulmak gerçekten acı.Elbet konuşma sırası yine bizlere gelecek ve yine bu oyunu bozacağız.Bundan zerre kadar şüphem yok.Batılıların kafası çalışmıyor, anlamıyor, anlamak istemiyor sanırım.Bizim de kaderimiz ,sanırım, cephede alıp masada vermek sonra verdiklerimizi tekrar cephe de almak.

Banu Avar yazdı:Irak’ın kuzeyi güvenli bölge ilan edildi ve PKK Çekiç Güç kontrolünde pamuklar içinde yetiştirildi!

Banu Avar yazdı:Bu ülkenin has vatandaşları Azınlık konumuna oturtuldu…

Gidişatın ayırdında oldukları için şehit edilen komutanlarımızı saygı ile anıyor; gidişatın ayırdına varamayıp havuca tav olan aymazlar için ise "bizden değildir" diyoruz...

Kısa ama tarihi bir "yüzyıl tarihi" olmuş...
Banu Avar'ın ellerinden öpüyoruz...

harika yazıyorsunuz tebrik ederim.peki ordu neden bunlara göz yumuyor TSKda bağımsızlığını yitirdiyse bu ülkenin ne yi kaldı?belki bizim gibi bağımsızlığı savunan insanlar var ama her taraftan kuşatılmışız.CHP bile ülkenin en büyük partisi olan iktidara en yakın partimiz bile bağımsızlığı haykıramıyor.NEDEN?NASIL KURTULACAĞIZ?NİÇİN KİMSE BİRŞEY YAPMIYOR??

Koyun bir milletiz her daim uyutuluyoruz, niye baş kaldıramıyoruz. Bir canım var onuda vatanım, toprağım, bayrağım için seve seve veririm.

bârika-i hakikat yazdı:peki ordu neden bunlara göz yumuyor TSKda bağımsızlığını yitirdiyse bu ülkenin ne yi kaldı?belki bizim gibi bağımsızlığı savunan insanlar var ama her taraftan kuşatılmışız.CHP bile ülkenin en büyük partisi olan iktidara en yakın partimiz bile bağımsızlığı haykıramıyor.NEDEN?NASIL KURTULACAĞIZ?NİÇİN KİMSE BİRŞEY YAPMIYOR??

Belki şu yazılar bir yanıt verir:

⊕ generalin-isi-zor-t24591.html

⊕ abd-ve-nato-ile-kimler-anlasti-ulusun-haberi-var-mi-t22117.html

⊕ seyh-nato-ittifakinda-olumcul-gidis-t22248.html

⊕ hangi-milli-sinir-i-t22988.html

⊕ hangi-milli-sinir-ii-t22991.html

⊕ hangi-milli-sinir-iii-pentagon-acilimlari-t23047.html

⊕ baslik23130.html

⊕ hangi-ordu-t23983.html

⊕ hangi-general-t19823.html

⊕ vizyon-kardesliginden-modellige-t21172.html

⊕ oval-pentagon-tiyatrosunda-perde-yirtiliyor-t21444.html

⊕ kurdistan-guney-de-iki-bayrak-kerkuk-te-iki-cak-cak-t22581.html

⊕ ozel-istihbarat-ozel-operasyon-t23767.html

⊕ baslik25043.html

⊕ pentagon-pasalarinin-vesayetinde-t25316.html

Selam Arkadaşlar

Forumunuza yeni katıldım,görüşlerinize istisnasız katılıyorum.Tabii ki Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut bundan zerrece şüphem yok, 56 yaşındayım ve şu anda çağırılsam tereddütsüz cepheye giderdim. Ancaak meseleye biraz daha derin, biraz daha akılcı bakarsak bazı atılımların yapılması gerektiğini görürüz. USA'nın Alaskada yürüttüğü HAARP projesinden sanırım pek azımızın haberi vardır. Bu proje nedir ? ne tür silahlar yapılmış ve daha hangi çeşitlerinin yapılması planlanıyor? Suni deprem yaratılabilirmi? (İsrailin Mavi Marmaradaki yardım konvoyundaki sivilleri katlederken kullandığı farklı bir silaha ait olan mermi çekirdeklerinihalen basına verilmedi AKP henüz müsaade etmiyor neden?). Bu konuları çok iyi araştırmamız gerekir.

Ben 100 yıllık düşmanımızın önce dilini sonra da teknolojisini gayet iyi öğrenmemizin şart olduğuna inanıyorum.Bir zamanlar Almanyada makina bölümünü bitirmiştim,ancak emekli olduktan sonra kahve kültürüm olmadığından 5 yıla yakın bir süredir hobby olarak yenilenebilir enerji kaynaklarını araştırıyorum ve tabii bu konuda okuduğum,takip ettiğim literatür beni bazı sırlarla yüzleştirdi,hayretler içinde kaldım; sizin yukarıda bahsettiğiniz ortadoğunun aslında tüm dünyanın politik işgal planını gerçekleştirebilmek için çok önemli bilimsel sırlar tüm BİLİM ADAMLARI ve ÜNİVERSİTELER den kısaca tüm bilim dünyasından gizlenmektedir.

Ben matematiksel olarak ispatı olmayan hiç bir teze inanmam. İnanın bu konuyu çok iyi inceledim ve okuduklarım tamamen gerçekleri yansıtmakta, yani asıl mucidi "Nicola Tesla "olan çok önemli bilimsel gerçekler tüm dünyadan gizlenmektedir. Geçenlerde bir gurup profesör Almanyada bu dal ile ilgili bir kürsü açılması için hükümete başvuruda bulundular sanırım henüz olumlu bir yanıt alamadılar...

Bu sıraları açık bir şekilde yaymak ve duyurmak isteyenler de ortadan kaybolmaktalar. Halen tercüme etmekle meşgul olduğum "Secrets of Cold War Technology -Gerry Vassilatos ", baskısı USA da yasaklanmış olan bir kitaptır. Kadim dostumuz olan ülkenin dünya insanlarına ( kendi halkı da dahil) ne kadar acımasız olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Kısa bir süre sonra bu kitabı kendi imkanlarımla bastırıp Türkçe olarak bazı bilim kurumlarına hediye etmeyi düşünüyorum, daha sonra belki "Yenilenebilir enerjiler araştırma merkezi olarak bir kurum kurulabilir" tabii bu arada benim de başıma bir iş gelmezse:). Kısaca şunu söylemek istiyorum eğer biz bu USA işgalinden kurtulmak istiyorsak hepimiz üzerine düşeni yapmak zorundayız zira bu gemi batarsa hiç birimiz sağ kalmaz öyle biz Türküz "Dostluğumuz çok güzeldir ama düşmanlığımız çok fenedır haa" demekle de kimseyi korkutamayız ve hiç bir yere varamayız.

Sağlıklı günler sizin olsun

ellerinize yureginize saglik Banu hanim sizi cok takdir ediyor ve seviyorum. Allah yardimciniz olsun.

Banu AVAR ' ın BÖL ve YUT adlı kitabini okumuştum. Kitapta Amerikan emperyalizminin nasil gelişmemiş ülkeleri yuttuğunu ve parçaladığını anlatıyordu bu yazisida da kitabinda olduğu gibi çok güzel açıklamış . Tebrikler .