Bu Gölge Neyin Gölgesi?

Bu Gölge Neyin Gölgesi?

İletigönderen Feza Tiryaki » Pzr Mar 18, 2012 22:14

Bu Gölge Neyin Gölgesi?


Bu gün 18 Mart. Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümü.

“Biz biliriz bizim işlerimizi / İşimiz kimseden sorulmamıştır.
Kılıçla, mızrakla, topla, tüfekle / Başımız bir kere eğilmemiştir.

Kuzumuz var, yaylalarda meleşir,/ Çeşmemiz var, gece gündüz söyleşir.
Yazımız var, pehlivanlar güreşir,/ Bu toprağa kimse girememiştir.

Davranı da deli gönül davranı / Kemal Paşa dinlemiyor fermanı
Anası, bacası, kızı kızanı / Bizim gibi millet görülmemiştir.”


Cahit Külebi’nin dizeleri bunlar. Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda adlı uzun destanından bir bölüm. Bize unutturulan değerlerimizi, o günlerimizi anlatan dizeler… Artık çocuklarımıza öğretmemize gerek yok denilen, eğitimin görevlerinden geçen Eylül ayında çıkarılan Atatürk millîyetçiliğini içimizde duyurtan, Türk ulusunun kahramanlıklarını anlatan yazılar…

Son birkaç gündür yalnızca ulusal yazılar yazan kalemler bu konuyu yazdılar, yazıları bilgiağının ulusalcı gazetelerinde yayınlandı. Televizyonlarında ( topu topu üç beş tane olan ulusalcı kanalda) Çanakkale Savaşlarından, Kurtuluş Savaşı’ndan söz edildi.

Sabahları ilk işim bilgiağında haberleri okumaktır. Yine öyle yapıyorum. Bakıyorum tekme atan adam resimleri, kışkırtılıp saldıran bölücülerin halleri, ıvır zıvır haberler… Çanakkale’den söz eden haber neredeyse hiç yok basılı yayında.

Acaba yanılıyor muyum, bu gün 18 Mart değil mi diye takvime tekrar tekrar bakıyorum.

Tarihte böyle bir gün yok muydu diye evde ne kadar Türk tarihi kitabı, ortaokul- lise tarih kitabı varsa hepsini tek tek açıyorum, ilgili yerine bakıyorum.

Doğru. Bu gün 18 Mart. Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümü. 1915 yılındaki, tarihe yazılan Türk destanının yıldönümü.

Basın yayınımız, dolayısıyla insanımız niye bu kadar ilgisiz peki bugüne?

Akşamki maçın gölgesinde mi kaldık? Sömürgecilerin gölgesi mi yoksa bu üstümüzü örten, gözümüzü perdeleyen, aklımızı karıştıran?

Kurtuluş Savaşımızın yolunu açan, Türk’ün direnişinin destanlaştığı günün yıldönümünü mü yaşıyoruz, yoksa bu gün sıradan bir gün mü?

Akşamdanberi basılı yayının bilgiağı gazetelerini dolaşıyorum, açıp bakıyorum: Anasayfalarda tekme atan ağızları açık, bağıran çirkin suratlı adamlar. Ne demekse bu, derbi oynamışlarmış. Tartışmalarda bu, konuşmalarda bu, yorumlarda bu… Aralarda Afganistan’dan gelen kahraman Türk askerinin,Türk subayının tabutlarla taşınan bedenleri. Bir yanda, üstte, yanda her köşede parmak sallayan yarın karakollardan çıkılmasın, yoksa karışmam diyen şımaran, arsızlıktan aklını şaşıran ünlü bölücünün resmi… Sayfa sayfa bu resmin altında neler dediği yazılmış. Ötelerde baldır bacak haberleri… Kim evlenmiş, kim boşanmış, kim kimi öpmüş…

Tarihimizi, kahramanlarımızı, şehitlerimizi anmayı bir yana bırakıp bu çirkinlikleri konuşuyoruz, bunları izliyoruz, bunlara esir oluyoruz…

Bugünün gazete başlıklarını açıyorum sonra. Tek tek her basılı gazetenin başlığını okuyorum. Her gün yayınlanan, para ile satılan, gazete satış yerlerinde satılan, dağıtımı yapılan gazetelerin başlıkları bunlar:

Akit: “Kandil’de oruç yasak” diye bir kocaman başlıkla çıkmış bugün. Dertleri oruç , namaz… Teröristi böyle kötülüyor. Sanki oruç serbest olsa bir şey değişecek… “İman destanı Çanakkale” demişler, dua eden başörtülü bir anayla günü hatırlatmışlar bir kıyıda. Mezarlıkta. Bugün aynı zamanda Türk’ün zafer günü değilmiş gibi. Dua ve mezar. O kadar. Asker, Atatürk, bayrak yok…

Zaman: Ne yaptıklarını Allah bilir bunların. Üstte küçük bir başlık.” Büyük destanın 97. Yıldönümü” diye. Yanında “ Bugün 97. Yıldönümü kutlanacak olan Çanakkale Zaferi’nde sayısız kahramanın imzası var. Teşkilât-ı Mahsusa’nın önde gelenlerinden Zenci Musa da bunlardan biriydi.” diye bir iki cümle yazmışlar. Osmanlıcılık’tan söz edebilmek için belki. Türklük dememek için. İngiliz general casusluk teklif ettiğinde şöyle demiş Musa: “Benim bir devletim var: Devlet-i Osmanî.” Sudanlı bir adı kullanarak kahramanlığa bile siyaset katacaklar… O dönemde cephelerde savaşan, savaştan sonra da kendi eceliyle ölen birini Çanakkale şehitlerinin önüne koyacaklar. Şehitleri birbirinden ayıracaklar… Vardır bir bildikleri… Zenci Musa haberi onca kahramanın üstüne boşuna çıkmaz… Fotoğrafı da fesli.

Yenişafak: Tek bir satır yazı yok Çanakkale Zaferi ile ilgili.

Bir Gün: “ Geçen yıl kutlandı, bu yıl da kutlanacak. “yazmışlar. Ne sizce bu? Çanakkale Zaferi’ni kutlamak mı yasaklanmış? Hayır konuyla bir ilgileri yok bunların. Kutlayacakları: “Nevruz.” Ama onlar Newruz yazmışlar. Bölücülerin yazdığı gibi.

Taraf, tam taraflık bir başlıkla çıkmış.”İçimizdeki İrlandalılar Gününüz kutlu olsun. “demişler. St Patrik Günü’ymüş bu. İngiliz asker resmiyle basmışlar haberi.

Güneş: “Aldatan kadınlar : 2 kocam var.” Bu ilk başta. Hay maşallah. Adı güneşli, kendi güneşsiz gazete… Kadınları kocalarını aldatmaya, çok eşli yaşamaya aylardır yaza yaza alıştıramadılar daha demek… Hâlâ bu konuyu yazdıklarına göre. Parmak sallayan ünlü BDP’linin haberi de yanında. Tehditini bir de onlar yayınlamış. Pul büyüklüğünde bir yerde de şu yazılı : “Büyük Zaferi Kutluyoruz.”

Star: Pul kadar büyüklüğünde bir yere, “Bugün 18 Mart” yazılmış.Başyazarı Kürtçe(?) kelimelerle başlık atmış yazısına.

Evrensel: Tam evrensel. “Haydi Nevroz alanlarına!” Onlar bunu alfabemizde olmayan, Nevruz demek için gerekmeyen bir harf olan “w” ile yazmışlar. İkinci hece de “roz “ şeklinde. Okunuşu da farklı mı nedir ?

Bugün: Tebrik ederim onları. Çanakkale Zaferi’nden haberleri olmadığı için.

Milliyet, duymamış. Haber TURK , Türk’e Turk diyen bu gazete tahmin ediniz bakalım bu konuyu duymuş mu? Bir şey yazmış mı? Bu da bilmece sorusu olsun!

Yeni Mesaj , yine pul kadarcık bir yerde milletimize bugünü hatırlatmış.

Bir bilmecem daha var: Hürriyet ne yazdı sizce? Yazdı mı, yazmadı mı? Basının o ünlü Amiral Gemisi(?)Hürriyet?

Cumhuriyet, yine pul kadar bir alanda işi bitirmiş.

Sabah, bir zamanlar Hürriyet’le yarışırdı. Bu konuda da onlardan aşağı kalmamış. Zihniyet aynı zihniyet! Unutmuşlar mı acaba?

Yurt gazetesinde, “Yurdu yaratan destan Çanakkale” diye üst yan köşeye iç sayfalarındaki belgesel yazıların haberini vermişler. Bu haberin ön başında “Cimbom” haberi.

Geriye ne kaldı?

Yeniçağ, Ortadoğu, Sözcü, Aydınlık.

Aydınlık, küçük bir başlıkla, Atatürk’ün resmiyle,“Zafer gününü matem günü yaptılar” diye yazmış.

Sözcü, Emin Çölaşan yazısının başlığıyla üste yazmış: “Çanakkale Zaferi’yle Tayyip’in ne alâkası var?” Çanakkale zaferi’yle ilgili bastırılan kitapçık ve broşürlerde Tayyip Erdoğan resmi varmış, törenlere şeref verecektir, demişler. Atatürk, bayrak yokmuş…

Ortadoğu Gazetesi, üst başta, “Tarihin kaderini değiştiren destan Çanakkale” diye yazmış.

Yeniçağ Gazetesi, “Büyük destanın 97. yılı,” demiş. Bunu gazetenin en üst kısmına yazmış. Çanakkale Zaferi’yle ilgili iki yazı başlığı manşete alınmış: “Çanakkale geçilmez” “Çanakkale Geçilseydi”

Daha alttaki bölüme Afganistan’da şehit olan askerlerimizle ilgili başlık atılmış.

Bunlar gazetelerimiz.

Peki Çanakkale Atatürkçü Düşünce Derneği’nin şu duyurusuna ne diyeceksiniz?

Çanakkale’de kentin dört bir yanına afişler asılmış. Hiçbirinde Atatürk’ün resmi yokmuş. Türk bayrağı da yokmuş. Valiliğin açtığı sergi içerikli köşeye de Atatürk’ün resmi konmamış. Geçit törenine de geçen yıl olduğu gibi bu yılda Atatürkçü Düşünce derneğini almayacaklarmış. Geçit töreninde törenin süresi kısıtlıymış da ondan.

Dernek, şöyle sesleniyor yetkililere:

“…Ancak şunu da ülkemizde yaşayan herkes bilmelidir ki Sayın Başbakan da sayın Vali de Büyük Atatürk olmasaydı bu makamları bulamazlardı; çünkü Atatürk olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti olmazdı.”

Benim oğlum da (31) üç gündür orada. Çanakkale’de. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin düzenlediği bir geziyle oraları geziyorlar, görüyorlar… Bakalım gelince neler anlatacak?

Bu zaferimizi suskunlukla karşılayan, görmezden gelen basın yayınımız görün bakın 24 Nisan’da neler yapacak? Çanakkale Kara Savaşlarının yıldönümünde coşacaklar bunlar!


Hepsi Anzakların sözcüsü kesilecek. Atalarımızı ta nerelerden gelerek öldüren, ülkemizi işgal etmeye niyetli Avusturalya askerleri kutsanacak, törenleri gösterilecek, bayrakları göndere dikilecek kaç çeşit saldırgan devletin, sonra bunların ulusal marşları dinletilecek, bu saldırganların gözyaşartıcı(?) öyküleri anlatılacak, büyük büyük başlıklarla Anzaklar gözümüze sokulacak!

Üstümüzde bir gölge var.

Bu gölge neyin gölgesidir? İçimizdeki işbirlikçilerin gölgesi mi? Yayılmacıların mı? Her ikisinin birden mi?

Bütün bu gölgelere, tehdit eden bölücülere, Atatürk’ü unutturmak isteyen yetkililere karşın ulusumuz ne yapıyor, ne diyor o önemli.
Ne diyor Cahit Külebi ? Yurdumuzu bize tarif etmiş zamanında:

“Bu toprak bizim yurdumuzdur
Deli gönül yücesine çıkar
Bir üveyik olur uçar gider
Ardahan’dan Edirne’ye,
Edirne’den Ardahan’a kadar.”


Atatürk’ü şöyle anlatıyor şairimiz destanın sonuna doğru. Bakın ne güzel anlatıyor:

“Sana borçluyuz ta derinden!
Çünkü yurdumuzu sen kurtardın,
Hasta, yorgun düşmüştük,
Yaralarımızı iyice sardın.

Yiğittin, inanç doluydun yapıcıydın,
Sanatkârdın, denizler kadar engin;
Kimsenin görmediğini görürdü
Sevgiyle bakan gözlerin.

Dedin ki: Bu millet, bu büyük millet
Yüzyıllar boyunca geri kalmış;
Bu yurt, bu güzel yurt, bizim yurdumuz
Her yanından yaralar almış.

Dedin ki: Bir güzel savaşmalı
Kurmak için yeniden;
Bilgiyle, inançla, coşkunlukla
“Öğün, çalış, güven!” “


18 Mart Çanakkale Zaferimizin 97. Yılı Kutlu Olsun.

Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi saygıyla, minnetle anıyoruz. Ruhları şâd olsun…


Feza TİRYAKİ, 18 Mart 2012
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1006
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: Bu Gölge Neyin Gölgesi?

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Mar 23, 2012 15:27

Tüm milli değerler gibi bu da unutturulmaya çalışılıyor. Her milli günde ya hasta olan ya da yurtdışında ziyarette bulunduğu için milli günlerden kaçan eşbaşkan, Almanya'daki protestoları göze alamayıp bu yıl 18 Mart'tan kaçamadı. Kaçmasına kaçamadı da 18 Mart'ta kutlama yapılacak yerlere şakşakçı ekibini getirtmeyi de ihmal etmedi. Ayrıca, farkettiyseniz bu yıl ki kutlamalarda Akape valileri Atatürk'ten ya çok az söz etti ya da Çanakkale'deki Atatürk gerçeğinden hiç söz etmediler. Meydan Arap özentisi bu Türk düşmanlarına kaldı. Vatandaşın da bu konuda vurdumduymaz olması insanı kahrediyor. Bu ülke bu kafayla devam edemez, etmemeli de...
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!


Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x