Bu hain haritayı görmediniz mi ?

AB parasıyla Türkiye’de yayınlanan bir dergi. İçinde ünlü ve tanıdık isimler var. Bir de KKTC’yi ‘yok’ sayan kocaman bir Rum haritası


DÖRT Türk kadını... Hani şu, Dink’in cenazesine bayraklarıyla katılan dört Türk kadını.

Tehdit edilmişlerdi:

“Burada sizden kimse yok bayraklarınızı sokun çantanıza” diye...

Hürriyet bu “olay”ı Mehmet M. Yılmaz’ın köşesine gömüp bırakmıştı.

Ne olmuştu?

Tercüman “ora”dan alıp manşetine taşımış, Hürriyet’in suratına “şamar” gibi atmıştı.

Günlerce de Türkiye’nin gündeminde kalmıştı.

*

DÜN benzer bir olayı daha “sahne”ledi Hürriyet.

Emin Çölaşan “hain harita”yı getirdi gündemine...

Hürriyet, “haber”i köşede bıraktı...

İki olay arasındaki tek fark:

Emin Çölaşan okunan ve sevilen...

Mehmet Y. Yılmaz okunmayan yazar!..

*

AB parasıyla basılan bir yayın organı.

Adı: True. Türkçe anlamı: doğru-gerçek.

Türkçe ve İngilizce olarak, Türkiye’de yayınlanıyor.

Ne yapmış son sayısında?

Bir ek vermiş. Bir metreye, bir metre büyüklüğünde bir Avrupa haritası.

Neler var haritada?

Her ülkenin sınırları, başkenti, bayrağı, nüfusu var.

Başka!..

Bir de Kıbrıs var...

Rum’un Kıbrıs’ı.

Rum’un sınırları.

Rum’un bayrağı.

Rum’un başkenti.

Rum’un nüfusu...

*

YA KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ.

YOK...

*

“ŞAŞIRTICI, üzücü, yüz kızartıcı” diyor Emin Çölaşan.

Ben düşündüklerimi yazamıyorum...

Siz ne dersiniz, onu da bilemiyorum...

*

ŞİMDİ bakalım, Türkiye’de AB parasıyla basılan bu dergideki Türk imzalara...

Yayın Kurulu:

Rauf Tamer. (Gazeteci)

Yaşar Yakış. (AKP Milletvekili)

Egemen Bağış. (AKP Milletvekili)

Aydın Dumanoğlu. (AKP Milletvekili)

Vural Öger. (Almanya’da Türk Milletvekili)

Cem Özdemir. (Almanya’da Türk Milletvekili)

Emine Bozkurt. (Hollanda’da Türk Milletvekili)

*
SORUYORUM:

Bu haritayı fark etmediniz mi?

*

VE Hürriyet’in “kaptan”ına:

“Kemiksiz” haber dediğiniz bu değil mi?..

Devekuşu gibi kafanızı “köşe”lere gömmeye devam edecek misiniz?

“Amiral gemisi”yiz demeye yüzünüz kaldı mı?

*
Uzatın yanaklarınızı!.



Okşanmış yanağın davası bitmez...

Duayenimiz, ustamız, büyüğümüz, aslanımız, kaplanımız, canımız ciğerimiz biricik ağabeyimiz.

Kalkmış, Başbakanımız’ın yanağını okşamış.

Bir bardak suda fırtınalar kopuyor.

Okşar mı, okşamaz mı? Karizma gitti mi, gitmedi mi? Doğru mu, yanlış mı?..

Arkadaşlar:

Okşanmış yanağın davası olmaz; diyeceğim ama dinleyen çıkmayacak biliyorum...

*

Biz, “fırtınayı” fark etmeyen üç “büyük” gazetenin hâline bir bakalım...

Sayın Barlas’ın, R.T.E’nin yanağını okşadığı fotoğraf ne zaman çekildi?..

22.02.2007’de...

Milliyet’e bakalım:

23.02.2007 tarihli gazete:

Okşanmamış!.. Çünkü böyle bir fotoğraf yok...

Hürriyet’e bakalım:

23.02.2007 tarihli gazete:

Fotoğraf içerlere tıkılmış. Sayfa 24’te.

Sabah’a bakalım:

23.02.2007 tarihli gazete:

İçeri tıkılmış. Sayfa 8’de miniminnacık.

*

İŞte “büyük”lerin haber refleksi.

Bu da “atlanmış haberin davası...” ama yazmadan edemedim...

Bir gün sizi de “okşar”larsa diye düşündüm de...

Ne “kirli zihinli” adamım!..

Kaynak

Doğru TERCÜMAN'da bile olsa alkışlarım.
Sayın Sönmezler'i hassasiyeti için tebrik ediyorum.

Türk-Kan, yorum yok valla

Haber icin cok sagol

Türk-Kan, alıştık artık haritaların her çeşidine.Alıştırdılar bizi.Sesimizi çıkartıp bişey yapamadıktan sonra(büyüklerimiz),bazı konularda kendimi parçalamamız pek bişey ifade etmiyor.Bekliyoruz....İzliyoruz....

Ne deyimki.Diyecek soz bulamiyorum