Bu hükümet değil, hükmetme sistemidir / Ümit KOCASAKAL (Röportaj: Ülkü ÇOBAN)

Genel & Güncel Konular

Bu hükümet değil, hükmetme sistemidir / Ümit KOCASAKAL (Röportaj: Ülkü ÇOBAN)

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Nis 06, 2017 18:39

Bu hükümet değil, hükmetme sistemidir

1. Bölüm

İstanbul Barosu Eski Başkanı Ümit Kocasakal; "Bu sisteme ‘Türk tipi’ demek, Türk milletine hakarettir. Bu bir hükümet sistemi değil, bir hükmetme sistemidir. Bütün gücü ve yetkiyi denetimsiz olarak tek başına elinde bulunduracak bir kişinin 80 milyona nasıl hükmedeceğinin sistemidir." dedi.

Ülkü ÇOBAN / YURT Gazetesi

İstanbul Barosu Eski Başkanı, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Ümit Kocasakal getirilmek istenen 'başkanlık sistemini' YURT Gazetesi'nden Ülkü ÇOBAN'a değerlendirdi. Kocasakal; "Halk oylamasında evet çıkması 15 Temmuz'un sonuca ve amaca ulaşmasını sağlayacak. ‘Evet’ demek, bilerek ya da bilmeyerek 15 Temmuz’un amacına-ruhuna evet demek olacak ve yarım kalmış darbe teşebbüsü tamamlanacak." ifadesini kullandı.

Resim

*Başkanlık sistemi, partili cumhurbaşkanlığı sistemi, Türk tipi başkanlık sistemi... Birçok isim konuluyor ve birçok tanım yapılıyor. Sizce getirilmek istenen bu sistemi karşılayan en doğru isim nedir?

Tuzak bu noktada başlıyor. Bize getirilmek istenen kesinlikle başkanlık sistemi değil. Başkanlık sistemi, bir tek ABD'de uygulanan haliyle kuvvetler ayrılığına dayalı, demokratik bir sistemdir. Dünyada bugüne kadar bulunabilmiş üç tane demokratik sistem var: Başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistem. Dünyada bizim önümüze getirilen şekilde, ‘Yetkileri Genişletilmiş Cumhurbaşkanlığı’ diye bir sistem yok. Türk milleti kobay yerine konuyor. Bu sisteme ‘Türk tipi’ demek, Türk milletine hakarettir.

Bu bir hükümet sistemi değil, bir hükmetme sistemidir. Bütün gücü ve yetkiyi denetimsiz olarak tek başına elinde bulunduracak bir kişinin 80 milyona nasıl hükmedeceğinin sistemidir.

Resim

Başkanlık sistemi bir CIA projesidir

*Bu anayasa değişikliği nereden çıktı? Amaçlanan ne? Neden şimdi?


Önce basit düşünelim. Siz bir ülkeyi parçalamak isterseniz ama o ülkede kurumlar, kurallar, yargı, tarafsız cumhurbaşkanı gibi bir takım sigortalar ve denetim mekanizmaları varsa, hele bir de 550 kişilik bir meclis varsa, bunların hepsini birden ikna etmek mi, yoksa bütün gücü elinde toplayan tek kişiyi ikna etmek mi daha kolaydır? İşte operasyonun özü ve temeli bu: Her şeyi tek kişide toplayıp, o tek kişi üzerinden Türkiye'yi teslim almak.

Ben birileri gibi ‘üst akıl’ demiyorum. Bu proje 1990'ların başında yapıldı. Üç önemli isim var: Graham Muller, Morton Abramowitz, Paul Henze... Ortak noktaları ise üçünün de CIA'ın zamanın Türkiye ve Orta Doğu istasyon şefi olmaları... Bu iktidarın sürekli kullandığı "Yeni Türkiye" deyimi var. Graham Fuller'in yazdığı 80 sayfalık bir kitabının adı: Yeni Türkiye Cumhuriyeti. Bakın ne tesadüf! Bu kitapta Fuller, Yeni Türkiye'deki üç tane saç ayağına dayanıyor: 1- Kemalizm ölmüştür. (Çünkü Atatürk ve düşüncesi varken Türkiye'ye operasyon yapamıyorsunuz.) 2- Ilımlı İslam 3-Osmanlıcılık

Tanıdık geliyor değil mi? Ufuk Güldemir’e verdiği mülakattan, Fuller'in ağzından meseleyi okuyayım: “Atatürkçülük ölmüştür, Kemalizm miadını doldurmuştur, ulus-devlet dönemi bitmiştir. Türkiye Osmanlı gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok ırklı bir yapıyı benimsemelidir. Bunun için en iyi yol Ilımlı İslam'dır.”

2006 yılında Paul Henze'nin Beyaz Saray'a sunduğu rapor şu şekilde: “Türkiye'nin bu şekliyle Amerikan politikalarının yanında olacağından emin olamayız. Ülkeyi kuranlar denetim mekanizmasını çok sıkı tutmuşlar. Hükümeti ikna ettiğimizde meclis, meclisi ikna ettiğimizde ordu, orduyu ikna ettiğimizde yargı karşımıza geçebiliyor. Eğer Amerika'nın çıkarı Türkiye'de bir federal devletin kurulması ise, mutlaka ve öncelikle yargı-ordu-meclis ve hükümeti tek elde toplayan başkanlık rejimine geçilmelidir. Bir kişiyi ikna etmek, birbirini denetleyen yapıyı ikna etmekten çok daha kolay olacaktır.”

Bütün bunlar çok net bir vaziyette, önümüze getirilen projenin bir CIA projesi olduğunu açıkça kanıtlıyor.

Resim

Yeni sistemin adını koyan Fethullah Gülen’dir

*Yeni anayasa ve yeni sistem söylediğiniz gibi bir CIA projesi ise Fethullah Gülen’in bu projeyle bağlantısı nedir?


Bakın Fethullah Gülen sonuçta bir kukla, önemli olan onun kimin kucağına oturttuğu... Dünyada yetkileri genişletilmiş cumhurbaşkanlığı diye bir sistem yok. Peki adını kim koydu? Bunun adını koyan, yani isim babası Fethullah Gülen'dir. 30 Mart 1997 tarihinde çete başı, Zaman Gazetesi'ne verdiği bir röportajda sistemin adını koyuyor ve şöyle diyor: “Başkanlık sisteminin alt yapısı hazırlanmalıdır. Salahiyetleri (yetkileri) genişletilmiş bir cumhurbaşkanlığı üzerinde durulursa bir rıhtım, bir sıçrama ayağı, bir rampa sayılabilir. Ben şahsen başkanlık sistemine de, salahiyeti genişletilmiş cumhurbaşkanlığı sistemine de sıcak bakıyorum.”

Elbette burnunu çekmekten aciz bir sümüklü adamın aklı değil bu... Kimin kucağında oturuyorsa onların aklı... Yani yine CIA’in ve Graham Fuller'in...

Resim

Necmettin Erbakan projeyi reddetmişti

*Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan bu noktada nerede duruyor sizce? Yalnızca kişisel çıkarlarını mı göz önünde tutuyor?


Küresel tezgâhta her şey birbiri içine geçmiştir. Fuller'lerin bu projesi ilk etapta Necmettin Erbakan'a sunulmuştur ama Necmettin Hoca milli bir adam olduğu için bu projeyi reddetmiştir. Reddettiği için 28 Şubat'ta alaşağı edilip bu projeyi uygulamaya dünden razı ve hevesli olanlar iş başına getirilmiştir. Nitekim Erbakan Hoca ölmeden önce bütün konuşmalarında bunları deşifre etmiştir.

Bu gördüğünüz gibi Türkiye'ye dayatılan küresel bir tezgahtır. Hatta bilemeyiz bizzat cumhurbaşkanı ve Türkiye de tuzağa düşürülüyor olabilir. Bu sistemin müellifleri yazarları CIA'cılar. Ama korkum şu ki ben birçoklarının bu işin farkında olduklarını düşünüyorum.

Resim

15 Temmuz, ‘evet’ ile amacına ulaşacak

*Fethullah Gülen’in düşman ilan edilmesi, 15 Temmuz darbe girişimi… Kılıçdaroğlu’nun “15 Temmuz kontrollü darbe girişimidir” sözleri… Bu olayın temelinde CIA ve sizin söyleminizle CIA’in kucağında oturan bir Fethullah Gülen var ise, Fethullah Gülen’in düşmanlaştırılmasını nasıl okumak gerekir?


Bunlar çok iç içe geçmiş şeyler. Bu aslında bir referandum değil, bu bir federandum. Ben kâhin değilim ve komplo teorisi üretmek istemiyorum. 15 Temmuz’un karanlıkta kalan çok yönü var ve zamanla açığa çıkacaktır. Ama kesin olan bir yönü de var: Bunun arkasında Fethullahçı çete ve onu kucağında oturtan CIA var. Sadece FETÖ dersek eksik kalır. FETÖ bağımsız bir yapı değil ki… Bizzat hükümet de cumhurbaşkanı da söylüyor, adını koyamıyor ama “üst akıl” demekle Amerika’yı kastediyorlar; o zaman bu cumhurbaşkanlığı sisteminin arkasında da planlayıcı olarak CIA var.

Sonuç itibariyle bu halk oylamasında evet çıkması 15 Temmuz'un sonuca ve amaca ulaşmasını sağlayacak. Bu referandumda evet demek, bilerek ya da bilmeyerek 15 Temmuz’un amacına ruhuna evet demek olacak ve yarım kalmış darbe teşebbüsünü tamamlanacak. Her hayır ile bu darbe teşebbüsüne ve Türkiye üzerinde kurulan küresel tezgâha hayır denmiş olacak. Burada çıkacak bir hayır başbakanı ve cumhurbaşkanını da kurtarmış olacak.

Resim

YURT, 6 Nisan 2017
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Bu hükümet değil, hükmetme sistemidir / Ümit KOCASAKAL (Röportaj: Ülkü ÇOBAN)

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Nis 07, 2017 15:45

2019'a kadar mıntıka temizliği yapacaklar

2. Bölüm

İstanbul Barosu Eski Başkanı Ümit Kocasakal "Yeni anayasa düzenlemesinin geçmesi halinde 2019'da yürürlüğe girecek olmasını değerlendiren Ümit Kocasakal "Hem partisinde, hem de yargıda her şey dört dörtlük ayarlanacak, 2019'a kadar mıntıka temizliği yapılacak" dedi.

Resim

Ülkü ÇOBAN / YURT Gazetesi

*Yeni anayasa ve beraberinde yeni sistem için yapılacak olan halk oylamasına sayılı günler kaldı. Peki, referandumdan ‘evet’ çıkarsa neden yürürlüğe girmesi için 2019’a kadar bekleniyor? Neden hemen değil?

Kendilerince en çok ihtiyaç duydukları şey: Partili cumhurbaşkanı olmak, kontrolü ele almak ve HSYK… Bence 2019’a kadar bir mıntıka temizliği yapılacak. Hem kendi partisinde, hem yargıda her şey dört dörtlük ayarlanacak.

Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu’na “Madem elinde dosyalar var şimdi açıkla, 16’sından sonra zaten bir işe yaramayacak” dedi. Niye? Zaten bu geçerse HSYK üzerinden kalan yargıyı da halledecekler. Senin istediğin kadar dosyan-kanıtın olsun, onunla ilgili işlem yapabilecek yargı kalmayacak.

Terörist başı Öcalan da 'evet' diyor

*Başbakan Binali Yıldırım’ın "FETÖ, PKK, HDP ‘hayır’ diyor, biz bu nedenle ‘evet’ diyoruz” sözlerine ne söylersiniz?


Bir kere mantık hatası var. Siz onlar bir şey dediği için ‘evet’ diyor olamazsınız, siz bu düzenlemeyi kendiniz getirdiğiniz için ‘evet’ diyorsunuz.

Peki o zaman başka kim evet diyor size söyleyeyim: Abdullah Öcalan isimli terörist başı ‘evet’ diyor. Bunu ilk açıklayan bizzat Yalçın Akdoğan’dır; "Öcalan başkanlığa hayır diyor iddiası külliyen yalan" diyor.

İmralı tutanaklarında ise Öcalan şunları söylüyor: “Eski yaşam alışkanlıkları topyekûn bırakmak gerekir. Çünkü bu bir rejim değişikliği olacak. Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet ve çok partili hayata geçişten daha önemli, hepsinden daha derinlikli olacak.” Ve başka bir yerde de “AKP, iktidarı gökten inmiş sandı; AKP'yi 10 yıldır ayakta tutan benim, biz AKP'yi çıkartan gücüz” diyor. 'Biz' derken kendi değil, onun da kucağında oturduğu güç: Amerikan emperyalizmi ve CIA... Sonra terörist başı ağzından baklayı çıkarıyor: “Başkanlık sistemi düşünülebilir, biz başkanlığı destekleriz, biz AKP ile bu temelde bir ittifaka gireriz”
diyor.

PKK, YPG, PYD, IŞİD, FETÖ aynı babanın çocukları

*Yalnız orada "Tayyip Bey'in başkanlığında bir ittifaka gireriz" yazıyor. Tayyip Bey kısmını neden okumadınız?


Bakın, niye kişiler üzerinde durmuyorum? Bugün o olur, yarın başkası olur ve o zaman yanılırız. Onlar için önemli olan, kendileri açısından tehlike arz etmeyecek bir kişinin, yani onların çizgisinde bir kişinin olması.

PKK, YPG, PYD, IŞİD, FETÖ hepsi aynı babanın çocukları aslında... Hepsini aynı güç idare ediyor. Ha bunların bazıları kardeş olduklarından bile haberdar olmayabilir. Ama bilmemeleri onların kardeş oldukları gerçeğini değiştirmez.

AKP'ye gönül vermiş biri olsam 'hayır' derim!

*”Rejim değil, sistem değişiyor” deniyor. Sizce hangisi değişiyor?


Peki o halde, bu açıklamalar ne? Bir AKP vekili “200 yılın hesabını soracağız” diyor. Birisi “100 yıllık prangalardan kurtulacağız” diyor. Bir diğeri “Anlamıyor musunuz? Bu bir referandum değil, ilk kez 90 yıl sonra ülkemizi geri almak için bu kadar yaklaştık” diyor. Şimdi bana izah edin, rejim değişikliği değil madem, bunlar ne? Bir MKYK üyesi “Erdoğan önce başkan sonra halife olacak” diyor. Kimisi ‘Evet’ çıkmazsa iç savaş çıkar diyor.

Ben eğer AKP’ye ve cumhurbaşkanına gönül vermiş bir kişi olsam sırf bu sebeple ‘hayır’ derim. Çünkü, 80 milyonluk bir ülkeyi bu sistemle yönetemezsiniz. Sizi de zor duruma düşürür; güçleneyim derken, korunaksız ve güçsüz olursunuz. Çünkü meşruiyetiniz sorgulanır.

Benim için yurttaşlarımız vardır ve ben sadece yurttaşlarımı bilgilendiriyorum. Ve diyorum ki: Bütün bunlara rağmen, evet demenin vebalini üstleniyorsan, bir şey diyemem. Ama benim söylediklerimin doğruluğuyla ilgili en küçük bir ihtimal varsa, lütfen ülken ve geleceğin üzerine kumar oynama! Bu riski göze alma. İnanın bana ‘hayır’ çıkarsa, iktidar ve cumhurbaşkanı da daha rahat nefes alır.

Hani atanmışlar ülkeyi yönetemeyecekti?

*Milletvekilleri de cumhurbaşkanı tarafından belirlenmiş olacak… Bu durumun TBMM üzerindeki etkisi ne olur?


İstediği zaman feshedip seçime götürebildiği için gıkınızı çıkarmazsınız. Ne yapacak bu cumhurbaşkanı? Bakanları meclis içinden ve dışından istediği gibi atayacak. Hani atanmışlar yönetemeyecekti ülkeyi? İstediği zaman da görevden alacak. Meclisin bu konudaki denetimi sıfır. Bir bakan suç işlese veya yolsuzluk yapsa nasıl hesap soracağız? Şimdi diyorlar ki: Hesabı millet soracak. Mugalata yapmayın! Millet nasıl hesap soracak? Onlara göre, 5 yıl sonraki seçimde oy vermeyecek. Bu bir hesap sorma değil ki… Bakan yedi içti, beş yıl sonra aday olmadı. Ne olacak? Yediği içtiği yanına kar mı kalacak? Girdi seçilemedi, kar mı kalacak?

Cumhurbaşkanının suç işleme özgürlüğü olacak

*Anayasa düzenlemesi geçerse, partili cumhurbaşkanlığı ve milletvekilleri seçimlerinin aynı gün yapılmasının sebebi ve sonuçları ne olur?


Aynı tarihte yapılıyor ki, kim cumhurbaşkanı olursa, genel başkanı olduğu parti de mecliste çoğunluğu elde ediyor. Sistemin özü bu. 600’e çıkıyor meclis. Bakanın cezai sorumluluğu, cumhurbaşkanın cezai sorumluluğu gibi düzenlenmiş. Nasıl hesap sorulacak? Hukuki olarak hesap soramıyorsanız, artık bakanların ve cumhurbaşkanın hukuki olarak suç işleme özgürlüğü var demektir.

Meclis’e karşı da şöyle bir önlem almış: Beşer şaşar, ola ki cumhurbaşkanının benimsemediği bir kanun yaparsa meclis, şimdiki anayasada cumhurbaşkanının bir kanunu incelemesi için 15 gün süresi var. 15 gün sonra ya veto edecek, ya onaylayacak. Bu yeni sistemde süre koymamışlar. Süre koymamak ne demektir? Geldi önüne, çekmeceye koyar bekletir. Daha da mı canını sıktı meclis. Feshediyor…

Seçimi yenileyebilmek fesihtir!

*Yeni düzenlemede cumhurbaşkanının fesih yetkisi var mı?


Tabii ki, fesih diye yazmıyor ama zaten yazması gerekmiyor ki… Meclis belli gerekçelerle ve belli bir çoğunlukla seçimin yenilenmesine karar verebiliyorken, cumhurbaşkanına hiçbir gerekçe göstermeden seçimi yenileme imkânı veriyorsun. Seçimi yenilemek ne demektir? "Seçimler yenilenecek" demişse, artık o meclisin milletvekillerinin görevi bitmiş demektir.

*Yasama dönemi bitiyor yani değil mi?

Fesih budur. Fesih meclisi tamamen dağıtmak değil. İşte siz "Seçimi yeniliyorum" dediğiniz anda da, o meclisin o dönemi bitmiş yani feshetmişsiniz demektir. Kim yalan söylüyor? Bu her okuyanın rahatlıkla anlayabileceği bir şey… Üstelik bir de şu yalanı söylüyor: "Şimdi de var" diyor. Var ama şimdi tek bir gerekçeye dayalı olarak var: 45 gün içinde hükümetin kurulamaması halinde. Ama burada gerekçe gösterme zorunluluğu yok. Feshettim gitti. Böyle bir durum…

YURT, 6 Nisan 2017
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Bu hükümet değil, hükmetme sistemidir / Ümit KOCASAKAL (Röportaj: Ülkü ÇOBAN)

İletigönderen Gönül Pınar Atacı » Cmt Nis 08, 2017 18:34

Baştan sona güncel, tamamen nesnel, tümüyle somut, derin bilimsel, gerçek yurtsever ve her açıdan mükemmel irdelemeler, değerlendirmeler, öngörüler, genellemeler ve öneriler içeren MUHTEŞEM bir röportaj. Özgün ve saygın hukukcu çok değerli ve sevgili hocamız Doç. Dr. Ümit KOCASAKAL'a sonsuz teşekkürler, yürekten sevgiler, içten duygular, derin saygılar ve en iyi dilekler. Sayın Ülkü Çoban'a, seçkin yayıncılar Yurt Gazetesi'ne ve Güncel Meydan'a ise kalpten tebrikler ve üstün başarılar. Gönül Pınar Atacı, 8.4.2017
Kullanıcı küçük betizi
Gönül Pınar Atacı
Üye
Üye
 
İletiler: 1285
Kayıt: Sal Ara 01, 2015 9:02


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 5 konuk

cron

x