Bu İş Böyle Devam Edemez, İnceldiği Yerden Kopsun / Erdal SARIZEYBEK

Emekli Jandarma Albay - Yazar

Bu İş Böyle Devam Edemez, İnceldiği Yerden Kopsun / Erdal SARIZEYBEK

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Nis 09, 2011 10:02

Bu İş Böyle Devam Edemez, İnceldiği Yerden Kopsun

Ömrümüzün tam yirmi iki yılı okumakla geçmiş, eğitimle öğretimle, kolay değil yirmi iki yıl, fazlası var ama eksiği yok?

Bize güvenlik nedir öğretmişler, terör nedir, mücadele nedir, eğitmişler öğretmişler, önemli görevler güvenmişler, yetiştirmişler…

Hak, hukuk, adalet nedir, kanımıza işlemiş bu değerler, kutsal insan hakları, yaşamak ve yaşatmak, özgür ve güvenle geleceğe bakmak, tarihimize sahip çıkmak, değerlerimize, kültürümüze, ülkümüze…

İnanmışız yürekten ve hizmet etmişiz bayrağımıza, insanımıza, toprağımıza, çocuklarımıza, geçmişimize ve geleceğimize hizmet etmişiz biz, boşa geçmedi bu ömür…

Hep hudutlara verdiler bizi, sesimiz çıkmadı hiç, terör ve kaçağın buluştuğu hudutlara, zor yerler, zor görevler, sesimiz çıkmadı, yanmadık hiç geçen ömre, yanmadık ailemize, çocuklarımıza, biz ne kadar çektiysek zorlukları onlar da çekti, vatan dedik, zorluğu yüreğimize gömdük, bayrak dedik, millet dedik, sesimiz çıkmadı hiç, yanmadık…

Altı tam yıl, hiç gece uyumadık karakolumuzu, bayrağımızı, hududumuzu korumak için. Dört tam yıl, ufak aralıkları saymayın, hiç evimize gitmedik. On tam yıl, hudut boylarında, dağlarda, köylerde yaşadık biz, yanmadık, sızlanmadık, şikâyet etmedik… “Vatan bizden hizmet bekliyor” dedik, çalıştık can pahasına, ölümü çoğu kez göze alıp kimi zaman da ölmek, evlatlarımızla birlikte gerektiğinde can vermek için yola çıktık biz, ancak öldürmeyen Allah öldürmedi, bu canı bağışladı bize, ama yanmadık hiç çektiğimiz çilelere…

Saymakla bitmez çektiklerimiz, ailelerimizin çektikleri, saymakla bitmez…

Çekilen çilelere tanıklıklarımız saymakla bitmez, milletimiz çok çekti bizim, çok… Allah devlete millete zeval vermesin diyerek çektiklerimizi yüreğimize gömdük biz, şikâyet etmedik hiç, yanmadık ama ya şimdi?

Ama ya şimdi?

Bu yürek yanıyor…

Terörle mücadele ile geçen onlarca yıl, canını esirgemeden mücadele eden kahramanlarımız, isimsiz kahramanlarımız terörist diye yaka paça, sanki bir hain, sanki bir düşman, sanki bir katil gibi, yaka paça hoyratça yakalanıp hapse atılıyor ve bunu gören bu yürek yanıyor…

Türk Ordusu, Mustafa Kemal’in Askerleri, Kahraman Ordumuz, medya üzerinden alçakça saldırılara uğruyor, Türk Ordusu PKK‘lı hainlerden bile daha aşağıda, alçakça saldırılara uğruyor ve bunu gören bu yürek yanıyor…

Öte yandan adına terörist denilen hainler, düşman, işbirlikçi medya üzerinden kahraman gibi algılatılıyor, hainlerin başı ile pazarlıklar yapılıyor, hainler başı yattığı yerden ardında yedi bin yıllık bir tarih gücü olan Türk milleti ve devletini tehdit ediyor, bunu duyan bu yürek dayanamıyor yanıyor…

Hele ki Osman Öcalan denilen katil, tam 74 askerimizin katili bu hain, nerdeyse her gün ekranlarda, boy boy resimler, bol bol demeçler, bu aziz millete dinletiliyor, gösteriliyor, buna tanık bu yürek dayanamıyor, artık dayanamıyor yanıyor…

Saldırılar sözde hukuk adına ve sözde terörle mücadele adına yapılıyor, yazık, bu hukuk değil, haykırın artık bu hukuk değil, bu terörle mücadele değil, kandırmayın kendinizi, hukuka saygılıyız maygılıyız demeyin artık çünkü hukuk bu değil!

En baştan çıkalım yola, Ümraniye bombaları dediler, terör örgütü deyip işin ucunu Türk Ordusu’na getirdiler, daha yeni 163 Türk askeri hapse attılar bu örgüt hikayesiyle, peki ne oldu bu bombalara, ne oldu bu Ümraniye soruşturması? Hiç, evet hiç bir şey olmadı, ortada kaldı, ne İstanbul savcıları, hakimleri sahip çıkıyor, ne askeri savcı ve mahkeme, ne de sivil yargı, ortada dolaşıp duruyor bu dosya, sahibi yok artık. Peki, hani bu terör örgütü bu bombalarla ortaya çıkmıştı? Ne olacak şimdi?

Ardından Sarıkız, ayışığı, eldiven, yastık yorgan deyip darbe işine girdiler. Bu nasıl darbe? Türk Ordusunun, çıkardığı yasal yönetmelikle toplumsal yaşamı destekleme faaliyetleri çerçevesinde yaptığı hem de göz önünde yaptığı halkı bilgilendirme toplantıları nasıl darbe oluyormuş, biri çıksın anlatsın bize! Rektörleri toplayıp ülkedeki gidişatı anlatmak, yüksek yargıyı davet edip ulusal çıkarların yok sayılmasının ülkeyi nasıl bir tehlikeye düşürdüğünü anlatmak nasıl darbe oluyormuş, çıkın anlatın bunu bize? Profesör Dr. Mehmet Haberal’ın basına açık toplantıları, Gazeteci Mustafa Başbay’ın tuttuğu haber notları, nasıl darbe oluyor, çıkın çıkın da anlatın bunu bir bize, bu nasıl bir darbe?

Sözde terörle mücadele adına yoğun bakımdaki bir insanın hastane odasını altı saat arayacaksınız ama 74 askerimizin katili terörist Osman Öcalan’ı ekranlara boy boy çıkartacaksınız, biz de susacağız öyle mi?

Basılmamış bir kitap yüzünden, bu taslakta tuttuğu notlar yüzünden bir gazeteciyi terörist diye hapse atacaksınız ama asıl terörist İmralı’ya yattığı yerden asıl terör örgütünü yönetmesine izin vereceksiniz, bunu gören bizler de susacağız öyle mi?

İmralı’daki hainin İsviçre’deki para kasalarını aramayacaksınız ama bizim gibi ömrünü milletine, devletine, bayrağına adamış insanları terör örgütü kasası diye arayacaksınız, terör örgütü şüphelisi yapacaksınız, banka banka dolaşıp olmayan para varlığımızı araştırıp bizi gazetelerin insafsızlığına bırakacaksınız, bizler de buna göz yumacağız öyle mi?

Kopsun birader kopsun, bu iş nerede kopacaksa kopsun, incelediği yerden kopsun, yeter artık!

Bu iş böyle devam edemez…

Sağda solda birkaç kemik bulup da ölüm kuyuları diyemezsiniz artık, deyip de gerçek kahramanları hapse atamazsınız artık yeter!

İstanbul Boğazı’na dalıp çıkıp birkaç mermi bulup, askerin üzerine atamazsınız, askerle polisi karşı karşıya getiremezsiniz artık yeter!

Deniz feneri, sokak lambası gibi kod adlarıyla çalışan sözde gizli tanıklarla, “o bunu öldürdü, bu bunu öldürdü” deyip insanlarımızı yargılamazsınız artık, bu hukuk değil, yeter artık!

İstanbul’da yasal çerçevede yapılmış bir seminerden yola çıkıp askerimize terörist diyemezsiniz artık, yasal bu yasal, gidin sorun İçişleri Bakanı’na, sorumlusu odur, bu seminerin asker değil, sorumluluk devredilmez, gidin sorun!

Daha ne yapacaksınız bundan sonra, yoksa şehitlerimize mi sıra gelecek! Aziz şehitlerimizin adlarını okullardan mı sileceksiniz, izin vermeyiz!

Terörle mücadele etmiş kahraman asker ve özel harekât polisimizi mi terörist diye mi yargılayacaksınız, buna izin vermeyiz!

Anayasa’dan Türk Milleti adını, Türk adını mı çıkaracaksınız, bu iş o kadar kolay değil, izin vermeyiz buna!

İmralı’da yatan haini mi dışarı çıkaracaksınız, PKK’ya güç verip ülkeyi kardeş kavgasına mı sürükleyeceksiniz, buna izin vermeyeceğiz, inceldiği yerden kopsun!

ARDINIZDA HALK YOK SİZİN, ABD var, İSRAİL var, AB var, hatta PKK bile var ama TÜRK MİLLETİ SİZİN ARDINIZDA YOK ARTIK!

Kutsal bildiğimiz ADALET’i yok sayıp hukuku katledemezsiniz, siyasi yargı olmaz!

İsimsiz imzasız sözde ihbar mektuplarıyla, sözde gizli tanıklarla, sözde kâğıt parçalarıyla insanlarımızı hapse atmaya hakkınız yok sizin, böyle adalet olmaz!

PKK’yı görmezden gelip Türk Ordusu’nu PKK ile aynı kefeye koyamazsınız, bu ordunun milletindir milletin, Türk milletinden terör örgütü olmaz!

Savcılara hakimlere lakap takmaya hakkınız yok sizin, Ergenekon Savcısı olmaz, Cumhuriyet Savcısı olur Cumhuriyet!

Barzani’yi halk adına tanıyamazsınız, Barzani demek sözde Kürdistan demektir, bizim toprağımızı kimseyle paylaşamazsınız, bu toprak bizim!

Kıbrıs’ı Rumlara verip Kıbrıs Türk’ünü yok edemezsiniz siz, o kutsal toprakları şehit kanlarıyla aldık biz parayla değil, kimseye verecek toprağımız yok bizim!

Fener Rum Patrikhanesini devlet içinde devlet yapamazsınız, Müslümanız biz Hıristiyan değil!

Kardeşi kardeşe düşman edemezsiniz, buna izin vermeyiz, Türk-Kürt, Alevi-Sünni diye ayıramazsınız bizi, biz kardeşiz, bunun için seçmedik biz sizi!

Siz de kimsiniz der gibisiniz, Biz kim miyiz?

Sizin yok saydığınız bu demokraside, sizin yok saydığınız bu hukukta, sizin yok saydığınız Cumhuriyet’te siyasete hesap soracak olan en büyük gücüz biziz, halk, sizin yok saydığınız halkız halk, biz varız ve öfkemizden korkun artık, sizi biz iktidar yaptık, yine biz, sizi alaşağı etmesini de biliriz, inceldiği yerden kopsun artık bu iş…


Erdal SARIZEYBEK, 9 Nisan 2011
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Erdal SARIZEYBEK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x